13. Hukuk Dairesi 2020/1604 E. , 2020/4089 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulününe kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ile arasında 01/09/2014 tarihinde parkların koruma ve güvenlik hizmetinin 48 güvenlik görevlisi ile yerine getirilmesine dair güvenlik hizmet sözleşmesi imzalandığını, başlama ve bitiş tarihleri revize edilen sözleşmenin "26/09/2014-05/10/2014" tarihlerini kapsayacak şekilde yürürlüğe alındığını ve uygulandığını, sorumluluğunu eksiksiz olarak yerine getirdiğini, taraflar arasındaki güvenlik hizmeti sözleşmesinin 7.maddesinde "Taraflardan birinin sözleşme tarihi dolmadan önce sözleşmenin feshini istemesi durumunda veya sözleşme şartlarına uyulmamasından dolayı, fesihten doğacak yasal yükümlülükler ve zararlar sözleşme bedelinden az olmamak kaydı ile fesih isteyen tarafça karşılanacaktır. Taraflardan biri sözleşme süresinin dolmasından iki gün evvel bu konuda yazılı bir talepte bulunmamış ise sözleşme yenilenmiş sayılacaktır. Yenilenen sözleşme aynı hükümlere tabi olacaktır." hükmünün bulunduğunu, davalının mezkur sözleşme hükmü hilafına 06/10/2014- 15/10/2014 dönemi için yenilenmiş olan sözleşmeyi feshettiğini yasal süresinden sonra, 10/10/2014 tarihinde 1634/1756226 sayılı yazısı ile bildirerek hem sözleşmeye aykırı hareket ettiğini, hem de şirketin zararına sebebiyet verdiğini, sözleşmenin 7.maddesindeki uğranılan zararın sözleşme bedelinden az olamayacağı yönündeki cezai şartın ödenmesi talebinin ... 4.Noterliği"nin 03/02/2015 tarih ve 04021 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıya ihtar edildiğini ve bu ihtar yazısının usulü dairesinde davalıya tebliğ edildiğini, bundan sonra davalı borçlunun, cezai şartın tahsili için hakkında başlatılan ... 23.İcra Müdürlüğü"nün 2015/4084 esas sayılı dosyasında aleyhinde yürütülen icra takibine yaptığı haksız ve hukuka aykırı itirazının fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla iptaline, davalı borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen ve başlangıç tarihi 13/02/2015 olan %11,75 faiziyle ödemeye ve takip konusu asıl alacağın %20"sinden az olmamak üzere tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacı firmadan 06/09/2014 tarihinde başlayan 15/09/2014 tarihinde biten 10 günlük, 16/09/2014 tarihinde 25/09/2014 tarihinde 10 günlük ve 26/09/2014 tarihinde başlayıp 05/10/2014 tarihinde biten 10 günlük 3 defa güvenlik hizmeti alımı gerçekleştirdiğini, işin bitim tarihi 05/10/2014 tarihi olup, bu tarihten sonra davacı firmadan herhangi bir hizmet alımı yapılmadığını ve şirkete bağlı personel çalıştırılmadığını, davacı firmanın, idarenin davalı firmaya borcu olmadığı halde haksız yere icra takibi yaptığını ,bu nedenle haksız davanın reddine, icra takibinin kötüniyetli olması nedeniyle asıl alacağın %20"sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, taraflar arasındaki sözleşmede belirlenen 45.500,00-TL cezai şartın fahiş olması nedeni ile 20.000,00-TL"ye indirilmek sureti ile ... 23. İcra Müdürlüğü"nün 2015/4084 esas sayılı takip dosyası kapsamında 20.000,00-TL asıl alacak, 7,00-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 20.007,00-TL alacak kısmı yönünden davalının itirazının iptaline, takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, takip tarihinden itibaren asıl alacağa ticari temerrüt faizi yürütülmesine, yasal koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine, reddedilen kısım yönünden yasal koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, davacı şirket ile davalı kurum arasında yapılan parkların koruma ve güvenlik hizmetini ilişkin sözleşmeye aykırılıktan dolayı ödenmesine karar verilen cezai şartın tahsili istemine ilişkindir. Davacı şirket davalı hakkında, aralarında imzalanan sözleşmenin 7. maddesinde yazılı, "Taraflardan birinin sözleşme tarihi dolmadan önce sözleşmenin feshini istemesi durumunda veya sözleşme şartlarına uyulmamasından dolayı, fesihten doğacak yasal yükümlülükler ve zararlar sözleşme bedelinden az olmamak kaydı ile fesih isteyen tarafça karşılanacaktır. Taraflardan biri sözleşme süresinin dolmasından iki gün evvel bu konuda yazılı bir talepte bulunmamış ise sözleşme yenilenmiş sayılacaktır. Yenilenen sözleşme aynı hükümlere tabi olacaktır." hükmünün davalı tarafından ihlali sebebiyle cezai şartın tahsili amacıyla takip başlatmıştır. Mahkemece, “..davacı lehine cezai şart koşullarının oluştuğu, ancak mahkememizce fahiş bulunan cezai şart miktarının 6098 sayılı T.B.K. 182/3. maddesi gereğince indirilmesi gerektiği kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, cezai şart miktarının 45.500,00-TL den 20.000,00 TL"ye indirilerek 20.000,00 TL asıl alacak ve asıl alacağa ihtarname ile temerrüt( 13/02/2015) tarihinden, takip tarihine(17/02/2015) kadar yıllık % 9 yasal faiz oranı üzerinden hesaplanan 7,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 20.007,00 TL alacak kısmı yönünden davalının itirazının iptaline, takibin devamına, cezai şartın niteliği gereği hakim denetimine tabi olması nedeniyle alacağın likit olmadığı kanaatiyle davacının yasal koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine ve reddedilen kısım yönünden de davalının yasal koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair ..” gerekçesiyle hüküm kurulmuştur. Mahkemece uygulanan bu cezai şarttan TBK"nın 182/3.maddesine göre fahiş olduğu değerlendirilerek indirim uygulanmışsa da, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 22/1.maddesinde; ""Tacir sıfatını haiz borçlu, Türk Borçlar Kanununun 121. maddesinin ikinci fıkrasıyla 182. maddesinin üçüncü fıkrasında ve 525. maddesinde yazılı hâllerde, aşırı ücret veya ceza kararlaştırılmış olduğu iddiasıyla ücret veya sözleşme cezasının indirilmesini mahkemeden isteyemez."" hükmü düzenlenmiş olup, davalı için de ticari iş olan sözleşme nedeniyle davalı, taahhüdünün sonucuna katlanmalıdır ve kararlaştırılan cezai şarttan indirim yapılması mümkün değildir. Mahkemece Türk Ticaret Kanunu"nun 22/1.maddesi dikkate alınarak bir değerlendirme yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle cezai şarttan indirim yaparak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
3-İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra- inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda bulunması nedeniyle alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulü ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Mahkemece, davacının bu istemi hakkında kabul kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde icra inkar tazminatı talebinin reddedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle davalının temyiz itirazlarının reddine, temyiz olunan hükmün ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 683,00 TL. kalan harcın davalıdan alınmasına, peşin alınan 31,40 TL harcın davacıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu davacı yönünden açık, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu davalı yönünden kapalı olmak üzere 02/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.