16. Ceza Dairesi Esas No: 2017/3480 Karar No: 2018/2806 Karar Tarihi: 25.09.2018
Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017/3480 Esas 2018/2806 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ceza Dairesi, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verilen mahkumiyet kararını inceledi. Sanığın çocuğunu örgütle iltisaklı okula göndermesinin örgütsel faaliyet olarak kabul edilemeyeceği tespit edilse de, sanığın Bylock kullanıcısı olduğunun kesin olarak tespit edilmesiyle ilgili tespit ve değerlendirme raporu bulunmadığı için bu husus karara etki etmedi. Yargılama sürecindeki usulü işlemlerin kanuna uygun yapıldığı belirtilirken, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiği, ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde sergilendiği, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı belirtildi. Suçun sübuta erdiği hususunda şüpheye yer bırakmayan delillerin bulunması sebebiyle bozma nedeni yapılmadı ve hüküm ONANARAK yapılan inceleme sonuçlandı. Kanun maddeleri ise şu şekilde: TCK\"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK\"nın 53, 58/9, 62, 63.
16. Ceza Dairesi 2017/3480 E. , 2018/2806 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma Hüküm : TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK"nın 53, 58/9, 62, 63 maddeleri gereğince mahkumiyetine dair istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü; Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi; Sanığın çocuğunu örgütle iltisaklı okula göndermesinin örgütsel faaliyet kabul edilemeyeceği tespit edilip vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler, sanık ikrarı ve gerekçe içeriğine göre sanığın bylock kullanıcısı olduğunun kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesi karşısında ayrıntılı bylock tespit ve değerlendirme tutanağının getirilmemesinin sonuca etkili görülmediği belirlenerek yapılan incelemede; Anayasa mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 K. sayılı iptal kararının TCK"nın 53. maddesinin uygulanması yönünden infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Yargılama sürecindeki usulü işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, toplanan delillerin suçun sübuta erdiği hususunda vicdani kanaatin oluşması için yeterli olup, şüpheye yer bırakmamış olması karşısında; sanığın Bylock kullanıcısı olduğunu ispat için gerekli olan tespit ve değerlendirme raporu getirilmeden karar verilmesi, diğer delillerin suçun sübutu için yeterli olması nedeniyle sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamış, sanığın eyleminin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, 25.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.