11. Hukuk Dairesi 2015/7488 E. , 2016/2170 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki davadan dolayı ...(Kapatılan) 47. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 11/06/2014 gün ve 2013/231-2014/226 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi ilgili kişi ...bank A.Ş. vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, ... Faktoring tarafından teminata verilen ve... Hizmetleri Ltd. Şti. tarafından teslim alınmasına rağmen çeklerin kaybedilmek suretiyle zayi olduğunu, aramalara rağmen bulunamadığını ileri sürerek, iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davaya konu edilen tefrik edilen çekler dışındaki hüküm kısmında yazılı çeklerin davacı elinde iken ziyaya uğradığına dair verdiği açıklamanın doğruluğunun kuvvetle muhtemel olduğu, usulüne uygun olarak yapılan ilanlara rağmen dava dilekçesinde belirtilen çekler yönünden mahkemeye başvurunun yapılmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile davaya konu çeklerin TTK 818 maddesi delaletiyle aynı yasanın 757 ve diğer maddelerine göre iptaline karar verilmiştir.
Kararı ilgili kişi ...bank A.Ş. vekili temyiz etmiştir.
Dava, zayi nedeniyle çek ve senet iptali istemine ilişkindir.
Çek iptali davaları, özelliği itibari ile hasımsız açılan davalardan olup, yapılan yargılama sırasında çek hamilinin ortaya çıkması durumunda, çek iptali davasını açan davacıya, mevcut çek hamiline karşı çek istirdadı davası açması konusunda süre verilmeli, istirdat davasının açılması halinde, çek iptali davasının konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına, açılmaması halinde ise çek iptali davasının reddi yönünde hüküm kurulmalıdır. Hasımsız olarak açılan çek iptali davalarında yukarıda açıklanan prosedür gereğince, hasımsız şekilde açılan davaya üçüncü kişilerin asli ya da fer’i müdahale imkanı yoktur.
Yapılan genel nitelikteki bu açıklamalardan sonra somut olaya dönülecek olursa, mahkemece görülüp, sonuçlandırılan davada verilen hükmün, ilgili banka vekili tarafından temyiz edildiği, mümeyyiz ilgilinin davada taraf sıfatının bulunmadığı ve esasen eldeki davanın tarafı olma imkanının da bulunmadığı anlaşılmakla, mümeyyiz çek hamili ...bank A.Ş. vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilgili kişi ...bank A.Ş. vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 29/02/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞIOY
Dava, çek iptali isteminden ibarettir. Bu nevi davalar, HMK"nın 382/2-(e)-6. maddesi uyarın-ca çekişmesiz yargı işi niteliğindedir. Bu nedenle, Daire çoğunluğunun bu gibi davalarda asli ya da feri müdahalenin söz konusu olmayacağına ilişkin görüşüne katılıyoruz.
Ancak, çek iptali davalarının özelliği gereği, iptali istenen çeki elinde bulunduran ve yargılama sırasında bu yolda davanın görüldüğü mahkemeye TTK"nın 758 ve 763. maddeleri çerçevesinde başvuruda bulunan kişilerin "ilgili" yahut "ilgili kişi" olarak adlandırılmaları gerekmektedir. Çek iptaline ilişkin kanuni düzenleme gözetildiğinde, kuşkusuz, hüküm anına değin söz konusu kanuni lazimeyi yerine getirmeyen kişilerin, hüküm veren mahkeme bakımından, davanın "ilgilisi" sayılması mümkün değildir ve bu gibi kişiler için, mahkemece fiziken hamili oldukları çek için verilen iptal kararının iptalini isteme imkanı dışında, verilen hükme karşı başkaca bir hukuki başvuru yolu bulunmamaktadır. Nitekim, TTK"nın 818. maddesi delaletiyle uygulanması gereken 764/1. maddesinde, verilen süre içerisinde mahkemeye sunulmayan çekin iptaline hükmedileceği düzenlenmiş olup bu hükümden de anlaşılacağı üzere, ilgili sıfatının kazanılması, bu konudaki yargılama sürecine kanunun öngördüğü çerçevede ve usulünce intikal edilmiş olunmasına bağlıdır. Tartışma, davanın tarafı yahut müdahil sıfatı bulunmayan ve fakat açıklanan biçimiyle ilgili sıfatını taşıyan kişilerin, mahkemece verilen kararı temyiz etme hak ve yetkisine sahip olup olmadıkları üzerinedir.
Çekişmesiz yargı kolunda, yukarda belirtildiği üzere "ilgili" sıfatını taşıyanların, bir kararı temyiz etmekte hukuki yararının bulunması halinde, temyiz yoluna başvurabilmelerine olanak veril-melidir (bkz. Kuru, Baki; HMU, Cilt:IV, Dördüncü Baskı, sh. 3331, dipnot 276 ve civarı). Kuşku-suz, bu yöndeki temyiz başvuruları bakımından da, başvuruda hukuki yararın varlığı ya da yokluğu, her somut olayın niteliğine göre belirlenmelidir.
Hemen belirtmek gerekir ki, "yargılama ilgilileri", HMK"nın 27. maddesinde de açıkça ifade edildiği üzere, hukuki dinlenilme hakkına sahip yargılama özneleridir ve yine aynı yasa maddesinde de belirtildiği üzere, yargılama ve hüküm ile ilgili olarak bilgi sahibi kılınmaları gerekir. Şu halde, mahkemece verilen kararın bu gibi kişilere de tebliği gerektiği kuşkusuzdur. Bu karara karşı temyiz süresi ise, HUMK"nun 432/1. maddesinin kıyasen uygulanması suretiyle, hükmün ilgiliye tebliği ile başlamalıdır.
Somut olay bakımından, temyiz isteminde bulunan ...bank vekilinin, yargılama süreci içerisinde, iptali istenen çeki elinde bulundurduğunu usulen tevsik etmek suretiyle yargılama sürecine dahil olduğu ve yukarda açıklandığı üzere "ilgili" sıfatını kazandığı, bu durumda, fiziken yeddinde bulundurduğu ve meşru hamili olduğunu ileri sürdüğü iki adet çekin de iptalini içeren yerel mahkeme kararını temyiz etmekte hukuki yararının mevcut olduğu ve kararın kendisine tebliğ tarihi de gözetildiğinde, temyiz isteminin süresinde bulunduğu dosya kapsamıyla sabittir.
Tüm bu nedenlerle, mümeyyiz ilgili vekilinin temyiz dilekçesinin incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğini düşündüğümüzden Daire çoğunluğunun görüşüne katılamıyoruz.