Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/15216 Esas 2017/5209 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/15216
Karar No: 2017/5209
Karar Tarihi: 05.07.2017

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/15216 Esas 2017/5209 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2015/15216 E.  ,  2017/5209 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan 113 ada 120 ve 123 parsel sayılı ....324,04 ve ....172,41 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile malikin kimlik bilgilerine ulaşılamaması nedeniyle ... oğlu .... .... adına tespit ve 27.04.2010 tarihinde ... adına tescil edilmiştir. Davacı ..., tapu kaydı, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasına dayanarak tapu iptal ve adına tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile çekişmeli 120 ada 120 ve 123 parsel sayılı taşanmazların davalı ... .... adına olan kaydının iptali ile davacı ... adına kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı ..., 929 tarihli ve 722, 723 ve 724 sıra numaralı tapu kayıtları ile irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ile taşınmazların adına tescilini talep etmiştir. Ancak, mahallinde 02.06.2015 gününde yapılan keşifte dayanılan kayıtların dava konusu taşınmazları kapsamadığı anlaşılmıştır. Uyuşmazlık dava konusu taşınmazların kök muristen intikal edip etmediği, kök muristen intikal ettiğinin anlaşılması halinde yöntemince taksim edilip edilmediği, taksim edilmişse taşınmazların kime düştüğü noktasında toplanmaktadır. Mahkemece, davacının eklemeli zilyetlik yoluyla dava konusu taşınmazı ... yılı aşkın bir süredir nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla tasarrufta bulunmak suretiyle kullandığı, bu haliyle zilyetlik ve iktisap şartlarının davacı lehine oluşmuş olduğu gerekçe gösterilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiştir. Ne var ki, keşifte dinlenen yerel bilirkişiler taşınmazlara davacı zilyet ise de, arazileri Durgun ailesine ait olarak bildiklerini, taşınmazların taksim edilip edilmediğini bilmediklerini beyan etmelerine rağmen, mahkemece taşınmazların ayrı ayrı kimden geldiği, kimden kime intikal ettiği, kök muris terekesine ait olup olmadığı, müşterek muristen intikal etmesi halinde taksim edilip edilmediği hususları üzerinde durulmamıştır. Eksik araştırma ve incelemeyle hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca, sağlıklı sonuca ulaşabilmek için, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve hakimin davayı aydınlatma görevi çerçevesinde HMK"nın 31. maddesi uyarınca tanık dinletme imkanı sağlanan taraflarca gösterilmesi halinde, taraf tanıkları huzuruyla yeniden keşif yapılmalı; yapılacak keşifte, dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, taşınmazların kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, kimin tarafından ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, tarafların ortak miras bırakanından intikal edip etmediği, müşterek muristen kaldığı anlaşılan taşınmazların yöntemince taksim edilip edilmediği, davacının zilyetliğinin taksime dayanıp dayanmadığı sorulmalı, bilirkişi ve tanık sözleri arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 05.07.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.