Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/2413
Karar No: 2014/17146
Karar Tarihi: 15.12.2014

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2014/2413 Esas 2014/17146 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2014/2413 E.  ,  2014/17146 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... vd aleyhine 11/03/2013 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 13/09/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA 15/12/2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY YAZISI

    Dava, yayın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece davanın reddine karar verilmiş; davacı tarafından temyiz edilen hükmü, Dairemiz çoğunluğu onamıştır.
    Cumhuriyet Gazetesinin 28 Şubat 2013 günlü nüshasının birinci sayfasında davalılardan ... tarafından "Güncel" adlı köşesinde kaleme alınan ve gazetenin birinci sayfasında başlayıp, ondördüncü sayfasında devam eden "Artist" başlıklı köşe yazısındaki; "... konuşmalarında kıvıra kıvıra yan çizerek yeni anayasadan sileceğini ... badem bıyıklı suretini görmekten usandığımız TV"lerden birine çık .. ve ... Ben Türk değilim. Rize"nin bir zamanlar adı Rum olan bir köyünde doğma, rivayete göre Gürcü kökenliyim deyiver de boyunu bosunu görelim ! ... Bu (hangi) milletin barış ve huzuru için baldıran zehri de içermiş ! .. Artistlik yapma lan" ifadelerinin ağır ve haksız saldırı teşkil ettiği, eleştiriden ziyade kamuoyu nezdinde davacıyı yıpratmayı, küçük düşürmeyi ve aşağılamayı amaçladığı ileri sürülerek dava konusu yapılmıştır.
    Dairemiz çoğunluğu ile aramdaki uyuşmazlık, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde vurguladığı gibi, yukarıdaki sözlerin ifade özgürlüğü sınırları içinde kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Bilindiği üzere; ifade özgürlüğü, tüm insan hak ve özgürlükleri içinde, yaşam hakkıyla birlikte en önemli olanıdır. Ayrıca, bir politikacı hakkında yapılan eleştirinin sınırı sıradan vatandaşlara nazaran daha geniştir. Bu hususlarda tartışma ve duraksama bulunmamaktadır. Ancak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. maddesinin 2. paragrafında açıkça belirtildiği gibi, ifade özgürlüğünün kullanılması beraberinde bazı ödev ve sorumlulukları da getirmektedir. Bu bağlamda üç tür kısıtlama öngörülmüştür. Bunlar; kamu yararı, diğer bireylerin haklarının korunması, yargı erkinin otorite ve tarafsızlığının korunmasıdır. Şu halde, Sözleşmenin 10. maddesinin ikinci fıkrası, başkalarının, bu arada politikacıların da itibar ve haklarını korumaktadır.
    Diğer yandan, Türk Ceza Kanunu"nun 216. maddesinin ikinci fıkrasında; halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılamak hürriyeti bağlayıcı ceza yaptırımına tabi tutulmuştur.
    Davalı yazısında, konu ile ifade arasında sağlıklı bir düşünsel bağ kurmadan, gereksiz, yersiz, ırk ayırımı ve nefret içeren sözler kullanarak özle biçim arasındaki dengeyi bozmuştur. Bir başka etnik kökenden olduğunu imayı da aşar biçimde açıkça iddia etmek suretiyle davacıyı aşağılamıştır. Yazının sonundaki o sözcükleri ifade özgürlüğü kapsamında kabul etmek nasıl mümkün olacaktır. Bu ifadeleri sokakta külhanbeyiler söylese olabilir denilebilir. Bunları, Ülkemizin en eski bir basın organında köşesi olan çok kıdemli bir kişi yazmaktadır.
    Bu itibarla; Türk Medeni Kanunu"nun 24. ve 25. maddelerinde yer alan ve yine Türk Borçlar Kanunu"nun 58. maddesinde güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırı gerçekleşmiştir. Uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken davayı tümden reddeden yerel mahkeme kararını onayan çoğunluğun görüş ve kararına katılmıyorum.15/12/2014

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi