21. Ceza Dairesi 2015/13222 E. , 2016/2537 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
I-Sanığın, hakkında “dolandırıcılık” suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelen temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen “dolandırıcılık"" suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte olan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK"nun 102/4, 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık olağanüstü dava zamanaşımının, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, aynı Yasanın 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK"nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince istem gibi DÜŞÜRÜLMESİNE,
II-Sanığın, hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelen temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
a)Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında 5252 Sayılı Kanunun 9/3. maddesi uyarınca suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK ile 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Kanunun ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe olan hükmün belirlenmesi gerektiği gözetilmeden anılan karşılaştırma yapılmadan denetime olanak vermeyecek şekilde hüküm kurulması,
b)Sahte çek düzenlemek suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılan sanık hakkında UYAP sistemi üzerinden yapılan inceleme ve dosya kapsamından, benzer suçlardan başka dosyalarının bulunduğunun anlaşılması karşısında, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 gün ve 2013/11-397-2014/202 sayılı kararında açıklandığı üzere, belgelerde sahtecilik suçunun hukuki konusunun kamu güveni olduğu ve fiil tarihleri de dikkate alınarak; sanığın eylemlerinin her biri yenilenen kasıtla işlenmiş ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararıyla kanunun aynı hükmünü kısa zaman aralıkları içerisinde, birkaç kez ihlal etmek suretiyle zincirleme biçimde işlenmiş tek suçu mu oluşturduğunun değerlendirilmesi açısından, sanık hakkında sahte çek düzenlemek suretiyle resmi belgede sahtecilik suçlarından açılan ilgili diğer dava dosyalarının araştırılıp celbi sağlanarak, mümkünse davaların birleştirilmeleri, aksi halde bu davayı ilgilendiren kısımlarının onaylı örnekleri dosya içerisine konulup sonucuna göre diğer sahtecilik suçlarının tarihleri de nazara alınarak zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırı,
c)T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 17.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.