3. Hukuk Dairesi 2014/734 E. , 2014/8766 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : VAN 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/09/2013
NUMARASI : 2010/403-2013/316
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacılar vekili dava dilekçesinde, davacılar İbrahim ve Ayten"in çocukları Cihan"ın 15.05.2010 tarihinde boş arazide top oynarken yüksek gerilim hattına asılı olan sarkan tele çarptığını, yaralandığını, uzun süre tedavi gördüğünü belirterek, Cihan için 25.000 TL manevi, 1.000 TL maddi (ıslah ile 25.313,94 TL) tazminat ile, davacılar Ayten ve İbrahim için 5.000"er TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında, davacıların bakım ve gözetim yükümlülüğünü ihlal ettiklerini beyan etmiş, zamanaşımı def"inde bulunmuştur.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 5.062,79 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsili ile velayeten davacılara ödenmesine, davacılar Ayten ve İbrahim ile Cihan"a ayrı ayrı 1.000"er TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmü taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dosya kapsamından, 15.05.2010 olay tarihinde davacıların çocuğu 2003 doğumlu Cihan"ın tarlada oynarken yüksek gerilim hattından sarkan tele dokunması nedeniyle yaralandığı, olayda davacı anne ve babanın %80, davalının %20 kusurlu olduğu, kusur oranına göre davalının 5.062,79 TL maddi tazminat ile sorumlu olduğu bilirkişi raporları ile tespit edildiği, yine Adli Tıp Kurumu raporu ile Cihan"ın ön kolda ve sağ ayak bileğinde 1., 2.derece yanık olduğu, sol ayak bileğinin sağa göre 5 derece kısıtlı olduğu, meslekte kazanma gücünün %6,3 oranında azaldığı anlaşılmaktadır.
Davada, kusursuz sorumluluk gereğince uğranılan maddi ve manevi tazminat talep edilmektedir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm, davacılar vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 56.maddesi (BK.nun 47.maddesi) hükmüne göre hakimin özel halleri gözönünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hemen belirtmelidir ki, manevi tazminat ne bir ceza, ne de gerçek anlamda bir tazminattır. 22.06.1966 tarihli ve 7/7 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde belirtildiği gibi, ceza değildir; çünkü davacının yararı düşünülmeksizin sorumlu olana hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük değildir. Mamelek hukukuna dair bir zararın karşılanmasını amaç edinmediği için de, gerçek anlamda bir tazminat sayılmaz. Manevi tazminat mağdurda veya zarara uğrayanda bir huzur hissi, bir tatmin duygusu doğurmalıdır. Manevi tazminatta temel olan ana düşünce budur.
Dava konusu olayda, davacıların 2003 doğumlu (olay tarihinde 7 yaşında) oğlu Cihan"ın uğradığı zarar nedeniyle davacı anne ve babanın boş arazide çocuğu sahipsiz bıraktıkları için %80 kusurlu olduğu tespit edilmiş ise de manevi tazminat yönünden, olayın oluş şekli, biçimi, çocukta oluşan güç kaybı ve davacılarda yarattığı üzüntü dikkate alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarlarının az olması nedeniyle, mahkemece; bu yönde kurulan hüküm doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.