4. Hukuk Dairesi 2017/2156 E. , 2020/404 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : 1-... 2-... mirasçıları: a-... b-... c-İ... vekili Avukat ... 3-... 4-... 5-...
Birleşen Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/110-2002/237 sayılı dosyasında:
DAVALILAR : 1-... 2-... vekili Avukat ...
Birleşen Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/144-2006/247 sayılı dosyasında:
DAVALILAR : 1-... 2-... 3-... 4-... 5-... 6-... Mirasçıları: a-... b-... c-... 7-... mirasçıları: a-... b-... c-... d-... e-... f-... g-...
Birleşen Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/145-2006/80 sayılı dosyasında:
DAVALILAR : 1-... 2-... 3-... 4-... 5-... 6-...
Birleşen Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/146-2006/81 sayılı dosyasında:
DAVALILAR : 1-... 2-... 3-... mirasçıları: a-... b-... c-...
Birleşen Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/138-2012/61 sayılı dosyasında:
DAVALILAR : 1-... vekili Avukat ... 2-... 3-... 4-... 5-... 6-... 7-... 8-... 9-... 10-... 11-... 12-... mirasçıları: a-... b-... c-...
Asıl ve birleşen davalarda davacı ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 09/01/2004 gününde verilen dilekçe ile mahkeme kararlarının yerine getirilmemesi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl davada maddi tazminat talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat talebi yönünden davanın kabulüne, birleşen Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/110 esas sayılı dosyasında davalılardan Gazipaşa Belediye Başkanlığı yönünden yargı yolu nedeniyle mahkemenin görevsizliğine,
diğer davalı yönünden maddi tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, birleşen Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/144 esas sayılı dosyasında davanın kısmen kabulüne, birleşen Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/145 esas sayılı dosyasında maddi tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat talebinin kabulüne, birleşen Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/146 esas sayılı dosyasında davalılardan ... ve ... yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalı ... yönünden esastan reddine, birleşen Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/138 esas sayılı dosyasında davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair verilen 20/02/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleşen davalarda davacı, davalılardan ..., davalılar ... ve ... mirasçıları vekili, davalılardan ..., davalılardan ..., davalılardan ..., davalılardan ... ve davalılardan ... tarafından süresi içinde istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyanın incelenmesinde, birleşen Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/144 esas sayılı dosyasının davalılardan ...’a gerekçeli kararın ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin tebliğe çıkarıldığı ancak tebligatın iade edildiği, iade edilen tebligat üzerine başkaca tebligat çıkarılmadığı anlaşılmaktadır. Şu durumda anılan davalıya gerekçeli kararın ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin usulüne uygun tebliği ile yasal temyiz süresi beklenildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtaya yeniden gönderilmesi için dosyanın geri çevrilmesi gerekmiştir.
2-Birleşen Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/145 esas sayılı dosyasının davalılarından ...’a gerekçeli kararın ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin tebliğe çıkarıldığı ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. fıkrasına istinaden muhtara tebliğ edildiği, ancak yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Şöyle ki;
7201 sayılı Kanunun 10. maddesinin birinci fıkrasına göre tebligat, muhatabın bilinen en son adresine yapılır. Aynı maddenin, 6099 sayılı Kanun ile eklenen ikinci fıkrasına göre ise bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır. Aynı Kanun’un 21. maddesinde ise muhatabın adresinde bulunmaması hâlinde yapılacak işlemler ve bu kapsamda 21/1 maddesinde muhatabın adresten geçici olarak ayrılmış olması halinde tebligat usulü, 21/2 maddesinde ise mernis adresine tebligat usulü düzenlenmiştir. Bu yasal düzenlemeler kapsamında, tebligatın öncelikle bilinen en son adrese, iade edilmesi hâlinde ise mernis adresine çıkartılması gerekmektedir.
Anılan Kanun’un “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” hükmü yer
almaktadır. Bu maddeye göre yapılan tebligatta, muhatabın geçici olarak adresten ayrıldığının bildirilmesi halinde, bildirimi yapan komşusunun kim olduğunun açık bir şekilde belirtilmesi ve imzasının alınması gerektiği, aksine bir durumda yapılan tebligatın geçerli olmadığı kabul edilmektedir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22/12/2004 tarihli, 12-765 esas, 730 sayılı ilamı da bu yöndedir. Komşunun ismi tespit edilip imzası alınmadan yapılan tebligat 7201 sayılı Kanun’un 21/1 ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliğinin 30 ve 35. maddelerine göre usulsüzdür.
Birleşen Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/145 esas sayılı dosyasının davalılarından ...’a gerekçeli kararın ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin tebliğine ilişkin tebliğ mazbatasında ismini vermeyen komşunun beyanı ile muhatabın geçici olarak çarşıya gittiği tespit edilmiş ve tebligat, TK’nın 21/1 maddesi gereğince muhtara tebliğ edilmiştir. Yukarıda anılan kanun maddesi ile HGK kararı gereğince muhatabın çarşıya gittiği bildirimini yapan komşunun kim olduğu tebliğ mazbatasında açıkça yazılmadığından yapılan tebligat usulsüzdür. Şu durumda, mahkemece davalı ...’a gerekçeli kararın ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin usulüne uygun tebliği ile yasal temyiz süresi beklenildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtaya yeniden gönderilmesi için dosyanın geri çevrilmesi gerekmiştir.
3-Birleşen Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/144 esas sayılı dosyasının dahili davalılarından ... ve ...’a gerekçeli kararın ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin 7201 sayılı Kanun’un 10. maddesine göre tebliğe çıkarıldığı, adresin sürekli kapalı olması ve tebliğ imkansızlığı nedeniyle TK’nın 21. maddesi gereğince evrakın muhtara tebliğ edildiği, tebligatta adresin mernis adresi olduğuna dair şerh yer almadığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda (2) numaralı bentte yer alan açıklamalar dikkate alındığında, birleşen Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/144 esas sayılı dosyasının dahili davalılarından ... ve ...’a gerekçeli kararın ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin tebliğinin Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin hangi fıkrası gereğince yapıldığı tebliğ mazbatasından anlaşılamamakta olup yapılan tebligat işlemi usulsüzdür. Şu durumda, birleşen Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/144 esas sayılı dosyasının dahili davalılarından ... ve ...’a gerekçeli kararın ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin usulüne uygun tebliği ile yasal temyiz süresi beklenildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere yeniden gönderilmesi için dosyanın geri çevrilmesi gerekmiştir.
4-Birleşen Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/144 esas sayılı dosyasının davalılarından ... ile dahili davalılarından ...’a davacı vekilinin temyiz dilekçesinin tebliğ edilmediği anlaşıldığından anılan davalılara davacı vekilinin temyiz dilekçesinin usulüne uygun tebliği ile yasal temyiz süresi beklenildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere yeniden gönderilmesi için dosyanın geri çevrilmesi gerekmiştir.
5-Birleşen Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/145 esas sayılı dosyasının davalılarından ...’in kararı temyiz ettiği ancak anılan davalıdan temyiz harcı alınmadığı anlaşılmaktadır.
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun değişik 434. maddesinin üçüncü fıkrası hükmüne göre temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamı ödenir. Bunların eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa kararı veren hâkim veya mahkeme
başkanı tarafından verilecek yedi günlük kesin süre içinde tamamlanması, aksi hâlde temyizden vazgeçilmiş sayılacağı hususu temyiz edene yazılı olarak bildirilir. Verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde mahkeme kararının temyiz edilmemiş sayılmasına karar verilir. 25/01/1985 tarihli, 1984/5 esas 1985/1 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre, harca tabi olmasına rağmen mahkeme kalemince harç hesap edilip ilgilisinden istenilmeden ve dolayısıyla harç alınmadan temyiz defterine kaydedilen temyiz dilekçeleri hakkında da sözü edilen fıkrada öngörülen eksik harç ödenmesi halinde yapılacak işlemle ilgili kuralın kıyasen uygulanması ve bu durumda dilekçenin temyiz defterine kaydedildiği tarihte temyizin yapılmış sayılması gerekir.
Birleşen Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/145 esas sayılı dosyasının davalılarından ...’in temyiz harcını ikmal etmesi için de dosyanın geri çevrilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1, 2, 3, 4 ve 5) numaralı bentlerde açıklanan şekilde işlem yapılıp eksiklikler tamamlandıktan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtaya yeniden gönderilmesi için dosyanın mahal mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 05/02/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.