BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/262 Esas 2019/630 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2016/262
Karar No: 2019/630
Karar Tarihi: 25.06.2019

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/262 Esas 2019/630 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/262
KARAR NO: 2019/630

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 10/03/2016
KARAR TARİHİ: 25/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalıların ortağı oldukları ...Şirketi’nin hisselerinin satışı için mesleği emlakçılık olan davacı müvekkile başvurduğunu, Tarafların talepleri doğrultusunda müvekkilinin satış talep eden davalılar ile hisselerin alıcıları arasında iletişim kurduğunu, tarafların talepleri konusunda uzlaşmalarını sağlayarak ... Şirketi’nin hisselerinin ... Şirketi’ne devrini sağladığını, Asıl sözleşmenin alıcı ve davalı satıcılarının menfaati doğrultusunda simsarlık faaliyeti gösteren davacı müvekkile herhangi bir ödeme yapılmadığı gibi, bir de sözleşmenin kurulmasıyla, devrin gerçekleşmesiyle hiçbir ilgisi bulunmayan, olay ile tek bağlantısı davalı... 'in eski iş ortağı ve çok yakın arkadaşı olmaktan ibaret olan... ’e simsarlık ücreti ödendiğini, Dosyaya sunulmuş olan e-maillerde de görüleceği üzere davalılar müvekkiline ...Şirket’nin satışı konusunda görevlendirdiklerini, Müvekkili ile davalı ... ve... arasında icap- kabul şeklinde yazışmalar olduğunu, hisselerin devredileceği bir alıcının bulunması için emlakçı müvekkilden hizmet talep ettiğini, müvekkilinin tamamen güven ilişkisine dayanarak davalıların taleplerine istinaden hareket ettiğini, davalı satıcılardan aldığı devir konusu hisselerin fiyat bilgilerini, binanın müsaitlik durumunu, alıcıların binayı görebilecekler gün/saat bilgilerini alıcılar ile paşlaştığını ve binayı gezdirdiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 30.000-TL simsarlık ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; simsarlık sözleşmesinin yazılı olması ve tarafların imzalarını ihtiva etmesi TBK m. 520/3 gereği olduğunu, alıcı ile satıcıyı buluşturan, sözleşmenin kurulmasını sağlayan simsarın, bahse konu taşınmazın hangi bedelle satıldığını ve dolayısıyla hak kazandığı ücreti bilmemesi mümkün olmadığını, Davacı elektronik posta yazışmalarını delil olarak kullanılamayacağını, İşbu hususta muvafakatlerinin bulunmadığını, Dava dilekçesinin ekinde yer alan elektronik posta yazışmalarına ve tüm içeriğine itiraz ettiklerini, Elektronik posta yazışmalarının itiraz halinde yazılı delil başlangıcı olarak dahi kabul edilmesi mümkün olmadığını, davaya konu taşınmaz ... adlı kişi tarafından satın alınmadığını, Davacı tarafın, taşınmazın alıcısı ile satıcısı hakkında bilgi sahibi olmaması dahi davacının simsarlık hizmeti vermediğini en açık şekilde ortaya koymadığını, satış davacının aracılık ettiğini iddia ettiği dava dışı 3. kişi ile iş sahibi arasında gerçekleştirilmediğinin açık olduğunu, müvekkillerinin ne... ’e ne de başka bir kimseye tellallık ücreti altında bir ücret ödemediklerini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

