5. Ceza Dairesi Esas No: 2016/3417 Karar No: 2020/4831 Karar Tarihi: 12.02.2020
İhaleye fesat karıştırma - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2016/3417 Esas 2020/4831 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, ihaleye fesat karıştırma suçundan mahkumiyet hükmü vermiştir. Ancak dosyanın incelenmesi sonrasında kararın yetersiz gerekçelerle ve delillerin takdirinde hata yapılarak verildiği tespit edilmiştir. İhaleye katılan veya katılmak isteyen kişiler arasında yapılan anlaşmanın somut kanıtlarının dosyada yer almadığı ve iştirak konusunda da delillerin yetersiz olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle hükümler bozulmuştur. Kararda, TCK'nin ihaleye fesat karıştırma suçunu düzenleyen 235. maddesi ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 17/a maddesine vurgu yapılmıştır. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı nedeniyle TCK'nin 53. maddesiyle ilgili yeniden değerlendirme yapılmasının zorunlu olduğu vurgulanmıştır.
5. Ceza Dairesi 2016/3417 E. , 2020/4831 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : İhaleye fesat karıştırma HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: TCK"nın 235. maddesinde ihaleye fesat karıştırma halleri yasa koyucu tarafından tahdidi olarak sayılmış olup, maddede sayılan seçimlik hareketlerin ya da faillik durumunun genişletilmesinin anılan Yasanın 2. maddesindeki kanunilik ilkesine aykırılık teşkil edeceğinde bir kuşku bulunmadığı, her ne kadar bir kısım öğretide özgü suç olarak kabul edilmese de madde metni gerekçesiyle birlikte incelendiğinde; 2. fıkranın "a" ve "b" bentlerinde sayılan hallerde ihale sürecinde görev alan ilgili görevlilerin, "d" bendinde belirtilen halde ise ihaleye katılan ya da katılmak isteyen kişilerin suçun faili olabileceği, dolayısıyla söz konusu suçun özel faillik niteliği taşıyan kimselerce işlenebileceğinde bir tereddüt bulunmadığının kabulü gerektiği, bu itibarla 5237 sayılı TCK"nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan eylemlerde suça iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri, ihale öncesinde ihaleye katılan veya katılmak isteyen sanıklar arasında bir anlaşma olması durumunda TCK"nın 235/2-d bendinde düzenlenen suçun oluştuğunun kabulü için “ihaleye katılmak isteyen veya katılan kişilerin ihale şartlarını ve özellikle fiyatı etkilemek için aralarında açık veya gizli anlaşma yaptıklarının” tespit edilmesinin gerektiği gözetildiğinde; sanıklar arasında önceden yapıldığı kabul edilen anlaşma sonucuna nasıl ulaşıldığı, sanıkların ihale koşullarını ve özellikle fiyatı etkilemek için anlaşmalı biçimde teklif sunduklarına ilişkin somut kanıtların nelerden ibaret olduğu, yukarıda ifade edildiği üzere özgü suç niteliğinde olan bu eylemlerde kimin fail kimin ne surette şerik olduğu hususlarının denetime elverişli olacak biçimde karar yerinde tartışılıp, buna ilişkin delillerin dosya kapsamına uygun, mantıksal ve hukuksal bağ kurulmak suretiyle neler olduğunun,
zararın ne şekilde oluştuğunun, iştirake ilişkin delillerin de nelerden ibaret olduğunun gerekçeleriyle açıklanması gerektiği nazara alınmadan, zarar irdelemesi yönünden dosya kapsamı ile uyumlu olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak yetersiz gerekçelerle, delillerin takdirinde, iştirakin niteliğinde ve suç vasfında da hataya düşülerek yazılı şekilde hükümler kurulması, Kabule göre de; Hükmün gerekçe kısmında sanıkların 5237 sayılı TCK"nın 235/2-a-1 ve 235/2-c-d madde-fıkra-bentleri kapsamında ihaleye fesat karıştırdıkları belirtildiği halde, hüküm fıkrasında sanıkların aynı Yasanın 235/2-3-b madde-fıkra-bendi uyarınca cezalandırılmaları suretiyle gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratılması, Sanıklar hakkında 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 17/a maddesi yollamasıyla anılan Yasanın 59/1. maddesi uyarınca yasaklama kararına hükmedilmemesi, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve E. 2014/140, K. 2015/85 sayılı iptal Kararının Resmi Gazete"nin 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması, Kanuna aykırı, sanık ..."in ve diğer sanıklar müdafilerin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan kazanılmış hakları saklı kalmak kaydıyla hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA 12/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.