Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/8536
Karar No: 2014/8865
Karar Tarihi: 03.06.2014

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/8536 Esas 2014/8865 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2014/8536 E.  ,  2014/8865 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KIZILTEPE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 07/06/2012
    NUMARASI : 2009/408-2012/786

    Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Davacılar vekili dilekçesi ile; müvekkillerinin murisinin, 16.08.2008 tarihinde ikamet ettiği yerde elektrik olmamasından dolayı direkteki arızayı onarmak için, çevresinde hiçbir engel ve korkuluk olmayan ve fonksiyonel kolu standarda uygun olarak yapılmayan direğe çıktığını ve yüksek gerilime kapılarak hayatını kaybettiğini, davalının üzerine düşen ağır özen yükümlülüğünü yerine getirmediğini, dolayısıyla kusurlu olduğunu ileri sürerek; fazlaya dair dava ve talep hakları saklı kalmak üzere, her bir davacı için ayrı ayrı belirttikleri toplam 110.000 TL manevi tazminat ile 7000 TL maddi tazminat"ın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın idari yargı görev alanına girdiğini, öncelikle davanın görev yönünden reddine karar verilmesini; esası bakımından da, davacı vekilinin iddialarının gerçek dışı olduğunu, olayda müvekkili kurumun bir kusurunun bulunmadığını savunup, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Davacı vekili ıslah dilekçesi ile; maddi tazminat taleplerini bilirkişi raporu doğrultusunda artırmıştır.
    Mahkemece; bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabülü cihetine gidilmiş, hüküm taraf vekillerince süresinde temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    Bu bağlamda;
    1-)Mahkemece; davacı (eş) R.. Ö.. için 5.000 TL, her bir çocuk için de 1.000"er TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
    Hâkim, manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hâkimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Manevi tazminat; somut olaya, gerçekleşme biçimine, hak ve nesafet kurallarına uygun, ruh huzuru, bozulan dengenin giderilmesine yarar şekilde teyid edilmelidir. (H.G.K., 06.02.2013 gün ve 2013/4-722 E.-201 K.)
    Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
    Davada, olay nedeniyle, davacılar; eş ve babaları olan müteveffanın maddi ve manevi desteğinden ömür boyu yoksun kalmışlardır. Bu nedenle, hükmedilecek manevi tazminatın, onların manevi dünyalarında oluşan yıkımı, acıyı ve kederi bir nebze de olsa giderici ve hafifletici olması gerekmekte olup, tazminat çok az olup, uygun bir miktara hükmedilmemiş olması bozmayı gerektirmektedir.
    Borçlar Kanunu"nun 47.maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri gözönünde tutarak hak sahibine verilmesine karar vereceği manevi tazminat adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. (H.G.K.14.11.2012 gün ve 2012/4-510 E.-786 K.)
    2) Tazminat hukuku ilkeleri gereğince; haksız eylemden doğan zararın ödetilmesi amacıyla açılan davalarda istek bulunması durumunda kabul edilecek tazminata olay tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekir. Dava dilekçesinde, tüm davacılar yönünden kabul edilecek tazminatlara olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi talep olunduğu açıktır. Şu durumda, yerel mahkemece; desteğin eşi ve çocukları olan davacılar yönünden belirlenen manevi tazminat miktarlarına olay tarihinden itibaren faiz yürütülmemiş olması da doğru görülmemiş; bozmayı gerektirmiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi