14. Hukuk Dairesi 2016/5242 E. , 2016/6426 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 09.05.2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 31.05.2016 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. ... ile karşı taraftan davacı vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacı, dava dışı yüklenici .... ile 29.05.1996 günü ... Noterliğinde düzenledikleri arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye tapu kaydı devredilen 379 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 3 numaralı bağımsız bölümü yüklenicinin dava dışı ..."a temlik ederek adına tescilini sağladığını, yükleniciyle yapılan sözleşmenin yüklenicinin edimlerini yerine getirmediği gerekçesiyle hükmen geriye etkili olarak feshedildiğini, bu fesih kararına dayanarak dava konusu taşınmazın devredildiği ... hakkındaki tapu iptali ve tescil istemli davanın kabul edildiğini, taşınmazın davalıya yolsuz olarak devredilmesi nedeniyle hükmün infaz edilemediğini ileri sürerek, taşınmazın adına tescilini istemiştir.
Davalı, mahkemenin görevsiz olduğunu, taşınmazı iyiniyetle edindiğini, davacının kötüniyetle hareket ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının iyiniyetli olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, mülkiyetin iadesi nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Hukukumuzda, kişilerin satın aldığı şeylerin ileride kendilerinden geri alınabileceği endişesi taşımamaları, dolayısıyla toplum düzeninin sağlanması düşüncesiyle, satın alan kişinin iyiniyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bir tanımlama yapmak gerekirse iyiniyetten maksat, hakkın doğumuna engel olacak bir hususun hak iktisap edilirken kusursuz olarak bilinmemesidir.
Belirtilen ilke, TMK"nın 1023. maddesinde aynen "Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur." şeklinde hükme bağlanmış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024. maddede "Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz." biçiminde vurgulanmıştır. Tapu sicili oluşturulan taşınmazların intikallerinde huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin iyiniyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır.
Gerçekten, kayıt malikinin mülkiyeti kötüniyetle kazandığı ileri sürülmüş ise, üçüncü kişinin ayni hakkın yolsuz olarak tescil edildiğini bilen veya bilmesi gereken şahıs olup olmadığına bakılması gerekir. Çünkü, TMK"nın 1024. maddesi uyarınca bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmişse bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişilerin yolsuz olan bu tescile dayanma olanakları yoktur ve kanun ve uygulamadaki deyimiyle bağlayıcı olmayan bir hukuki işleme dayanan ve hukuki sebepten yoksun bulunan tesciller yolsuz tescil sayılacağından, hakkı zedelenen üçüncü kişinin iyiniyetli olmayan malike karşı doğrudan doğruya şahsi hakkına dayanması mümkündür.
Somut uyuşmazlıkta, davacı arsa maliki ile dava dışı yüklenici arasında ... Noterliğinde 29.05.1996 günü düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği 379 ada 1 ve 381 ada 1 sayılı parsellerde yapılacak binalar karşılığında binaların % 33"ü arsa malikine % 67"si yükleniciye bırakılmıştır. Dava konusu taşınmazın tapu kaydı 14.05.2002 günü yüklenici tarafından dava dışı ..."a satış yoluyla devredilmiştir. 25.12.2012 günü kesinleşen ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/188 Esas, 2010/105 sayılı Kararı ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak hükmen feshedilmesi nedeniyle taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiştir. Bu davanın yargılaması sırasında taşınmaz kaydına herhangi bir şerh verilmemiştir. Dava konusu taşınmazın mülkiyeti 19.04.2010 tarihinde satış yoluyla davalıya nakledilmiştir. Yargılama sırasında dinlenen taşınmazların bulunduğu bölgede bekçi olan davacı tanığı, davacı ile bağımsız bölüm malikleri arasındaki ilişkiler hakkında bilgisi bulunmadığını, diğer davacı tanığı da komşu taşınmaz maliki olup, davacı ile dava dışı ... hakkındaki davayı bilmediğini söylemişlerdir. Davada öncelikle davalının TMK"nın 1023. maddesi uyarınca iyiniyetli olup olmadığı, TMK"nın 3. maddesi karşısında yararına geçerli bir tescilin sonuçları meydana gelip gelmeyeceği saptanması gerekir. Çekişmeye konu taşınmazın tapu kaydında davacı adına tesciline karar verilen davanın açıldığı ve hüküm tarihlerinde ve sonrasında herhangi bir sınırlandırma bulunmamaktadır. Ayrıca, dinlenen davacı tanıkları da taşınmazın davalı tarafından yolsuz olarak edinilip edinilmediğine ilişkin bir beyanda bulunmamışlardır. Davalının taşınmazı yolsuz olarak edindiğine dair başka bir kanıt da sunulmamıştır. Bu nedenle, davalının dava konusu taşınmazı TMK"nın 1024. maddesi uyarınca yolsuz olarak adına tescilini sağladığı kanıtlanamadığından edinimi TMK"nın 1023. madde uyarınca korunmamalıdır. Dolayısıyla, davanın reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca davanın reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.350 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 31.05.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.