GEREKÇE: Dava, gayrimenkul satışı nedeni ile Simsarlık alacağına ilişkindir.
Mahkememizce dava konusu garimenkule ait tapu kaydı celp edildiğinde taraf iddia ve savunmaları, dosyaya ibraz edilen delillerin değerlendirilmesi ile taraflar arasında iddia olunan simsarlık sözleşmesi kapsamında davalının davacıdan alacağının olup olmadığı varsa miktarının belirlenmesinin istenilmesine karar verildiği, Ekonomi ve Finans Uzmanı Ticaret ve Borçlar Hukuku Öğretim Üyesi Bilirkişi Dr. ... tarafından sunulan 06/05/2018 tarihli bilirkişi raporunda; ... A.Ş.’nin yönetim kurulu ve yetkili üyeleri olan davalıların, ... A.Ş.’ye ait taşınmazın bilgilerini davacıya göndermeleri, davacının bu bilgileri ...’e göndermesi, ... A.Ş.’ye ait hisselerin ...’nin işlemleri sonucunda ... şirketine geçmiş olması gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde; ...A.Ş.’ye ait hisselerin davacının aracılık hizmeti sonucu satılmış olduğunun dolayısıyla davacının ücrete hak kazandığının kabul edilmesinin gerekeceği, Davacının talep edebileceği ücretin 1.569.245-TL olduğu kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekili bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi ile “davacı alacaklarının hisse devir tarihi olan 10 Kasını 2015 tarihinden başlayacak şekilde faiz hesap edilerek hükmün bu şekilde oluşturulmasını ve bu yönde ek rapor alınmasını talep etmiş ,Davalı vekili ise : uyuşmazlık konusu geçerli bir simsarlık sözleşmesi bulunup bulunmadığı, simsarlık sözleşmesinin varlığı halinde karşı tarafın simsarlık ücretine hak kazanıp kazanmadığına ilişkin olup, bilirkişi raporunun 2. maddesinde davaalıların ...A.Ş. Hisselerinin devri için davacıya başvurduğundan bahsedilmekte ,...A.Ş. hisselerinin ...Şirketi’ni devredildiğini ve ...A.Ş. olarak değiştirildiğini iddia edilmiş oluğunu hâlbuki ...A.Ş. hisselerinin satışı hiçbir zaman söz konusu olmadığı gibi şirketin adı ...dahi olmadığını hisse satışı yapılan şirket ... A.Ş. olup, bu şirketin ünvanı ...olarak değiştirildiğini, gayrimenkulun sahibi de ... olmayıp ... olduğunu. davacı taraf hiçbir şekilde yapılan işlemin hiç bir şekilde tarafı olmadığını, bilirkişi raporunda ... A.Ş.'nin hisselerinin ... aracılığıyla ... Investment şirketine geçirilmiş ve bu sayede gayrimenkul devri gerçekleştirilmiş olmasının ve ayrıca müvekkillerin ... ile davacı aracılığıyla tanışmış olmaları gibi tespitlerle davacının simsarlık hizmeti verdiğinin zorlama yorumlarla kabul edildiği raporun kabul edilmesinin mümkün olmadığını, davalıların Sonay Gülergin ile davacı aracılığı ile değil ...'in davalı ...'na messenger üzerinden attığı mesaj ile tanıştığını, davacı tarafın davalılara simsarlık hizmeti verdiğini kabul etmenin mümkün olmadığını, davacı tarafın dayadığı maillerin davalı tarafça en baştan beri kabul edilmediği gibi söz konusu maillerin davalılarca teyit edildiğine ilişkin bir delil de söz konusu olmadığını beyanla yeni bir bilirkişiden rapor alınması talebinde bulunuşlardır.
Tarafların iddia ve savunmaları, ibraz edilen deliller, dosyaya sunulan bilirkişi raporu ve bu bilirkişi raporuna karşı itirazları ve davacı beyanları nazara alınarak dosyanın yeni bir bilirkişi incelemesine tevdine karar verildiği, Muhasebe finans uzmanı bilirkişi ... ve Ticari Sözleşmeler, Borçlar, Akdi Sorumluluk vb uzmanı Bilirkişi Prof. Dr. ... tarafından sunulan 08/02/2019 tarihli 2. Bilirkişi raporunda; hakkın kötüye kullanılması yasağı kuralının uygulanmasını gerektirir nitelikte bir durumun da söz konusu olmadığı; dolayısıyla da davalı/satıcılar ile davacı/simsar arasında yazılı bir simsarlık sözleşmesi bulunmadığı için geçerli bir simsarlık akdi ilişkisinin kurulmadığının ileri sürülmesinin MK.md.2 anlamında hakkın kötüye kullanılması oluşturmadığı, bu nedenle Dava konusu uyuşmazlıkta, davacının davalılardan, simsarlık ücreti alacağına hak kazanamadığı kanaati bildirilmiştir.
Dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde ;
Davacının iddiası, taraflar arasında bir tellallık sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşme uyarınca şirkete ait gayrimenkule ilişkin olarak yer gösterme ve müşteri bulma hizmetleri verildiği, verilen bu hizmetler sonucunda şirketin hisselerinin satışının sağlandığı ancak tellallık hizmeti ücretinin ödenmediği yönünde olup davalılar ise, taraflar arasında herhangi bir simsarlık sözleşmesi bulunmadığını beyanla davanın reddini istemektedir.
