Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/7856
Karar No: 2019/780
Karar Tarihi: 23.01.2019

Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2018/7856 Esas 2019/780 Karar Sayılı İlamı

19. Ceza Dairesi         2018/7856 E.  ,  2019/780 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi
    ŞİKAYETÇİLER : Ö.... Filmcilik ve Sinemacılık T.A.Ş., .... Sistemleri Elektronik San. Ve Tic. A.Ş.,.... Film Yapım Dağıtım ve Reklamcılık A.Ş., .....
    HÜKÜMLER : Mahkumiyet, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

    Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    1-Sanığın 12.01.2009 tarihli eylemi hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
    Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 5560 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK"nun 231/12. maddesi uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karşı itiraz yasa yolu açık olup kararın temyizi mümkün bulunmadığından, sanığın dilekçesinin itiraz merciince değerlendirilmek üzere dosyanın incelenmeksizin iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
    II-Sanığın 11.03.2009 tarihli eylemi nedeniyle kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde ise;
    ....1. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesince verilen 29.09.2011 tarih 2010/219 esas ve 2011/779 karar sayılı hükmü temyiz üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesince incelenerek,
    Sanığın işyerinde bandrolsüz CD ele geçirilmesi nedeniyle hakkında dava açıldığı ve UYAP sisteminden yapılan sorgulamaya göre sanık hakkında ayrıca Dairemizde 2014/7945 esas ile incelemesi bulunan ....2.Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 2011/484 esas, 2012/453 karar sayılı dava dosyasındaki atılı eylemi ile ....1.Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinde 2009/220 esas, 2010/87 karar sayı ile yargılaması sonuçlandırılan ve Dairemizin 06.11.2013 gün ve 2013/1436-21105 esas-karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşen dava dosyasındaki atılı eylemlerinin benzer mahiyette olduğu dikkate alınarak,
    Anılan dosyalar celp edilip incelendikten sonra sanığın bu eylemleri bir suç işleme kararının icrası kapsamında işleyip işlemediği ve hakkında 5237 sayılı TCK"nun 43.maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususu tartışılarak bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi nedeniyle bozulmuştur.
    Bozma üzerine Yerel Mahkemece bozmaya konu ilamlar incelenip yeniden değerlendirme yapılarak bozmaya uyulmasına rağmen; 12.01.2009 tarihli eylemi hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilerek, ....1. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 2009/220 esas, 2010/87 karar sayılı ilamı ile verilip kesinleşen önceki cezası zincirleme suç hükümleri kapsamında değerlendirilmemiş ise de;
    Ceza Hukukunda, kanundaki tanımlamaya uygun her sonuç ilke olarak ayrı bir suç oluşturur. Bu nedenle sanığın eylemi kaç sonuç meydana getirmişse o kadar da suç işlemiş sayılır. İşlediği her suç nedeniyle de ayrı ayrı cezalandırılır.
    Bazı hallerde ise değişik sonuçlardan dolayı sanığa ayrı ayrı cezalar verilmeyerek, tek ceza verilmesi ile yetinilir. Birden fazla sonucun meydana gelmesine rağmen, sanığa tek ceza verilmesini gerektiren durumlardan biri, zincirleme (müteselsil) suçtur.
    Zincirleme suç, mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 80., 5237 sayılı TCK’nun 43. maddesinde düzenlenmiştir.
    Zincirleme suç kavramının tarihi gelişimine bakıldığında ‘zincirleme suç kavramı Ortaçağda Glossatörler ve Postglossatörler tarafından ortaya atılmıştır. Müşterek bir kararla, aynı tip suçu birden çok işleyen failleri, kanunların öngördükleri şiddetli cezalardan korumak için çözüm arayan pratik hukukçular tarafından yaratılmıştır. Özellikle üç hırsızlık suçunun cezasının “ölüm” olmasının doğurduğu aşırılıkları yumuşatmanın çıkar yolu olarak düşünülen bu kurum, Zanardelli Kanunu’nda da yer almış ve buradan Türk hukuk sistemine girmiştir. (Bkz. Doç. Dr. Türkan Yalçın Sancar, TBB Dergisi, sayı 70,2007 sahife 247-248)
    5237 sayılı TCK’nun 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için;
    1- Aynı suçun değişik zamanlarda birden fazla işlenmesi,
    2- İşlenen suçların mağdurlarının aynı kişi olması,
    3- Bu suçların aynı suç işleme kararı altında işlenmesi gerekmektedir.
