14. Hukuk Dairesi 2014/16189 E. , 2016/6425 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.06.1990 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan muhakeme sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 05.06.2014 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı ..., duruşmasız olarak davacı ..., davacı ... ... vekili, davalı ... vekili, davalı ... ... vekili davacılar ... v.d. vekili, davacı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 31.05.2016 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ..., duruşmasız olarak temyiz eden ... v.d. Vekili Av. ..., müdahil davacılar vekili Av. ..., davalı ... ... vekili Av. ... ve ... ... vekili ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ..., sınırlarını gösterdiği kadimden bu yana zilyet ve intifa hakkı sahibi oldukları kadim meralarından davalı ...’nün idari men kararı bulunduğunu, ayrıca yaylanın ekilebilen kısmında köy halkından ...’nın tapulu taşınmazı bulunduğunu, bunun yanında köy halkından 100 kişiden fazlasının vergi kaydının bulunduğunu, tasarrufunda olduğunu kanıtlayan bu hususlara rağmen davalılar ... ve ... Köylerinin davacının kullanımını engellediğini ileri sürerek elatmanın önlenmesini,
Birleştirilen davada davacılar ... ve ..., murisleri ... adına kayıtlı “muharrem 1288” günlü dayanak tapu kayıtları içerisinde kalan kısma davalı ... ...’ın ev yapmak yoluyla elattığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ile yapıların kal’ini,
Yine birleştirilen diğer davada davacı ..., sınırlarını gösterdiği kadim yaylalarına davalılar ... Köyü, ... ve diğerlerinin elattığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yapıların kal’ini istemişlerdir.
Davalılar davaların reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, birleştirilen davaların reddine, asıl davanın kısmen kabulü ile fen bilirkişinin 18.03.2013 günlü raporunun eki krokide gösterilen sınırlar içerisindeki kısma davalı ...’nün elatmasının önlenmesine karar verilmiştir.
Hükmü, taraf vekilleri ayrı ayrı temyiz etmişlerdir.
Asıl ve birleştirilen davalar, meraya elatmanın önlenmesi ve kal; birleştirilen diğer dava tapulu taşınamza elatmanın önlenmesi ve kal istemlerine ilişkindir.
Yargılama sırasında yürürlüğe giren On Dört İlde Büyükşehir ...si Ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 6360 sayılı Kanun uyarınca davacı ..., ... Köyü ve ...li köylerinin tüzel kişiliği sona ermesi nedeniyle davacı köylerin bağlı bulunduğu ...ler davada taraf olarak yer aldıklarından taraf teşkili sağlanmıştır.
Mera, bir veya birden fazla köy veya kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4).
Mera, yaylak ve kışlak davalarında, tahsise ya da kadim kullanma hakkına dayanılabilir. Tahsise dayanıldığında, dayanak belgelerin, ayrıca karşı tarafın savunmasında ileri sürdükleri kayıtların tüm geldileri ile birlikte merciinden getirtilmesi, kadimlik iddiası varsa bu hususun araştırılması, gerektiğinde köyün kuruluş tarihinin İçişleri Bakanlığından sorulması ve köyün kadim ya da muhdes olup olmadığının saptanması gerekir.
Kadimlik iddiasında, yerel bilirkişi ve tanıklara taşınmazın kim tarafından ve ne şekilde kullanıldığı ve sınırları sorularak sonuca gidilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta, birleştirilen dava davacıları ... ve ..., murisleri olduğunu iddia ettikleri ... adına tarla niteliği ile kayıtlı 18.380m² yüzölçümünde, tarafları kayalık, ..., ... ve ... ile çevrili muharrem 1288 günlü, D.:44, V.:76 sıra 1117/ 8641 sayılı tapu kaydına dayanarak elatmanın önlenmesi ile taşınmazdaki yapıların kal’ini istemişlerdir.
Bu nedenle öncelikle taşınmaz maliki ... ile davacılar arasındaki mirasçılık ilişkisini kanıtlayan veraset ilamının dosyaya sunulması gerekir. Davacıların tapu kayıt malikinin mirasçıları olduğunun anlaşılması halinde mahallinde yeniden ve usulüne uygun keşif yapılarak ve tapu kaydının zemine uygulaması yapılarak nereyi kapsadığı bilirkişi raporunda gösterilmelidir. Ayrıca, asıl davada davacının dayandığı hükümlere ilişkin dava dosyaları getirtilmeli ve bu dosyaların içerisindeki krokilerin tamamı zemine uygulanarak davacının tasarrufundaki yaylalar saptanmalıdır. Bu hükümlerde davacı ... ile davalılar ... ve ... Köyleri’nin taraf olması ve dava konusu yerin görülmekte olan davada dava konusu taşınmaz ile aynı yer olduğunun anlaşılması halinde kesin hüküm bulunduğu dikkate alınmalıdır. Ayrıca davacı köyün yaylaları ile birleştirilen davanın davacılarının tapulu taşınmazlarının birbirlerine taşkınlıklarının bulunup bulunmadığı da belirlenmelidir.
Mahkemece, belirtilen hususlarda gerekli araştırmalar yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle taraflar vekillerinin temyiz itirazlarının ayrı ayrı kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıran taraflara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.05.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.