13. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/343 Karar No: 2019/635 Karar Tarihi: 28.01.2019
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2019/343 Esas 2019/635 Karar Sayılı İlamı
13. Hukuk Dairesi 2019/343 E. , 2019/635 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, davalı hastanede 19.10.2009 tarihinde ameliyat olduğunu, ameliyattan çıktıktan sonra istirahat odasında hemşirenin kendisine ağrı kesici iğne yaptığını, iğnenin o anda bacakta kasılma yapmaya başlayarak fonksiyon kaybına neden olduğunu, davalı hastanenin gerekli cihaz bulunmaması nedeniyle kendisini ... Hastanesi’ne yönlendirdiğini, burada sağ bacakta enjeksiyon sonucu güç kaybının teşhis edildiğini, 09.12.2009 tarihinde ... ve 21.12.2009 tarihinde ... Üniversitesi Hastanesi’ndeki muayeneleri sonucunda sağ siyatik sinir lezyonu tanısı konulduğunu, bu olay nedeniyle düz tabanlı bir ayakkabı kullanamadığını, AFO denilen aparatı veya destekli uzun botları kullanmak zorunda kaldığını ileri sürerek; 6.500,00-TL manevi tazminat, 500,00-TL ekonomik geleceğin sarsılması tazminatı ve 250,00-TL çalışma gücü kaybı tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş; 15.09.2014 tarihli dilekçesi ile iş gücü kaybından dolayı talep ettiği tazminat miktarını 26.481,30-TL olarak ıslah etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Mahkemece, davacı tarafın iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğu, Yargıtay bozma ilamı çerçevesinde oluşturulacak 3 kişilik bilirkişi kuruluna ait ücreti kesin süreye rağmen yatırmadığı, kesin süreye uyulmamakla davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de mahkemece bilirkişi ücretinin yatırılmasına ilişkin 20.04.2017 tarihli celsede verilen ara kararın davacının gıyabında verildiği ve ara kararın davacıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır. Gıyapta verilen ve tebliğ edilmeyen ara karara dayanılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. 2-Davacı vekili 05.10.2017 tarihli celsede adli yardım talebinde bulunmuştur. Mahkemece, davacının adli yardım talebiyle ilgili değerlendirme yapılıp olumlu olumsuz bir karar verilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 3-Bozma nedenlerine göre, davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.