Abaküs Yazılım
18. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/12791
Karar No: 2014/2276
Karar Tarihi: 13.02.2014

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2013/12791 Esas 2014/2276 Karar Sayılı İlamı

18. Hukuk Dairesi         2013/12791 E.  ,  2014/2276 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 16/05/2013
    NUMARASI : 2011/90-2013/319

    Dava dilekçesinde, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak şimdilik 10.000 TL galle alacağının tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve duruşma istemi pul yokluğu nedeniyle reddedildikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin E.P.. Kerimesi F... Vakfı’nın galle fazlasına müstahak vakıf evladı olduğunu, buna göre dava konusu vakfın vakfiye hükümlerine göre ödenmesi gereken gallenin 1985 yılından itibaren eksik ve yanlış ödendiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak şimdilik 10.000 TL alacağın yasal faiz ve masraflarla birlikte tahsilini istemiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda Vakıflar Yasasında 6111 sayılı Yasayla yapılan değişiklikler dikkate alınarak davanın reddine karar verilmiştir.
    13.02.2011 gün 6111 sayılı Yasa ile değişik 5737 sayılı Vakıflar Yasası’nın 7.maddesinde; mazbut vakıflarda intifa hakları, galle fazlası almaya hak kazanıldığını gösteren mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren, vakfın son beş yıl içindeki malvarlığı, gelirleri ve giderleri ile sınırlı olmak ve galle fazlasının mevcudiyeti şartıyla Genel Müdürlükçe belirleneceği, Geçici 10. maddesinde ise, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Kanunun 7.maddesine eklenen hükümlerin, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış ve halen devam eden intifa haklarının ödenmesi, malvarlığı ve gelirlerinin tespitine ilişkin davalarda da uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
    Bundan ayrı, galle fazlasının nasıl ödeneceğine dair dava tarihinde yürürlükte bulunan Vakıflar Yönetmeliğinin 54.maddesinde vakıf gelirlerinden masraflar çıktıktan sonra kalacak fazlanın alacaklılara tahsis edileceği belirtildikten sonra, 55.maddesinde bu tahsisin ne şekilde yapılacağı düzenlenerek vakfiyesinde vakıf taşınmazların bakım ve onarım şartı bulunan vakıfların gayrisafi gelirlerinden her yıl %15 oranında ihtiyat akçesi ayrılarak taşınmazların bakım ve onarımlarının yapılacağı, bu oranın vakıfların malvarlığına göre Vakıflar Meclisi kararıyla artırılabileceği, vakıfların yıllık gayrisafi gelir tahsilatından yönetim ve temsil gideri karşılığı alınarak V.. M.. bütçesine gelir yazılacağı, bu vakıfların gerçekleşen yıllık gayrisafi gelir tahsilatından vakıf için yapılan giderler ve vakfiye şartı gereği yapılan her türlü harcamalar çıkarıldıktan sonra vakıf evlatlarına ve ilgililerine ödenecek intifa hakkının belirleneceği ve bunun doğduğu mali yılı izleyen ilk altı ay içinde vakıf evladı veya ilgilisi olduğunu mali yılın birinci ayında belgeleyenlere yıllık olarak ödeneceği, 53/2. maddesinde ise vakıf için belirlenen gelir fazlası (intifa hakları) vakfiye şartı gereği vakıf evladı veya ilgilisi olduğu ve galleye hak kazandığını kesinleşen mahkeme kararıyla ispat edenlere ve onların evladına vakıf mazbut ise V.. M.. mülhak ise mütevelli tarafından ödeneceği öngörülmüştür.
    Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; dava konusu E.. Kerimesi F... Vakfı’nın mazbut bir vakıf olduğu, davacı A. Ö..’nun İstanbul 9.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1985/269 Esas- 430 Karar sayılı ilamı ile dava konusu vakfın galle fazlasını almaya hak kazanan evladı olduğunun tespitine karar verildiği, kesinleşen bu karara istinaden V.. M..nce dava tarihine kadar değişik miktarlarda galle ödemesi yapıldığı anlaşılmaktadır.
    5737 sayılı Vakıflar Yasasının 6/1.fıkrasına göre; Mazbut vakıflar, Genel Müdürlük (V.. M..) tarafından yönetilir ve temsil edilir ve aynı Yasanın 31/2. fıkrası gereğince mazbut vakıfların her birinin gelir ve giderleri ayrı ayrı takip edilir. Vakıf hukukunda aslolan, vakfiyedeki hükümlerin eksiksiz olarak uygulanması olup, gerek vakıf evlatları gerekse mazbut vakıf statüsü nedeniyle yönetim ve temsil yetkisine sahip V.. M.."nün emredici olarak düzenlenmiş olan bu hükümlere göre hareket etmesi gerekecektir. Yine aynı Yasa’nın 75. maddesine göre; galle fazlası dışında bir hak, ücret, maaş, tahsisat vs. bırakılmış ise, bu durumda bunu almaya hak kazanan vakıf evlatlarına bu ödemeler yine vakfiye hükümleri çerçevesinde yapılabilecektir. Böylece mazbutaya alınmış vakıflar için bile vakıf evlatlarının vakfiye hükümlerine göre bırakılan her türlü intifa hakları (galle, maaş, tahsisat vs.) korunma altına alınmıştır. Esasen bu durum kesinleşmiş mahkeme kararı ile tespit edilmiş olup bu konuda taraflar arasında bir çekişme de bulunmamaktadır. Uyuşmazlığın temeli yargılama sırasında yürürlüğe giren 6111 sayılı Yasa ile getirilen değişikliklerin ve buna bağlı olarak vakıf evlatlarına vakfiyede öngörülen ödemelerin hangi şekilde yapılacağıdır.
    6111 sayılı Yasa ile değişik 5737 sayılı Vakıflar Yasasının 7. maddesine getirilen düzenlemelere göre mazbut vakıflara ait her türlü intifa hakkının (galle fazlası, vazife karşılığı bırakılmamış ücret, maaş vs. dahil) ödenmesi sırasında bu hakkın kazanıldığını gösteren mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren vakfın son beş yıl içindeki malvarlığı, gelirleri ve giderleri ile sınırlı olmak ve galle fazlasının mevcudiyeti şartıyla Genel Müdürlükçe (V.. M..) belirlenecektir. Elbette ki V.. M.. tarafından yasada belirtilen süreler kapsamında bu belirlemenin yapılmadığı veya eksik yapıldığı iddiası nedeniyle hakları zedelenen evlatların dava açma hakları saklıdır. Yalnız vakfın ödemeye esas gelirlerinin tespitinde -yasanın emredici hükmü ve Anayasa Mahkemesi"ne bu hükme ilişkin yapılan iptal başvurusunun reddedilmesi de dikkate alınarak- son beş yıldaki halihazır fiili malvarlığı dikkate alınacaktır.
    Davacı tarafın vakfiye hükümlerine göre almaya hak kazandığı galle fazlası (ücret) 5737 sayılı Yasa’nın değişik 7. maddesi kapsamında kalan bir çeşit intifa hakkı olup bu ücretin verilebilmesi için vakfın gelirlerinin yukarıda da ayrıntıları belirtilen ölçülere göre tespit edilmesi ondan sonra da vakfiyenin ve mevzuatın uygulanması gerekir. Davalı idarece galle ödemesinin düzenli olarak yapıldığı belirtilmiş ise de, Yasa gereğince son beş yıldaki malvarlığı yöntemince incelenerek vakfiyede öngörülen giderler düşüldükten sonra malvarlığının mevcut bulunup bulunmadığı araştırılmamış ve bunun sonucuna bağlı olarak malvarlığının bulunmadığının tespiti halinde herhangi bir ödemenin yapılamayacağı, aksi takdirde ise malvarlığı ölçüsünde ödemenin yapılabileceği gözönüne alınarak bir araştırma ve inceleme yapılmamıştır.
    Buna göre, mahkemece somut olayda yapılacak iş; eski hukukumuza dayalı olarak kurulmuş bulunan vakıflar ve muhasebe konularında uzman bir bilirkişi kurulu oluşturularak, davacı tarafın bu ücreti almaya hak kazandığı mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren son beş yıl içindeki tüm gelir, gider, kesin hesaplarına ilişkin belgelerin V.. M.."nden getirtilmesi, davacı tarafın varsa göstereceği tüm kanıtların da toplanarak gerektiğinde bilirkişiye yetki verilerek V.. M.. ve tapu müdürlükleri gibi kurumlarda yerinde inceleme de yaptırılarak vakfın son beş yıl içindeki fiili malvarlığının yöntemince tespit edilmesinden sonra, ödeme yapılacak yıllara ilişkin kesin evlat sayısı ile her yıl için ödenmesi gereken toplam miktarın denetime elverişli biçimde tespit edilmesi; nüfus kayıtlarına göre ücrete hak kazanma, idareye zamanında başvurma, temerrüde düşürme ve faiz başlangıcı gibi konular için de ayrıntıları yukarıda açıklanan Vakıflar Mevzuatının emredici hükümleri dikkate alınarak varsa ödenecek payın belirlenmesinden sonra idarece yapılan ödemelerin de mahsubu dikkate alınarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi yerine yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi