5. Ceza Dairesi 2014/2907 E. , 2016/4153 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Zincirleme biçimde nitelikli zimmet
HÜKÜM : Zincirleme biçimde nitelikli kullanma zimmetinden mahkumiyetine
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelendi;
İddianame ve duruşma gününün 22/10/2012 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen, usulüne uygun şekilde başvurarak katılan sıfatını almayan Hazinenin hükmü temyiz hakkı bulunmadığı anlaşıldığından, vekilinin temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİYLE, incelemenin sanık müdafiin temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
... Sanayi ve Ticaret Odası"nda Genel Sekreter olan sanığın, 57.193,48 TL oda parasını süresinde kasaya intikal ettirmeyip şahsi menfaatlerinde kullandığı, daha sonra ise usulsüz çeşitli gelir belgeleri düzenlemek suretiyle bu parayı kasaya aldığı ve bu şekilde nitelikli kullanma zimmeti suçunu işlediği iddia ve kabul edilerek mahkumiyet hükmü kurulmuş ise de; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30/03/1981 gün ve 5-2/106 sayılı Kararında açıklandığı üzere ceza yargılamasının temel amacının hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde maddi gerçeğin ortaya çıkarılması olduğu, sanığın savunmasında “kasaya paraları zamanında yatırdığını, faturalardaki geç muhasebeleştirmelerin faturaların geç ibrazından kaynaklandığını, zaman zaman da toplu olarak işlem yaptığı için gecikmeler olabildiğini, karşılığı bulunmayan işlem olmadığını, tediye fişlerinde numara atlamaların matbaadaki hatalar ile dikkatsizlikten kaynaklanmış olabileceğini, muhasebe işlemlerine tek başına baktığından gözünden kaçmış olabileceğini, hileli gelir belgeleri düzenleyerek gelir kayıtları yapmadığını, atılı suçların hiçbirini kabul etmediğini” bildirdiği, eylemin olağan denetim sırasında belirlendiği ve kullanma zimmetinde suçun konusunu geçici süreyle kullanılıp iade edilen paradan elde edilen nemanın oluşturduğu dikkate alınarak, suç tarihlerindeki odaya ait ilgili defter, belge ve kayıtlar getirtilerek dosya ile birlikte Sayıştay emekli uzman denetçilerinden oluşacak üç kişilik bilirkişi kuruluna tevdii ile sanığın uhdesinde kasten tuttuğu oda parası varsa bunun miktarı, süresi, elde ettiği nema tutarı ve zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışları bulunup bulunmadığı hususlarında ayrıntılı rapor alınıp sonucuna göre, suçun sübutunun, niteliğinin ve TCK"nın 249. maddesinin uygulanma koşullarının belirlenmesi yerine, bilirkişilerin yetersiz raporuna dayanılarak eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Kabule göre de;
TCK"nın 247/3. maddesinin 43/1. maddeden sonra uygulanmak suretiyle aynı Kanunun 61. maddesine muhalefet edilmesi,
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı TCK"nın 53. maddesinde yer alan bazı ibarelerin iptaline ilişkin kararının değerlendirilmesi lüzumu,
Suçun 5237 sayılı Yasanın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlendiğinin kabul edilmesi karşısında sanık hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesinin uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 21/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.