8. Hukuk Dairesi 2013/8305 E. , 2014/2186 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Beyşehir Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 03/10/2012
NUMARASI : 2010/782-2012/314
M.. A.. ile F.. M.. aralarındaki katılma alacağı ve katkı payı alacağı davasının reddine dair Beyşehir Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 03.10.2012 gün ve 782/314 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı ve davalının evli iken 2009 yılında boşandıklarını, evlilik birliği içinde edinilen ve davalı adına tescil edilen parsel sayılı taşınmazın satın alma bedelinin davacı tarafından karşılandığını açıklayarak, davacının katkısı nedeniyle mal rejiminin tasfiyesine ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL"nin tasfiye tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, dava konusu taşınmazın kooperatif üyeliği sonucunda edinildiğini, 01.01.2002 tarihine kadar yapılan ödemelerin davalının kişisel malı olduğunu, herhangi bir işte çalışmayan ve geliri bulunmayan davacının katkısının bulunmadığını, evlilik birliği içinde edinilen ve davalı adına tescil edilen M plaka sayılı aracın da tasfiyeye tabi tutulması gerektiğini bildirmiş ve davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK"nun 120/1 maddesi gereğince HMK"nun Gider Avansı Tarifesi"nin 4. maddesine göre muhtelif giderlerden oluşan toplam 714,20 TL gider avansını yatırması için 2 haftalık kesin süre verilip kesin süre içinde ara kararı gereği yerine getirilmediğinden HMK"nun 114/g maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi üzerine, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; uyuşmazlığa konu dava 20.09.2010 tarihinde açılmıştır. Davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nda gider avansı alınmasına yönelik bir düzenleme mevcut değildir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK"nun 114/g maddesinde ise gider avansı dava şartı olarak düzenlenmiştir. Öte yandan 6100 sayılı HMK"nun 448. maddesinde, "Bu Kanun hükümleri tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanır." düzenlemesi yer almakta olup, anılan düzenlemeye göre 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal yürürlüğe gireceğine yöneliktir.
Hal böyle olunca, eldeki davanın 1086 sayılı HUMK"nun yürürlükte bulunduğu tarihte açılmış bulunması, dilekçelerin tesbit aşamasını geçip tahkikat aşamasına geçilmiş olması nedeniyle 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 120. maddesinin eldeki davaya uygulanması söz konusu olamaz. Bu aşamada, HMK"nun 324. maddesi uyarınca sadece delil avansı istenebileceği gözden kaçırılarak gider avansı istenmesi ve verilen kesin süre içerisinde gider avansı yatırılmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Kabule göre de, davacı 06.12.2011 tarihli yargılama oturumunda belirlenen toplam 714,20 TL gider avansını mahkemece verilen 2 haftalık süre içinde 07.12.2011 tarihinde Düziçi PTT vasıtasıyla mahkeme ve dosya numarası belirtilmek suretiyle yatırmış olup ara kararı gereğinin paranın PTT Şubesi"ne yatırıldığı tarihte yerine getirilmiş olduğunun göz önünde bulundurulmamış olması da doğru değildir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK. m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 148,50 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,
13.02.2014 tarihinde oybiriliğiyle karar verildi.