(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2020/2088 E. , 2020/7259 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının ilk olarak davalı şirketin ... ... Sağlık ... işletmesi adına faaliyetteyken 10.06.2009 tarihinde çalışmaya başladığını , daha sonra işyerinin ... Sağ. Hiz. devredildiğini ve çalışmasına burada devam ederken bu defa işyerinin davalı ... Tedavi Hiz. devredildiğini , davacının iş sözleşmesinin haksız ve gerekçesiz olarak feshedildiğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının müvekkili bünyesinde iki aylık çalışması bulunduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Taraflar arasında davacının davalıya ait iş yerindeki hizmet süresi konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
İş hukukunda çalışma olgusunu ve hizmet süresini ispat yükü, bunu iddia eden işçiye düşer. Çalışma olgusu her türlü delille kanıtlanabilir. Çalışmanın ispatı konusunda, Sosyal Güvenlik Kurumu ve işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Özellikle iddia edilen çalışma döneminde Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarındaki işverenlerin araştırılması ve kayden görünen işverenlerle işçi arasında iş görme ediminin yerine getirilip getirilmediği, kaydın ne şekilde oluştuğu araştırılmalıdır.
İşçinin çalışma olgusunun tespitinde işyerinde veya komşu işyerinde çalışanların tanıklığı önemli olduğu gibi tanık olarak dinlenecek kişinin tanıklığına güveni etkileyebilecek bir durumun olup olmadığı da araştırılmalıdır. Tanıklar belirli bir dönem çalışmışlarsa ve başkaca delil yok ise beyanlarının belirttikleri dönemle sınırlandırılması gerekir.
Dava dilekçesinde davacının ilk olarak davalı şirketin ... ... Sağlık ... işletmesi adına faaliyetteyken 10.06.2009 tarihinde çalışmaya başladığını , daha sonra işyerinin ... Sağ. Hiz. devredildiğini ve çalışmasına burada devam ederken bu defa işyerinin davalı ... Tedavi Hiz. Devredildiğini iddia etmiştir. Davalı yan ise, müvekkili firmanın işyerini devraldığında işyerinde çalışmadığını , davacının daha sonra iş başvurusunda bulunarak işe alındığını ve yaklaşık iki ay süresince çalıştığını savunmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplamalara esas hizmet süresi, 10.06.2009 – 28.02.2010 ve 01.06.2010 – 07.01.2014 tarihleri arasında olmak üzere iki dönem halinde çalıştığının kabulüyle 4 yıl 3 ay 24 gün olarak belirlenmiştir.
Davacının hizmet dökümü incelendiğinde 09.02.2011-07.11.2013 döneminde ... Medikal bünyesinde ; 08.11.2013-13.01.2014 arasında davalı bünyesinde çalıştığı anlaşılmakla hizmet süresi yönünden davacının bu döneme ilişkin beyanının yerinde olduğu anlaşılmaktadır. Ancak ; davacının 10.06.2009-14.02.2010 döneminde ... ... Vakfında ; 15.02.2010-28.02.2010 döneminde ... Tıp bünyesinde ; 01.06.2010-31.01.2011 döneminde ... Tıp bünyesinde çalıştığı anlaşılmaktadır. Davalı kaşeli dilekçe ekinde sunulan belgeler incelendiğinde ; 07.11.2013 tarihinde ... Medikal adlı işyerinden işten ayrılış bildirgesinin verildiği, ... Medikal tarafından düzenlenen bordro suretleri ,davalı şirket tarafından yapılan Kasım 2013 ve Aralık 2013 aylarına ait maaş ödeme dekontları ve ihbar öneli kullanımına ilişkin yazı bulunmaktadır. Ne var ki; davacının , ... Tıp ile ... ... Vakfındaki çalışmalarının davalı bünyesinde geçip geçmediği dosya kapsamından anlaşılamamaktadır.
Mahkemece yapılması gereken, davacının iş tanımı netleştirilerek davalı şirket ile davacının çalıştığını iddia ettiği yukarıda anılan şirketler arasında devir olgusu ve/veya organik bağ bulunup bulunmadığı hususunun titizlikle araştırılması , gerekirse bu hususta tanıklar yeniden dinlenerek davacının hizmet tespitinin tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.