3. Hukuk Dairesi 2014/9046 E. , 2014/8881 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA 6. TÜKETİCİ MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/09/2013
NUMARASI : 2012/1096-2013/2782
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacılar vekili dava dilekçesinde davacıların su aboneliği nedeni ile davalının kanal katılım ve şebeke hisse bedeli tahsil ettiğini,yasal olmadığını belirterek bu bedellerin ödeme tarihinden yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık; davacıların satın aldıkları konutlara su abonesi olmak için bu bedelleri ödemekle yükümlü olup olmadıkları konusundadır.
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu"nun Kanalizasyon Harcamalarına Katılma Payı başlığı altındaki 87.maddesi; “Belediyelerce ve belediyelere bağlı müesseselerce, aşağıdaki şekilde kanalizasyon tesisi yapılması halinde, bunlardan faydalanan gayrimenkullerin sahiplerinden kanalizasyon harcamalarına katılma payı alınır;
a) Kanalizasyon tesisi yapılması,
b) Mevcut tesislerin sıhhi ve fenni şartlara göre ıslah edilmesi iki ve daha fazla yol kenarında bulunan gayrimenkuller hangi yoldaki kanalizasyona bağlanmış ise, payın hesabında yola ait kanalizasyon giderleri nazara alınır,” düzenlemesini getirmiştir. Aynı yasanın 88.maddesi su tesisleri için 87.maddeye paralel bir düzenleme öngörmüştür.
Bu yasa maddesine dayalı olarak çıkarılan ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 39.maddesinde de gerek yeni bir kanalizasyon tesisi yapılması ve gerekse mevcut tesisin ıslahı durumunda taşınmaz sahiplerinden katılma payı alınacağı öngörülmüş; bunun belli bir oranının inşaat ruhsatı alınma aşamasında avans olarak tahsil edileceği, bakiyesinin de su aboneliği aşamasında bina değeri esas alınmak ve %2 oranını geçmemek üzere tahsil edileceği belirlenmiştir.
Yukarıda belirtilen yasa ve tarifeler yönetmeliği hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; davalı tarafça yeni kanalizasyon ve içme suyu tesisleri yapıldığı veya mevcutların iyileştirilmesi yapıldığı taktirde davalının tesislerin hizmet edeceği saha dahilindeki gayrimenkul sahiplerinden yönetmelikte belirlenen ilkelere göre su ve kanalizasyon tesisleri katılım payını talebe hakkı vardır. Ancak, bu katılım payı davalı tarafça hizmet götürülmesi koşuluna bağlı olarak alınır. Bu durumda, hizmet götürüldüğünün davalı tarafça kanıtlanması halinde davacı katılım payının yüklenici veya kendisi tarafından ödendiğini kanıtlamakla yükümlüdür.
Davacılar kendilerinden yasaya aykırı olarak alınan bedellerin iadesine karar verilmesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Bilirkişi tarafından düzenlenen raporda yapı kullanma izin belgesi alındıktan sonra taşınmazın bulunduğu alanda kanal hizmeti verildiğine dair belge bulunmadığından davalının bedel talep edemeyeceği belirtilmiştir.
Mahkemece, anılan bilirkişi raporu benimsenerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre; davalı tarafça hizmet götürüldüğü kanıtlanmış ise, iskan öncesi ve sonrası ayrımı yapılmaksızın hizmetten yararlanan davacı kanal katılım bedelinden sorumlu olur; aboneliğin iskan tarihinden sonra olmasının; iskan tarihinden sonra yeni hizmet sunulmasının bir önemi bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle mahkemece , davacıların kanal katılım payı ve şebeke hisse bedelinden sorumlu olduğunun kabulü ile gerekirse ek bilirkişi raporu alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.