8. Hukuk Dairesi 2013/10766 E. , 2014/2185 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Silvan Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/09/2012
NUMARASI : 2009/392-2012/289
M.. Ö.. ve müşterekleri ile C.. Y.. ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali tescil ve elatmanın önlenmesi davasının reddine dair Silvan Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 21.09.2012 gün ve 392/289 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar dava dilekçesinde, kendilerine ait bulunan parsel sayılı taşınmazın 1.000 m2"sinin davalılara satımı sonucunda parsel olarak davalılar adına tespit ve tapuya tescil edildiğini, ancak davalıların kendileri adına tapuda kayıtlı bulunan ve parsel sayılı taşınmazları da adlarına 329 ada parsel olarak tapuya tescil edildiğini açıklayarak davalılar üzerindeki kaydın iptaliyle adlarına tapuya tesciline ve davalıların müdahalesinin menine karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan M.. Y.. ve A.. Y.., açılan davayı kabul etmediklerinden reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, 329 ada parsel sayılı taşınmazın davalılara ait olduğu ve davalılar kendi adlarını tapuda kayıtlı taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunduklarından davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre, dava konusu 329 ada parsel 05.08.1990 tarihinde senetsizden kayıt malikleri adına tespit görmüş, tespite yönelik itiraz üzerine Kadastro Komisyonu"nun 10.02.1992 tarihli ret kararı sonucunda 26.10.1993 tarihinde tapuya tescil edilmiştir. Davacıların hissedar olduğu ve parsel sayılı taşınmazlar nolu kadastro parselinin ifrazı ile oluşmuş olup, nolu kadastro parseli 30.07.1956 tarihinde 26.09.1928 tarih sıra sayılı tapu kaydının revizyonu ile R.. O.. adına tespit edilmiş ve tapuya tescil olunduktan sonra gördüğü tedavüller ile dava tarihindeki maliklerine intikal etmiştir. Mahkemece, mahallinde teknik bilirkişiler vasıtasıyla yapılan keşif sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda davalıların halen kullanımında bulunan yerin adlarına kayıtlı 329 ada parsel içinde kaldığı belirlendiğinden davanın reddine karar verilmiş ise de, davacıların daha önceden kadastro gördüğü ve tapu kaydında halen aktif gözüken ve parsellerin sonradan yolsuz olarak davalılar adına 329 ada parsel sayısı ile tescil edildiği başka bir ifade ile 2. bir kadastro ile yolsuz tapu kaydının oluşturulduğu iddiası üzerinde durulmamıştır. Anılan hususa ilişkin 766 sayılı Tapulama Yasası"nın 46 ve daha sonra yürürlüğe giren 3402 sayılı Kadastro Yasası"nın 22. maddelerinde evvelce kadastrosu yapılan yerlerin ikinci kez kadastrosunun yapılamayacağı, yapılmış ise ikinci kadastronun bütün sonuçları ile hükümsüz sayılacağı öngörülmüş bulunmaktadır.
Bu halde Mahkemece, davacılara ait bulunan ve 2. kadastroya tabi tutuldukları iddia olunan ve parsellere ait tapu kaydı dayanak belgeleri ile ilk oluşum tarihinden itibaren bulunduğu yerden getirtilerek dosya arasına alınmalı, teknik bilirkişi, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, yerel bilirkişi ve tanıklar HMK’nun 243, 244 ve 259. maddeleri gereğince davetiye ile keşif yerine çağrılmalı, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle mümkün olduğunca keşif yerinde dinlenmeli, davacıların dayandığı tapu kaydı ile dava konusu taşınmaza ait kadastro paftası zemine aplike edilerek davacılara ait parsellerin ikinci bir kadastroya tabi tutulup tutulmadığı saptanmalı, bu hususta teknik bilirkişiden tarafların ve Yargıtay"ın denetimine uygun gerekçeli rapor temin edilerek toplanacak delillerin sonucuna göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK. m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğineve 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 13.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.