Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/14090
Karar No: 2016/1742

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/14090 Esas 2016/1742 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/14090 E.  ,  2016/1742 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Tapuda paylı olarak davalılar adına kayıtlı olan eski ... köyü 166 parsel sayılı 6172 m² yüzölçümlü taşınmaz, 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi hükmüne göre yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması sırasında, 27843 ada 55 parsel sayısı, 6209,08 m² yüzölçümü ve yeni haritası ile malik hanesi “tapu kütüğünde olduğu gibi” şeklinde tespit edilmiş, 3402 sayılı Kanunun 11. maddesine göre 09.06.2010 ilâ 08.07.2010 tarihleri arasında ilân edilmiştir.
    ..., 08.07.2010 tarihli dilekçeyle çekişmeli taşınmazın bir bölümünün yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde bırakıldığı, daha sonra yapılan aplikasyon çalışmalarında da bu durumun değişmediği iddiasıyla tahdit içinde kalan bölümün tespitinin iptali ile orman niteliğiyle ... adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece davanın reddine ilişkin verilen karar, davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 09.02.2012 gün ve 2012/962 E. - 1651 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “...yapılan çalışmanın 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesiyle, 29.11.2006 gün ve 26361 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu sicilinde Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usûl ve Esaslara İlişkin Yönetmelik hükümlerine uygun çalışma yapılıp yapılmadığı saptanmalı, bu konuda bilirkişiden bilimsel verileri içeren rapor alınmalı, yapılan çalışmaların kanun ve yönetmelik hükümlerine aykırı olduğu belirlenirse, bu aykırılıkları giderecek hüküm kurulmalı, çalışmanın kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapıldığı saptanırsa, Orman Yönetiminin bu yöne temas eden davasının reddine karar verilmeli; dava dilekçesinde aynı zamanda taşınmazın bir bölümünün kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde kalan devlet ormanı olduğu iddia edildiğinden, bu davada kadastro mahkemesinin görevli olmadığı gözetilerek, tasarrufa ilişkin bu dava yönünden görevsizliğe karar verilmeli...” denilmiştir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra kesin hüküm nedeniyle davanın reddine ve dava konusu ... İlçesi, ... Köyü eski 166, yeni 27843 ada 55 parsel sayılı taşınmazın 6209,08 m² yüzölçümü ile tapu kütüğüne aynen aktarılmasına, yüzölçümünün ve sınırlarının düzeltilmesine karar verilmiş, ... tarafından temyiz edilen hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 24/06/2013 gün ve 2013/1215-7038 sayılı ilâmıyla ikinci defa bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “…mahkemece, çekişmeli parselin yenilemeden önceki tutanak ve haritaları ile yenilemeden sonraki çapı, haritası ve tutanağı getirtilerek, harita ve jeodezi uzmanı bilirkişi vasıtasıyla keşif ve inceleme yapılarak, çalışmanın 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesiyle, 29.11.2006 gün ve 26361 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilinde Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usûl ve Esaslara İlişkin Yönetmelik hükümlerine uygun olarak yapılıp yapılmadığı saptanmalı, bu konuda bilirkişiden bilimsel verileri içeren rapor alınmalı, yapılan çalışmaların kanun ve yönetmelik hükümlerine aykırı olduğu belirlenirse, bu aykırılıkları giderecek hüküm kurulmalı, çalışmanın kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapıldığı saptanırsa, Orman Yönetiminin bu yöne temas eden davasının reddine karar verilmeli; dava dilekçesinde aynı zamanda taşınmazın bir bölümünün kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde kalan Devlet ormanı olduğu iddia edildiğinden, bu davada kadastro mahkemesinin görevli olmadığı gözetilerek, tasarrufa ilişkin bu dava yönünden görevsizliğe karar verilmelidir.” denilmiştir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra; açılan davanın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesinin uygulanması açısından yapılan itirazlar yönünden reddine, ... köyü 27843 ada 55 parsel numarasında kayıtlı (eski parsel no: 166) taşınmaz yönünden Kadastro Kanununun 22/2-a maddesi uyarınca oluşturulan uygulama tutanağındaki gibi tapuya tesciline, dava konusu taşınmaz hakkında kesinleşmiş orman tahdit sınırları içerisinde kaldığı iddiası yönünden açılan davada mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, görevsizlik kararının kesinleşmesi ve davacı vekilinin talebi üzerine dosya asliye mahkemesine gönderilmiştir.
    Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    ... köyünde 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 1942 yılında yapılarak kesinleşen orman tahdidi, 5653 sayılı Kanuna göre 1953 yılında yapılan maki tefrik çalışması, 14.05.1980 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması ile 23.12.1988 tarihinde ilân edilen 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
    Dosya içinde bulunan bilgi ve belgelerden; yörede 1963 yılında yapılan tapulama sırasında 4753 sayılı Kanun hükümlerine göre oluşan Mart 1952 tarih 366 numaralı tapu kaydının ... Köyü 80 parsel sayılı 56000 m² yüzölçümündeki tarla niteliğindeki taşınmaza revizyon gördüğü ve ... oğlu ... adına tapuya tescil edildiği, taşınmazın 1987 yılında satış ile ... Arsa Edinme ve Yapı Kooperatifine geçtiği, kooperatif adına kayıtlıyken ifrazen 166 ilâ 174 parsellerin oluştuğu, kooperatifin 05/07/1991 tarihinde 166 parseli ... ve arkadaşlarına sattığı, 166 sayılı parselin tapu kaydının beyanlar hanesine 14/05/1993 tarih 5157 yevmiye numarası ile “orman kadastro komisyonunca orman olarak belirlenen saha içinde kalmaktadır.” şerhinin konulduğu, tapu malikleri ... ve Arkadaşlarının davalı olarak ... ve Orman Yönetimini göstererek şerhin kaldırılmasını talep ettikleri, ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonucu 26/12/2003 gün ve 2001/1235 E. - 1436 K. sayılı kararla davanın kabulüne, ... köyü 166 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesindeki “orman kadastro komisyonunca orman olarak belirlenen saha içinde kalmaktadır.” şerhinin iptaline karar verildiği, hükmün davalı ... ve ... tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 12/10/2004 gün ve 2004/4660-10279 sayılı ilamıyla [çekişmeli taşınmazın yörede yapılan 1947 tahdidinde ve 1979 yılında yapılan aplikasyon ve 2. madde uygulamasında tahdit içinde kaldığı, 1953 yılında 5653 sayılı Kanuna göre yapılan maki tefrik işleminde makilik alan içinde kaldığı, çekişmeli taşınmazın 1963 yılında yapılan genel arazi kadastro çalışmalarında 80 parsel altında Mart 1952 tarih 366 nolu tapu kaydına dayalı olarak iktisabında "...ye ait iken 4753 sayılı Kanun ile tescil kılındı" demek suretiyle şahıslar adına tespit edilerek tapu kaydının oluştuğu daha sonra ise 166 ilâ 174 sayılı parsele ifrazen ayrıldığı, HGK’nın 27/02/2002 tarih ve 2002/1-19 E. 97 K. sayılı kararı gereğince makiye ayrılan yerlerde özel kanunlar uyarınca oluşturulan tapulara değer verileceği ve çekişmeli taşınmazın dayanağı tapu kaydının da 4753 sayılı Kanun ile tescil olunduğu] açıklanmak suretiyle onanmasına karar verildiği, taraflarca karar düzeltme yoluna gidilmemesi sonucu 21/02/2005 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
    Mahkemece çekişmeli taşınmazın öncesi itibariyle orman sayılan yerlerden olduğu belirlendiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yukarıda anılan ve taraflar
    arasında görülen dava sonucu verilen ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26/12/2003 gün ve 2001/1235 E. - 1436 K. sayılı kararının taraflar arasında kesin hüküm niteliğinde olup olmadığı değerlendirilmemiş olması doğru olmamıştır. Ancak bu husustan önce 6100 sayılı HMK’nın 297/2 maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır, hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Mahkemece bu madde gözetilmeden hüküm kısmında davanın kabulü ile yetinilip, tapu iptali ve tescil konusunda hüküm kurulmamış olması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 16/02/2016 günü oy birliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi