3. Hukuk Dairesi 2014/580 E. , 2014/8919 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : DİDİM(YENİHİSAR) 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/05/2013
NUMARASI : 2012/233-2013/257
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkilinin fiilen kullandığı meskenine ait elektriğin kesilmesinin ardından yaptığı araştırmada, başka bir adreste kendi adına olan ..... no.lu aboneliğe ait elektrik borcu nedeniyle kesintinin yapıldığını öğrendiğini, oysa bu aboneliğe ait sözleşmeyi müvekkilinin imzalamadığını, abone ve fiili kullanıcı olmadığı yere ilişkin borcu da olamayacağını iddia ederek, anılan abonelik sözleşmesinin iptali ile borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkilinin 15.08.2008 tarihinden itibaren, Denizli, Aydın, Muğla illerindeki elektrik dağıtım ve ticareti hizmeti yapma konusunda görevlendirildiğini, davaya konu abonelik sözleşmesinin, fiili devirden önce imzalandığını bu nedenle husumet itirazları olduğunu, bunun yanında aboneliğin davacı adına tesis edildiği 1994 tarihinden, davanın açılış tarihine kadar olan sürede davacı adına tahakkuk ettirilen faturaların hiçbirine itiraz olunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; iptali talep edilen elektrik abonelik sözleşmesinin bağlı bulunduğu apartmanın müteahhitliğini davacının bizzat yaptığı, davacının müteahhitliğini yaptığı taşınmazın üzerinde bulunan apartmanın elektrik sayacının kendi adına almasının hayatın olağan akışına uygun olduğu, bu hali ile iptali talep edilen abonelik sözleşmesi ile davacı arasında dava dilekçesinde iddia edildiğinin aksine doğrudan bir ilişkinin bulunduğunun anlaşıldığı, davaya konu parsele ilişkin tapu bilgileri ve inşaat ruhsatının davacı adına olduğu, abonelik sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olup olmaması önemli olmaksızın söz konusu inşaatın müteahhitliğini yapan davacının elektrik aboneliğini kendisi veya görevlendireceği işçisi tarafından bağlattığının kabulü gerektiği, her ne kadar daha sonra bina üzerinde bulunan bağımsız bölümlerin tapu devrinin davacı tarafından 3.kişilere devredilmiş ise de davacının usulüne uygun bir şekilde ilgili kurumlara başvuruda bulunarak söz konusu abonelik sözleşmesini kendi üzerinden düşürtmesi gerektiği, bu hali ile abonelik sözleşmesinin halen davacı üzerinde devam etmesindeki sorumluluğun davacı asilde bulunduğu gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 12774 no.lu elektrik aboneliği sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit isteğine ilişkindir. Davacı vekili, davaya konu abonelik sözleşmesinin altındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, abone olmadığı ve kullanmadığı elektrik borcundan da sorumlu olamayacağını iddia etmiş, davalı ise dava tarihine kadar tahakkuk eden faturalardan hiçbirine davacının itirazı olmadığını savunarak davanın reddini dilemiş, mahkeme de imza incelemesi yapmadan tamamen soyut çıkarımlarla davanın reddine karar vermiştir.
Mahkemece yapılacak iş; öncelikle davacının iddiası üzerinde durularak, davaya konu sözleşme altındaki imzanın davacıya ait olup olmadığı konusunda uzman bilirkişiler vasıtasıyla inceleme yapmak, daha sonra davalı savunması üzerinde durarak, daha evvel tahakkuk eden faturaların davacı tarafından ödenip ödenmediğini araştırmak ve varılacak sonuca göre bir karar vermek olmalıdır.
Mahkemece bu hususlara dikkat edilmeden eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile davanın reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.