11. Hukuk Dairesi 2015/5329 E. , 2016/2224 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17.11.2014 tarih ve 2012/187-2014/968 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 01.03.2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalılar vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalıların dava dışı limited şirketin ortağı iken hisselerini 3. kişilere devrettiklerini, bu devir sonucu müvekkili ile davalı ..."in ortaklığının sona erdiğini, diğer davalının halen şirkette hissesinin bulunduğunu, bununla birlikte davalıların fiilen söz konusu şirketi yönetmeye devam ettiklerini, müvekkilinin şirkete ortak olduğu dönemde dava dışı şirketin borçları için şahsi ödemeler yaptığını, gerek hisse devir bedeli ve gerekse de şirket için yaptığı harcamalar nedeniyle müvekkilinin davalılardan 200.000 TL alacaklı olduğunun davalılarca da kabul edildiğini ve bu alacağın teminatı olarak 200.000 TL bedelli senedi müvekkiline verdiklerini, ancak senet bedelinin ödenmediğini, bu nedenle müvekkilinin davalılar aleyhine icra takibi başlattığını, davalıların haksız itirazları üzerine icra takibinin durduğunu ileri sürerek, davalıların icra takibine yaptıkları itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına mahkum edilmelerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, icra takibine dayanak yapılan senedin müvekkillerinin şahsi borcu için verilmediğini, şirket ortaklığı nedeniyle söz konusu belgenin düzenlendiğini, davacı şirket ortaklığından ayrıldığından bu senede dayalı olarak herhangi bir talepte bulunamayacağı gibi davacının bir alacağının da mevcut olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının dava dışı limited şirketteki hisselerini 21.02.2011 tarihinde devrederek ortaklıktan ayrıldığı, davacının ortaklıktan ayrıldığı dönemde davalıların davacıya verdikleri senedin arkasında "05.10.2010 tarihindeki hesaplarımıza istinaden ..."ın şirketteki alacağına istinaden bu senet düzenlenmiştir. Borcu çıkması halinde bu senedin geçerliliği yoktur" ibaresinin bulunduğu, davacının şirkete borcunun olduğuna dair bir belgeye rastlanmadığı, bu durumda davalıların itirazlarının haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalıların itirazlarının iptaline, %40 oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 10.246,00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenlerden alınmasına, 01.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.