Dosya içerisine sunulan deliller ile davaya konu taşınmazın ... A.Ş. adına kayıtlı olup, ... A.Ş. nin tüm hisselerinin tek ortak sıfatı ile...A.Ş. ne ait olduğu, Davalıların ise ...A.Ş. nin hissedarları, yönetim kurulu üyeleri ve yetkilileri oldukları,...A.Ş. unvanının, 06.11.2015 tarihli olağanüstü genel kurul kararı ile 10.11.2015 tarihinde tescil edilerek ... A.Ş. olarak değiştirildiği ve bu tarih itibarıyla davaya konu taşınmazın ...A.Ş. mülkiyetine geçtiği, ...A.Ş. tarafından, yine 10.11.2015 tarihinde, TTK nin 198. Maddesi gereği yapılan beyanın tescil edilerek, tek hissedar konumundaki ... A.Ş. nin tüm hisselerinin ... Firmasına devredildiğinin bildirildiği, Yine aynı tarihte şirketin davalıların da içerisinde bulunduğu eski yönetim kurulunun istifasının kabulü ile yönetim kurulu üyeliğine pay sahibi olmayan ...’in seçildiği, dava dışı ... nin yine dava dışı ... A.Ş. ne ait ...bank hesabına 30.10.2015 tarihinde 5.788.600,00 TL ve 04.11.2015 tarihinde 46.519.567,32 TL olmak üzere toplamda 52.308.167,32 TL gönderdiği, -Bu durumda, davaya konu taşınmazın ait olduğu ...A.Ş. nin tek hissedarı konumundaki ...A.Ş. nin, hisselerini dava dışı .... ya 52.308.167,32 TL bedelle sattığı ve dava dışı .... nin bu işlem sonucunda, davacı yanın satışına aracılık ettiğini iddia ettiği taşınmazın sahibi konumundaki .... ne %100 ortak olmak yolu ile taşınmazın da sahibi olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ile davacının dava dilekçesindeki beyanlarından davaya konu hisse satışının asıl amacı, dava konusu taşınmazın mülkiyetinin davadışı/... Şirketi’ne geçirilmesi, yani taşınmazın davadışı/... Şirketi’ne satılması olup, dava konusu olayda, yazılı bir simsarlık sözleşmesi akdedilmemiştir. Kaldı ki “tek tarafın imzasını” içeren bir simsarlık sözleşmesi dahi akdedilmemiştir. Davacının dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu e-mail yazışmaları, taraflarca imzalanmış yazılı sözleşme metni olarak kabulü mümkün olmayıp , e-mail yazışmalarının taraflarca imzalanmış yazılı sözleşme metni olarak kabul edilebilecekleri farz edilse söz konusu e-mail yazışmalarının içeriğinde, taraflar arasında simsarlık sözleşmesi kurulmasına yönelik bir irade uyuşması, yani simsarlık sözleşmesinin “esaslı unsurları” hususunda bir anlaşma yer almadığından, e-mail yazışmaları ile taraflar arasında simsarlık sözleşmesi akdedildiği kabul edilemez. Taraflar arasında simsarlık sözleşmesi kurulmasına yönelik bir irade uyuşmasının varlığından söz edilebilmesi için; söz konusu e-maillerin içeriğinden, “davacı/simsarın yürüteceği simsarlık faaliyetinin neticesinde davalı/satıcı ile davacı/simsar arasında taşınmaz satışının (hisse devrinin) gerçekleşmesi halinde, davalı/satıcının davacı/simsara ücret ödemeyi vaad ettiği” hususlarının anlaşılması gerekmektedir. Ne var ki davacının dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu e-mail yazışmalarının içeriğinden, böyle bir irade uyuşmasının varlığından söz edilemeyecektir
TBK.md.520/f.3’ de yer alan hükme göre; “Taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz”.
Bu hükme göre; taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmelerinin geçerli olması için, yazılı şekilde yapılmaları şarttır. Simsarlık sözleşmesi, her iki tarafa da borç yükleyen bir sözleşme niteliğinde olduğundan, geçerli olması için, yazılı şekilde yapılmış olması (yani tarafların irade beyanlarının yazılı bir metinde düzenlenmiş olması) ve yazılı metnin altının satıcı ve simsar tarafından imzalanmış olması (TBK.md.14/f.1) şarttır. Taşınmaz konusundaki simsarlık sözleşmesi bu şekle uyularak akdedilmediği takdirde geçersiz olur ve sözleşme geçersiz olduğu için de, simsar (davacı) bu sözleşmeden dolayı herhangi bir simsarlık ücreti alacağına hak kazanamaz.
Anılan durum karşısında davacı/simsar ile davalı/satıcı arasında, yazılı bir simsarlık sözleşmesi akdedilmemiş olduğundan, davacının davalıdan simsarlık ücreti alacağına hak kazanamadığı kanaatine varılmakla aşağıdaki şekildi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının tespit taleplerinin hukuki menfaat yokluğundan REDDİNE,
2-Davacının alacak talebinin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 512,33-TL den 44,40-TL. nispi karar harcının mahsubu ile kalan 467,93-TL. harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalılar vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 3.600-TL. nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip ...
¸e-imzalıdır

Hakim ...
¸e-imzalıdır





Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.