Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2020/1618 Esas 2020/16135 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/1618
Karar No: 2020/16135
Karar Tarihi: 28.09.2020

Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2020/1618 Esas 2020/16135 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, bir kişinin başka birinin kimlik bilgilerini kullanması suçlamasıyla yargılanan sanığın, öncesinde gerçekleştirdiği suçun bulunması gerektiğini belirtti. Ayrıca, bu suçun gerçekleştirilmesi ve kimlik bilgisi kullanımının aynı kişi tarafından yapılmış olması gerektiğini vurguladı. Suçun kasti veya taksirli olması fark etmese de, kabahatler veya disiplin eylemleri bu maddede değerlendirilmedi. Sanık, başkasının adını kullanarak yakalandı ancak yapılan inceleme sonucunda gerçek kimliği ortaya çıktı ve suçlamalardan beraat etti. Bu nedenle, suçun kanunilik ilkesi bakımından zorunlu olduğunu kabul etmek gerektiği açıklanmıştır. Kararda, suçun işlenmesi sırasında uygulanacak kanun maddesi TCK 206 olarak belirtilmiştir. Ayrıca, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi de kararda yer almaktadır.
8. Ceza Dairesi         2020/1618 E.  ,  2020/16135 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    25.06.2019 tarih ve 2019/8-249 esas ve 2019/499 karar sayılı Ceza Genel Kurul kararında belirtildiği üzere; TCK.nın 268. maddedeki suçun oluşması için öncelikle, fail tarafından işlenen bir suçun bulunması gerekmektedir.Başka deyişle iftira suçunun aksine, bu madde bakımından gerçek bir suçun işlenmesi ve bu suçun faili ile 268. maddedeki eylemin failinin aynı kişi olması zorunludur.
    İşlenmiş olması gereken suçun kasıtla veya taksirli suç olması arasında bir fark bulunmamaktadır.Fakat, maddede yalnızca suçtan söz edilmekle, kabahatler veya disiplin eylemleri madde kapsamında değerlendirilmemektedir.
    Maddedeki ifade biçiminin hatalı olduğu söylenebilir ise de, mevcut düzenleme karşısında, failin gerçekte o suçu işlememiş bulunduğunun anlaşılması halinde, başkasının kimlik bilgilerini kullanma eyleminin 268. maddedeki suçu oluşturmadığını kabul etmek, kanunilik ilkesi bakımından zorunlu görülmektedir. Bu tür eylemlerde 206. maddenin uygulanması gereklidir.
    Bu açıklamalar ışığında hırsızlık, mala zarar verme ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarının şüphelisi olarak yakalanması üzerine kimliğini sanığın kendisini kardeşi ... olarak tanıttığı, adı geçen hakkında soruşturma ve kovuştuma yapıldığı, yapılan yargılama neticesinde sanık ..."ın gerçek kimliğinin ortaya çıkartılarak, mağdur ..."ın bu suçları işlemediği anlaşılarak, sanık hakkında suç duyurusunda bulunulup soruşturmaya başlandığı yapılan kovuşturma neticesinde hırsızlık, mala zarar verme ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından beraat ettiği, beraat kararlarının temyiz edilmeksizin kesinleştiği, suç eşyasını satın alma suçundan ise ihbarda bulunulduğu anlaşılmakla, bu suçtan yapılan ihbar neticesinde yapılacak olan yargılamanın sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 28.09.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.