3. Hukuk Dairesi 2014/1281 E. , 2014/8832 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/04/2013
NUMARASI : 2013/120-2013/214
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; su abonesi olan davalıdan mükerrer tahsilat yapıldığı için, davalıya 13.413,42 TL iade edildiğini, buna rağmen davalının paranın iadesi için dava açtığını, davanın kabul edilmesiyle mahkeme kararının takibe konulduğunu ve icra dosyasına toplam 28.447,96 TL ödeme yaptıklarını ileri sürerek, bu paranın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı savunmasında; asıl alacak olarak 13.413 TL."yi 22.7.2008 tarihinde ödediklerini, ancak olayda davacının müterafik kusuru olduğundan asıl alacağın faiz ve ferileri olan 15.034 TL"yi kabul etmediklerini beyan etmiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, verilen bu kararın temyizi üzerine karar onanmış, Onama kararına karşı davacı tarafça karar düzeltme talebinde bulunulmuş, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 05.11.2012 tarih 2012/18021 E.- 2012/24791 K. sayılı kararı ve "Mahkeme kararında; davalı vekilinin vekaletnamesinde davayı kabul yetkisi bulunmadığından, kısmen kabul beyanına itibar edilmediği belirtilmiştir. Oysa davalının, kabul ettiği dava miktarını, davacı hesabına yatırdığı ihtilafsız olup, bunu cevap dilekçesinde de bildirerek, davayı bu miktar için kabul etmiştir. Davacı parayı yatırdığına göre, geçerli bir kabul vardır ve kabul kesin hükmün sonuçlarını doğurur. Davalının, 13.413,42 TL için davayı kabul ettiği nazara alınarak, buna göre karar verilmesi gerekirken, kabul beyanına itibar etmeden yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırıdır. Kararın bu nedenle bozulması gerekirken, zuhulen onandığı bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, davacının karar düzeltme talebinin kabulü ile dairemizin onama kararının kaldırılmasına ve mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir." gerekçesi ile karar bozularak mahalline iade edilmiştir.
Mahkeme tarafından, bozma ilamına uyulması neticesinde, yapılan yargılama sırasında bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi raporunda; "Davalının tahsil ettiği alacağı ikinci kez dava konusu yapıp dava açmakla asli kusurlu olduğu, asıl alacak, faiz, yargılama gideri ve avukatlık ücretini de tahsil etmekle sebepsiz zenginleştiği" bildirilmiştir.
Mahkemece, davalı tarafın kabul beyanı dikkate alınarak, 13.413 TL"lik kısım için, karar verilmesine yer olmadığına, fazlaya ilişkin talebin ise reddine karar verilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacağın tahsili talebine ilişkindir.
Her ne kadar mahkemece, bozma kararına uyulmuş ise de, bu karar eksik değerlendirilmiştir. Yargıtay ilamında, davalının kabul beyanının dikkate alınması gerektiği bildirilmiş, mahkeme tarafından da bu bozma sadece asıl alacağın kabulü gerektiği şeklinde yorumlanmıştır.
Asıl alacağı kabul beyanı, bu alacağın ferilerini de kapsar. Davalı taraf kurum kayıtlarını dikkatli incelese idi, davacı tarafın asıl alacak tutarını, kendilerine iade ettiğini görecek ve buna göre de dava açmayaçaktı ve davacı aleyhine icra takibi yapmayacaktı.
Somut olayda; davacı taraf davalı tarafından aleyhine yapılan takip nedeni ile 28.447 TL ödemek zorunda kalmış olup, bu miktar kadar karşı taraf sebepsiz zenginleştiği için, bu miktarın tamamının davacıya iadesi gerekecektir.
Öyle ise mahkemece; davalının olayda kusurlu olduğu kabul edilip, asıl alacağı ödemekle sorumluluktan kurtulamayacağı, ferileri olan faiz, yargılama gideri ve vekalet ücretini de ödemesi gerektiği kabul edilerek, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.