17. Hukuk Dairesi 2015/8451 E. , 2018/6049 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı ... vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 05.06.2018 Salı günü davalı ... vekili Av. ... geldi. Davacı ve diğer davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı ... vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkilinin 25/03/2008 tanzim 25/03/2009 vade tarihli 250.000,00 TL bedelli senet nedeniyle borçlu ... ile ... İnşaat Şirketi hakkında ... 10.... Müdürlüğünün 2010/18406 E. sayılı dosyası ile 29/07/2010 tarihinde ... takibi başlattığını, borçlunun mevcut mal varlığının müvekkilinin alacağını karşılamaktan aciz olduğunu, yapılan araştırmada borçlunun kendi üzerine kayıtlı olan ... İli, ... İlçesi, ... Mevkii, ... Mahallesi, ... pafta, ... ada, ... parselde bulunan bağımsız bölümü 2009 yılının 9.ayında diğer davalı ..."a devrettiğinin anlaşıldığını, bu satışın alacaklıyı zarara uğratma kastı ile yapılan muvazaalı bir tasarruf olduğunu, taşınmazın senedin vadesi dolduktan 4 ay sonra davalı ..."a devredildiğini belirterek taşınmazın borçlu-davalı ... tarafından davalı ..."a yapılan satış işleminin ... 10.... Müdürlüğünün 2010/18406 E. sayılı dosyasında mevcut alacağın tahsilinin aczi ve alacaklıdan mal kaçırmaya dönük muvazaalı devir sebebi ile iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili;müvekkilinin davacı ile arasında harici satış sözleşmesi dışında bir ticari ilişkisinin olmadığını, davacının elinde bulunan senetlerden bir tanesini kötüniyetle takibe konu yaptığını, tasarrufun iptaline konu yapılan dairenin müvekkilinin diğer davalıya olan borcundan dolayı devredilmek durumunda kalındığını, müvekkilinin, davacıyı zarara uğratmak gibi bir gayesi olmadığını, yapılan satışın gerçek satış olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili; müvekkilinin diğer davalı ..."ı şahsen tanımadığını, sadece iyiniyetle davaya konu gayrimenkulü satın aldığını, yatırım amacıyla kiracılı bir ev aradığı için bu taşınmazda davalı ..."ın kiracı olarak oturmasına izin verdiğini, davalılar arasında kira sözleşmesi bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre;Davanın kabulü ile, Davacının ... 10.... Müdürlüğünün 2010/18406 E. Sayılı ... dosyasındaki alacağı nedeni ile dava konusu ... İli, ... İlçesi, ... mevkii, ... mah, ... pafta, ... ada, ... parsel sayılı 956m² sahalı arsa üzerine yapılmış olan kat irtifaklı kargir binanın 1.normal katında bulunan 52/956 arsa paylı kat irtifaklı 9 nolu bağımsız bölüme ilişkin olarak davalılar arasındaki 06/10/2009 tarih 1351 yevmiye nolu SATIŞIN VE TASARRUFUN davalı-borçlu ..."ın borcuna yetecek kısmının İİK 277-281.maddeleri gereğince İPTALİNE, davacı alacaklıya dava konusu taşınmazın haciz ve satılmasını isteme yetkisinin TANINMASINA, karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK.’nın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Yasanın 278/III-2. maddesinde edimler arasında fahiş farkın bulunduğu hallerde yapılan tasarrufun bağışlama hükmünde sayılacağı ve bunun sonucu olarak iptale tabi olacağı öngörülmüştür. Bu bedel farkının hesaplanmasında satılan taşınmaz üzerinde ipotek ve haciz kayıtlarının bulunduğu hallerde, alıcının taşınmazı bu kayıtlarla yükümlü olarak satın almış olacağı, satışın bunların tamamı üzerinden yapıldığı kabul edilerek, oransızlığın belirlenmesinde, tapu kaydındaki ipotek ve haciz miktarlarının da göz önünde tutulması gerekir. Buna göre; taşınmazın tapudaki satış bedeli ile rayiç değeri arasında taşınmaz üzerindeki ipotek dikkate alındığında fahiş bedel farkı olmamakla birlikte
davalı borçlu ...’ın ve yargılama sırasında dinlenen tanıkların, borçlu ...’ın davalı 3.kişi ...’ı yıllardır tanıdığı, borçlunun oğlunun 3.kişi ...’ın yanında çalıştığı, davalı borçlunun 3.kişiden altın borcu aldığı ve dava konusu taşınmazı da bu borca karşılık devrettiği yönündeki açıklamaları karşısında 3.kişinin, borçlunun mali durumu hakkında bilgi sahibi olduğunun anlaşılmış bulunmasına göre davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibari ile doğru olan hükmün ONANMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 15.819,75 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ..."dan alınmasına 18/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.