20. Hukuk Dairesi 2015/14063 E. , 2016/1745 K.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve ... ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... köyü ... Başı mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medeni Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, 07/12/2012 tarihli fen bilirkişi raporunda (D), (E) ve (F) harfleriyle işaretli bölümlerin fındıklık niteliğiyle davacı adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar ... ve ... ... tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı 28/04/2014 tarihli dilekçesi ile (F) harfiyle işaretli bölüme yönelik bir talebinin olmadığını ileri sürerek, bu bölüm yönünden kararın düzelterek onanmasına karar verilmesini istemiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 18/06/1980 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile 02/09/1992 tarihinde yapılarak dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
Mahkemece, davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Şöyle ki, Dairenin iki iade kararına rağmen dosyaya getirtilmesi istenen ancak getirtilmeyen orman tahditlerine ilişkin tutanak ve haritalar, davacının dayandığı tapu kaydının dayanağı tescil ilamı ve dosyası ile taşınmaza komşu parsellerin tapu kaydı ve kadastro tutanak örnekleri ile dayanakları getirtilmemiş olması nedeniyle orman ve fen bilirkişi raporları denetlenemediği gibi iade kararı üzerinde getirtilen orijinal kadastro pafta örneğine göre de davacı adına tesciline karar verilen (E) harfiyle işaretli bölümün bir kısmının kadastro yolunda kaldığı izlenimi oluşmuştur. Ziraat bilirkişisi raporu taşınmazlarda imar ve ihyanın ne zaman başlayıp ne zaman tamamlandığı ve taşınmazın niteliğini belirleme hususunda da doyurucu değildir. Keşifte bilgilerine başvurulan yerel bilirkişi ve tanık beyanları, taşınmazdaki imar ve ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği ve zilyetlik hususunda yeterli olmayıp soyut beyanlar içermektedir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazlara komşu taşınmazlarla ilgili aynı şekilde sonuçlanan veyahut halen devam eden tescil davaları bulunup bulunmadığı ... ve ... ... ile mahkeme yazı işleri müdürlüklerinden sorulmak suretiyle tespit edilmemiştir.
Mahkemece öncelikle, davacının, bilirkişi raporunda (F) harfiyle işaretli bölüm yönden davasından feragat edip etmediği açıklattırılmalı, daha sonra taşınmazın bulunduğu yörede yapıldığı anlaşılan orman tahditlerine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği, davacının dayandığı Ağustos 1984 tarih 4 sıra numaralı tapu kaydının dayanağı Sulh Hukuk Mahkemesinin 19.06/1953 tarih ve .../... sayılı dava dosyası, bulunamadığı takdirde tescil ilamı ve krokisi, taşınmaza komşu 0 ada 14, 128 ada 14, 131 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin kadastro tutanak örneği, tespitlerine uygulanan belgeler ve tapu kaydı, eski tarihli ve dava tarihinden 15 - 20 yıl öncesine ait memleket haritası ile elde edildikleri hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen ... ve ... ... ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek birer orman, fen ve ziraat mühendisi elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı, dava tarihinden 15-20 yıl önce çekilmiş hava fotoğrafları ile bu fotoğraflardan üretilmiş memleket haritası, topografik fotogrametri yöntemiyle düzenlenen kadastro haritaları ile komşu parsellere ilişkin kadastro tespit tutanak ve dayanakları çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; dayanak tapu kaydı ile tescil ilamı ve krokisi yöntemince zemine uygulanıp, 3402 sayılı Kanunun 20/A maddesi gereğince kapsamı belirlenip tescil ilamının taraflar arasında kesin hüküm niteliğinde olup olmadığı değerlendirilmeli, kesin hüküm niteliğinde olduğu belirlenmesi halinde bu bölüm yönünden davanın kabulüne karar verilmelidir.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu aynı zamanda dayanak tapu kapsamı dışında kaldığı veya tapu kaydının taraflar arasında kesin hüküm oluşturmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı yanında, (murisler) yönünden de aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve
Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Kabulü göre de, davacı adına tesciline karar verilen taşınmaz bölümlerinin hüküm yerinde yüzölçümleri yazılmayarak infazda tereddüt oluşturulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar ... ... ve ... temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 16/02/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.