    Zincirleme suçun oluşumu için işlenen suçlar arasında ne kadar zaman geçmesi gerektiği hususunda da kesin bir kural koymak mümkün değildir. Mesela iki suç arasında bir ay geçmemesinin kabulü durumunda otuz bir gün arayla, üç ayın kabulü halinde üç ay bir gün arayla suç işlenmesi durumunda aynı sorun yine devam edecektir. Bu nedenle, esas alınması gereken temel ölçüt zaman aralığından ziyade işlenen suçun aynı suç işleme kararının icrası kapsamında kalıp kalmadığı, suçlar arasında hukuki kesintinin gerçekleşip gerçekleşmediğidir.
    Bandrol yükümlüğüne aykırılık suçlarında sanıklar genellikle aynı suç işleme kararı ile hareket ederek eylemlerini devam ettirmekte, suç işledikleri tesbit edildiğinde de haklarında tutanak düzenlenmektedir.
    Görevlilerce düzenlenen her suç tutanağının müstakil suç sayılması (örneğin bir ay içerisinde ikişer gün arayla on beş ayrı suç tutanağı düzenlenip, on beş kez cezalandırılmaları) halinde TCK’nun 3. maddesinde öngörülen “suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur.” ilkesinin korunamayacağı açık bir gerçektir.
    5846 sayılı Kanun’un haklara tecavüzün önlenmesi başlıklı 81. maddesinin 13. fıkrasında “Bandrol yükümlüğüne aykırılığın aynı eserle ilgili olarak 71’inci maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde tanımlanan suçla birlikte işlenmesi halinde, fail hakkında sadece 71’inci maddeye göre cezaya hükmolunur. Ancak; verilen ceza üçte biri oranında artırılır.” hükmü yer almakta ise de bu hüküm bandrol yükümlülüğüne aykırılık eyleminde meslek birliklerinin şikayetçi olması halinde de, suçun mağduru toplumu oluşturan bireylerdir şeklindeki kabulü değiştirmeyecektir. Zira 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun hazırlanmasında esas alınan suç teorisine göre tüzel kişiler suçtan zarar gören olmalarına rağmen suçun mağduru sayılmayacaklardır.
    Açıklanan nedenlerle, Yerel Mahkemece bozmaya konu ilam incelenip yeniden değerlendirme yapılarak bozmaya uyulmasına rağmen, uyulmasına karar verilen Yargıtay 7. Ceza Dairesi’nin 12.01.2015 tarih ve 2013/16544 esas, 2015/56 sayılı kararı ile verilen bozma ilamı doğrultusunda; TCK"nun 43. maddesi kapsamında değerlendirilen ....1. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 2009/220 esas, 2010/87 karar sayılı ilamı ile verilip kesinleşen önceki cezanın 6080 TL adli para cezası olduğu, bozmadan sonra, kesinleşmiş davadan bağımsız olarak sanığın işlemiş olduğu 11.03.2009 tarihli eylemi nedeniyle (12.01.2009 tarihli eylemi hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi karşısında) 5846 sayılı Kanun’un 71/1. ve 81/13. maddeleri uyarınca temel ceza belirlenip bu ceza üzerinden TCK’nun 43. maddesi uyarınca artırım yapılmak suretiyle belirlenen cezadan, evvelce kesinleşen 6080 TL. adli para cezasının mahsubu ile infaza esas sonuç cezanın tayin olunması, buna göre de;
    I-Önceki ve sonraki cezalar hapis cezası ise, örneğin kesinleşen ceza 10 ay hapis, sonraki ceza 1 yıl 3 ay hapis cezası ise, sonuçta infazın 5 ay hapis üzerinden yapılmasına,
    II-Önceki ve sonraki cezalar adli para cezası ise, örneğin kesinleşen ceza 6.000+80 TL sonraki ceza 7.000+200 TL adli para cezası ise, sonuçta infazın 1.000 + 120 TL adli para cezası üzerinden yapılmasına,
    III-Önceki ve sonraki cezalardan biri hapis diğeri adli para cezası ise: iki durum söz konusu olacağından;
    a)Önceki ceza adli para cezası sonraki ceza hapis cezası ise, örneğin önceki ceza 6.000+80 TL adli para cezası sonraki ceza 1 yıl 15 gün hapis+ 100 TL adli para cezası ise, sonuçta infazın( kesinleşen 6.000 TL karşılığı 10 ay hapis cezası olduğu gözetilerek) 2 ay 15 gün hapis ve 20 TL adli para cezası üzerinden yapılmasına,
    b)Önceki ceza hapis sonraki ceza adli para cezası ise, örneğin önceki ceza 10 ay hapis+80 TL adli para cezası, sonraki ceza 7.000 TL (11 ay 20 gün hapisten çevrilir.) +120 TL adli para cezası ise, sonuçta infazın 1.000+40 TL adli para cezası üzerinden yapılmasına,
    IV- Tüm olasılıklarda, önceki ceza sonraki cezadan fazla ise, örneğin önceki ceza 1 yıl 3 ay hapis+ 200 TL adli para cezası, sonraki ceza 7.000+120 TL adli para cezası ise, önceki ceza miktar itibariyle fazla olup onu da kapsadığından tayin olunan cezanın infaz edilmemesine karar verilmesi gerekirken, dosya içeriğiyle uyumlu olmayan gerekçe ile zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması,
    Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 23.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi