Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan suça sürüklenen çocuğun mahkumiyetine ilişkin hüküm, suça sürüklenen çocuk zorunlu müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuk zorunlu müdafiinin diğer seçenek yaptırımlara veya ertelemeye hükmedilmesi gerektiğine yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1-Suça sürüklenen çocuğun idaresindeki çalıntı araçla, kendisini takip eden ve durması hususunda devamlı olarak ikazda ve anonsta bulunan emniyet görevlilerine rağmen, ara sokaklara girip izini kaybettirdiği, yeniden bulunması üzerine yapılan takipte ışıklı kavşakta kavşak kapatılmak suretiyle durdurulmak istendiğinde kaçmak amacıyla geri geri manevra yaptığı sırada kırmızı ışıkta bekleyen araçlara çarparak maddi hasarlı trafik kazasına sebebiyet verdiği, yapılan ölçümde alkolsüz olduğunun tespit edildiği ancak tiner çektiğini, kafasının iyi olduğu beyan ettiği olayda, suça sürüklenen çocuğun alkollü olmaması, kullandığını iddia ettiği maddenin ele geçirelememiş olması dolayısıyla etken maddesinin uyuşturucu maddeler arasında sayılıp sayılmayacağının tespitinin mümkün olmaması ve suçtan kurtulmak maksadıyla tehlikeli biçimde araç sevk ve idare ettiğinin de olayın oluş şeklinden anlaşılması karşısında; alkol veya uyuşturucu maddenin etkisi altında araç kullandığına dair delil elde edilemediğinden, eylemlerinin TCK"nın 179/2 de tanımlanan suça vücut vereceği gözetilmeden suça sürüklenen çocuk hakkında TCK"nın 179/3 delaletiyle 179/2 maddesinden hüküm kurularak uygulama maddesinin yanlış gösterilmesi, 2-Suça sürüklenen çocuk hakkında hükmedilen taksitli adli para cezasının taksitlerinin hangi aralıkta ödeneceğinin belirtilmeyerek infazda tereddüt oluşturulması, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konularda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün 1 ile numaralandırılan fıkrasındaki “179/3 maddesi delaletiyle” ibaresinin hükümden çıkarılmak ve yine hükmün 6 ile numaralandırılan fıkrasının 2. bendindeki “4 ay eşit taksitte” ibaresinin “ birer ay ara ile 4 eşit taksitte” ibaresi ile değiştirilmek suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 27/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.