11. Hukuk Dairesi 2015/14918 E. , 2016/2126 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/04/2015 tarih ve 2013/129-2015/118 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, BağKur emeklisi olan müvekkilinin emekli maaşını davalı bankanın ... Şubesi aracılığıyla aldığını, müvekkilinin aynı şubeden kamyon almak için kredi kullandığını, ancak işlerinin bozulması nedeniyle kredi borcunu ödeyemediğini, davalı banka tarafından bu nedenle müvekkili hakkında icra takibi başlatıldığını, icra takibi ile borcun tamamının tahsil edilemediğini, bunun üzerine davalı bankanın müvekkilinin emekli maaşı üzerine bloke koyduğunu, bu nedenle müvekkilinin 27.08.2012 tarihinden itibaren emekli maaşını alamadığını, emekli maaşları üzerinde her türlü haciz işleminin yasak olduğunu, müvekkilince bu hususta davalı bankaya gönderilen ihtarın sonuçsuz kaldığını, ileri sürerek davalı banka tarafından müvekkilinin emekli maaşına konan blokenin kaldırılmasına, 27.08.2012 tarihinden beri bloke konularak ödenmeyen paradan şimdilik 5.250,00 TL"nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 25.02.2015 tarihli dilekçesinde müvekkilinin hesabından yapılan kesintilerin icra takibine dayanmadığı, davalı banka tarafından müvekkilinin hesabına yatan paranın dörtte üçüne denk gelen 16.350,00 TL"nin müvekkiline ödendiğini, ancak bakiye 5.450,00 TL"nin ödenmediğini, bu miktar yönünden davaya devam ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davalıyla yapmış olduğu kredi sözleşmesinde yer alan rehin takas mahsup hakkını kullanarak davalıya ait hesaba bloke koyduğunu, sadece bloke işlemi yapıldığını, yatan paranın hesapta olduğunu, 15.791,10 TL yatan toplam maaş tutarından 746,91 TL havale bedeli ve 1.503,98 TL yasal takip sistemi online takip tahsilatı altında kesinti dışında kesinti bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının davacının emekli maaşına haciz işlemi olmaksızın bloke koymasının yasal dayanağının bulunmadığı gerekçesiyle davalının kabulüyle 200,00 TL asıl alacak için fazlaya dair haklar saklı tutularak 5.250,00 TL"nin dava tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir
1-Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece işin esası incelenmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiştir. Ancak, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 4. maddesinde tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava olduğu, 5/2. maddesinde bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin görevi dahilinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan "davalara", asliye ticaret mahkemesinde bakılacağı, 5/3. maddesinde ise asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanacağı belirtilmiştir. Görev hususu kamu düzeninine ilişkin olup yargılamanın her safhasında mahkemece resen gözetilmelidir. Dava tarihi olan 12.03.2013 tarihi itibariyle 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun halen yürürlükte olup taraflar arasında imzalanan ve bloke işlemine esas teşkil eden kredi sözleşmesi de ticari niteliktedir. Bu itibarla mahkemece dava tarihi itibariyle bankacılık işleminden kaynaklanan davanın ticari dava niteliğinde olduğu, uyuşmazlığın çözümünde asliye ticaret mahkemesinin görevli bulunduğu hususu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilip yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 29/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.