11. Hukuk Dairesi 2016/1207 E. , 2016/2135 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/03/2013 tarih ve 2013/4-2013/80 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu noksanlıkların giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin üyesi Türk Tarih Kurumu Başkanlığı"nın "Yurtdışındaki Tarihi Türk Eserlerinin Tespiti Projesi" kapsamında meydana gelen eserlerinin temsil hakkını İlesam"a devrettiğini, anılan proje kapsamında davalı başkanlığında görevlendirilen bir ekibin 2000 ila 2005 yılları arasında Balkanlarda envanter çalışması yaptığını, bu projede TTK tarafından görevlendirilip, her türlü ihtiyaçları ve giderleri proje kapsamında kurum tarafından karşılanarak Balkanlar"da envanter çalışması yapan davalının bu çalışmalar sırasında meydana getirdiği eserlerin mali haklarının Türk Tarih Kurumu"na ait olduğunu, davalının akde ve yasaya aykırı davranıp proje kapsamındaki çalışmalara ait bazı fotoğraf ve slaytları Kültür Bakanlığı"na satarak gelir elde ettiğini ileri sürerek FSEK 68. maddesi kapsamında şimdilik 3.000 TL"nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, Kültür Bakanlığı"na satılan slaytların fikri haklarının davacıya ve TTK"na ait olmadığını, müvekkilinin çektiği her fotoğraf veya slaytı kuruma teslim etmek yükümünün bulunmadığını, ancak yabancı ülkelerdeki Türk eserlerini derleyip bir kitap halinde yayınlanmak üzere TTK"na teslim etmeyi yüklendiğini, bu edimin de ifa edildiğini, TTK"ya teslim edilen fotoğrafların başka kimseye verilmediğini, Kültür Bakanlığı"na verilenlerin mimari plan, tercüme, rapor vs. vasıflarının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; tarafların "Bulgaristan, Sırbistan ve Hırvatistan"daki Türk Eserlerine" ilişkin sözleşmeyi imzaladığı, bu sözleşmelerde davalının rapor sunma, sahadan veri derlemesi yapma gibi yükümleri üstlenip yerine getirdiği, bu ilişkinin 818 sayılı BK"nın 355. maddesi kapsamında istisna sözleşmesi niteliğinde bulunduğu, davalının bir eser meydana getirme taahhüdüne yer verilmediği, buna göre aynı Kanun"un 385. maddesinde düzenlenen şartları sağlamadığından neşir sözleşmesi olarak nitelendirilemeyeceği, bir an için eser nesir sözleşmesi olarak kabul edilse bile Yargıtay bozma ilamında belirtilen "telif hakkının naşire ait olacağı" görüşüne katılınmadığı, zira sözleşme metninde bu yöndeki bir ifadeye rastlanmadığı, ayrıca davalının davacıya sunduğu fotoğraflardan başkasını da çekip bunlara ait telif haklarını temellük etmeye engel bir hükme yer verilmediği, proje kapsamında ortaya çıkabilecek bütün eserlerin telif haklarının TTK"ya ait olduğu yönündeki görüşün hukuki temelinin bulunmadığı, TTK"ya ve
Kültür Bakanlığı"na sunulan görsellerin aynı mekana ait olsa bile farklılık arzettiği, meydana getirilen farklı eserlere ilişkin malzemenin kime ait olduğunun eser üzerindeki hakkı etkilemediği gerekçesiyle hükümde direnilmesine ve davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 2013/11-2205 E - 2015/1257 K sayılı ilamında; "Mahkemece bozmaya eylemli olarak uyulduğu, BK"nın 385. maddesi kapsamında dava konusu uyuşmazlığı değerlendirip yeni bir gerekçeye dayalı yeni hüküm niteliğinde karar verildiği" gerekçesiyle temyiz incelemesinin yapılmasını teminen dosya Dairemize gönderilmiş olmakla davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine geçildi:
1- Davacı, meslek birliğinin üyesi olan Türk Tarih Kurumu"nun görevlendirdiği ekibin başı olan davalının Yurtdışındaki Tarihi Türk Eserlerinin Tespiti Projesi Kapsamında çektiği fotoğraf ve slaytları dava dışı Kültür Bakanlığına satarak gelir elde ettiğini ileri sürerek elde edilen bu gelirden şimdilik 3.000 TL"sinin tahsilini istemiş, mahkemece, Türk Tarih Kurumu ile davalı arasındaki sözleşmenin BK"nun 355. maddesi kapsamında istisna akti mahiyetinde olduğu, davalının Türk Tarih Kurumu"na karşı üstlendiği edimini yerine getirdiği, bir an için sözleşmenin BK"nun 385. maddesi kapsamında kaldığı düşünülse dahi davalının başka fotoğraflar çekerek bunların fikri haklarını temellük etmesine engel teşkil etmeyeceği, bir eserin oluşturulması esnasında masrafların üstlenilmesinin eseri oluşturacak kişinin bütün bilgi, beceri ve düşünce dağarcığının iş sahibine kiralandığı veya devredildiği anlamına gelmeyeceği, davalının eser niteliğindeki slaytlar karşılığında Kültür Bakanlığı"ndan aldığı bedelin hak ihlalini oluşturmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Türk Tarih Kurumu ile davalı arasında akdedilen sözleşmeye göre Kurumun yürüttüğü projede davalının ekip başkanı olarak yer aldığı, bu projede görev alan kişilerin yurt dışı masraflarının Kurum tarafından karşılandığı, 5846 sayılı FSEK"in 2/3. ve 4/5. maddelerine göre eser niteliğindeki sözkonusu fotoğrafların proje çalışmaları esnasında davalı tarafından çekildiği ve yine davalının müracaatı ile dava dışı Kültür Bakanlığı"na arşiv malzemesi olarak bedeli karşılığı satılarak teslim edildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Dairemizin 17.10.2012 Tarih ve 2011/7869 Esas- 2012/16445 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, davalı ile Türk Tarih Kurumu arasındaki sözleşme içeriğine göre; yayıncı (naşir) kurum olan Türk Tarih Kurumu tarafından planlanan ve yürütülen proje kapsamında oluşturulan bilimsel araştırma ekibinde ekip başı olan davalı ve diğer müelliflerce “Balkan Ülkelerindeki Türk Eserlerinin Envanteri” konulu çalışmalar yapılarak birden fazla ilim ve edebiyat eserinin meydana getirilmesi işi üstlenilmiştir. Türk Tarih Kurumu"nun çalışanı olmayan davalı ile Kurum arasındaki söz konusu projeye ilişkin sözleşme 818 Sayılı BK"nun 385. maddesi kapsamında neşir sözleşmesi olup, davalı tarafından yurt dışındaki tarihi eserlerin ve çalışmaların fotoğraflanması da bu proje kapsamında gerçekleştirilmiştir. Bu nedenle; davalı ile Türk Tarih Kurumu arasındaki akdin BK"nun 355 vd. maddelerine dayalı istisna akdinden ibaret olacağına dair mahkeme görüşü ve bu görüşten hareketle oluşturulan ret gerekçesi yerinde değildir.
Bu proje kapsamında meydana getirilen ilim ve edebiyat eseri üzerinde ve yine aynı projede kullanılmak üzere bu proje ve çalışmaların fotoğraflanması sonucu elde edilen fotoğraf eserleri üzerindeki eser sahipliği davalıya ait olmakla birlikte, söz konusu eserler üzerindeki mali hakları kullanma yetkisi BK"nın 385. maddesi uyarınca naşir olan Türk Tarih Kurumu"na ait olacağından, Kurum kanun gereği kullanma yetkisini edindiği mali haklarla ilgili her türlü tasarruf işlemini gerçekleştirebilecektir.
Davalı her ne kadar, dava konusu fotoğraflarla ilgili herhangi bir taahhüdü olmadığını savunmuş ise de bilirkişi raporundaki açıklama itibariyle anılan fotoğrafların Türk Tarih Kurumu"nun yürüttüğü proje faaliyetleri kapsamında yurtdışında belirlenen ülke ve şehirlerde çalışma yapıldığı zamanlarda ve ardışık olarak çekildikleri belirlenmiştir. Söz konusu fotoğrafların adı geçen proje dışında ve bir başka iş kapsamında çekildiği de iddia ve ispat edilmemiştir. Davalı, uyuşmazlık konusu fotoğrafların slaytlarının satımını sonraki bir
tarihte dava dışı Kültür Bakanlığı"na bizzat teklif etmiş olup ortada Türk Tarih Kurumu ile yapılan sözleşme dışında, ayrı bir istisna akdinin varlığından ve sözleşmeden bağımsız bir eser meydana getirildiğinden söz edilemez.
Bu bakımdan, davalının dava dışı Kültür Bakanlığa teslim ettiği dava konusu fotoğraf eserleri üzerindeki mali hakları kullanma yetkisinin 818 sayılı BK"nun 385. maddesi hükmü dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiği halde, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 29/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.