3. Hukuk Dairesi 2014/1008 E. , 2014/8733 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : CİHANBEYLİ ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/10/2013
NUMARASI : 2013/147-2013/510
Taraflar arasında görülen tedbir nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; davalının 10 aydır bir bayanla gayrimeşru ilişki yaşadığını, ev ile ilgilenmediğini ve ihtiyaçları karşılamadığını, davalının Hollanda"dan 1800 Euro emekli maaşı aldığını ve kira gelirinin de olduğu, müvekkilinin ev hanımı olduğu ve başka bir gelirinin olmadığını belirterek müvekkili lehine aylık 2.000 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ile 35 yıllık evli olduklarını evin ihtiyaçlarını karşıladığını, aralarında 10 yıldır sorun olduğunu davacının kendisine hakaret ettiğini ve üzerine düşen görevleri yapmadığını belirterek açılan davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davacı ile davalının aynı evde birlikte yaşamaya devam ettiği ayrı yaşamadıkları anlaşıldığından, talebin reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Medeni yargılama hukukunda egemen olan taraflarca getirme ilkesine göre davanın sebebini oluşturan vakıaların getirilmesi taraflara yüklenmiş bir ödevdir. Buna karşılık bu vakıaları mümkün olan bütün hukuki görüş açılarından inceleme ve hukuku uygulama görevi ise hâkime yüklenmiştir. Hâkim tarafların hukuki sebepleri hiç belirtmemiş ya da yanlış belirtmiş olması ile bağlı tutulmamıştır. Bu sayede, tarafların hukuku bilgisizliklerinden zarar görmeleri engellenmiştir. 1086 sayılı Yasanın 75/2 ve 179/3 ile 6100 sayılı Yasanın 31.maddesinin sonucunda davayı aydınlatma görevinin hakimde bulunduğu unutulmamalıdır.
Nitekim 6100 sayılı HMK"nun 33. maddesi ve 04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı YİBK"na göre olayları izah taraflara, kanunları resen uygulamak ve dolayısıyla hukuki nitelendirmede bulunmak hakime ait bir görevdir. Hakimin hukuki nitelendirmede bulunma görevine ilişkin muhtelif kararlar mevcuttur. (YHGK 11.4.2007, E. 2007/12-179, K. 2007/198), (YHGK 19.1.1974; YHGK 1.5.1991)
Türk Medeni Kanununun 196/1.maddesi, “Eşler birlikte yaşarken, eşlerden birinin istemi üzerine hakim, ailenin geçimi için her birinin yapacağı parasal katkıyı belirler” hükmünü zikretmekte yine, davalı (koca) evlilik birliğinin giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. (TMK 186/3)
Her ne kadar mahkemece, tarafların aynı evde birlikte yaşadıkları, davalının evlilik birliği görevlerini yerine getirdiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, bu yönde yeterli araştırma yapılmamıştır.
Somut olayda; davacı, davalının 10 aydır bir bayanla gayrimeşru ilişki yaşadığını, ev ile ilgilenmediğini ve ihtiyaçları karşılamadığını, davalının Hollanda"dan 1800 Euro emekli maaşı aldığını ve kira gelirinin de olduğunu; kendisinin ise ev hanımı olduğu ve herhangibir gelirinin olmadığını belirterek, davalının evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle tedbir nafakası talebinde bulunmuş, beyanı alınan tarafların müşterek kızı ise davacı iddialarını teyit etmiştir.
O halde mahkemece; taraflar aynı evde birlikte yaşasalarda diğer tarafın (kocanın) evlilik birliği gereklerini yerine getirmemesi halinde sosyal ve ekonomik durumuna uygun şekilde evlilik birliği giderlerine katkıda bulunması zorunlu olduğundan, TMK.nın 196/1.maddesi hükümleri gözetilerek, bir inceleme ve araştırma yapılmalı, sonucu dairesinde, TMK"nın 4.maddesi gereğince tarafların mali ve sosyal durumları gözönünde bulundurularak hakkaniyete uygun miktarda davacı için nafakaya hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.