16. Ceza Dairesi Esas No: 2017/3465 Karar No: 2018/2890 Karar Tarihi: 27.09.2018
Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017/3465 Esas 2018/2890 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, suçun sübuta erdiği hususunda yeterli delil olduğunu belirterek, sanığın Bylock kullanıp kullanmadığının tespiti için ayrıntılı bir raporun beklenmesinin sonuca etkili olmadığını ifade etmiş ve yapılan yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı sonucuna varmıştır. Sanığın silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan mahkumiyetine karar verilmiş ve istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir. Hükümden sonra kanun maddeleri sırasıyla şöyle belirtilmiştir: TCK'nın 314/2, 62, 53, 58/9, 63 ile 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi.
16. Ceza Dairesi 2017/3465 E. , 2018/2890 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma Hüküm : TCK"nın 314/2, 62, 53, 58/9, 63 ile 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü; Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi; Duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Toplanan deliller suçun sübuta erdiği hususunda vicdani kanaatin oluşması için yeterli olup, şüpheye yer bırakmamış olması karşısında; sanığın Bylock kullanıp kullanmadığının tespiti için ayrıntılı Bylock tespit değerlendirme raporunun beklenmemesi sonuca etkili görülmemiştir. Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin Kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, 27.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.