9. Hukuk Dairesi 2020/8548 E. , 2021/4906 K.
"İçtihat Metni"BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ : ... 3. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin işyerinde 30.05.1989 tarihinden itibaren çalışmaya başladığını, 01.03.2005 tarihinde ... İl Özel İdaresine devrolunduğunu, sonrasında 6360 sayılı Kanun gereği önce Büyükşehir Belediyesine ve oradan da davalı ... Müdürlüğüne devredildiğini, müvekkilinin halen bu kurumda çalıştığını, 2001 yılında kadroya alınan müvekkiline sanki ilk defa işe giriş yapıyormuş gibi derece kademe verildiğini, müvekkilinin 2001 yılından itibaren baskın olarak iş makinesi operatörü/küçük ve asfalt plent operatörü olarak çalıştığını ancak maaşının daha düşük pozisyondan ödendiğini beyanla davacının tespit edilecek derece ve kademesine göre derece ve kademe farkından kaynaklanan ücret farkı, ilave tediye farkı, akdi ikramiye farkı, fazla mesai ücreti farkı ile toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan bir kısım işçilik alacaklarını tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... vekili, davacının 6360 sayılı Kanun’un geçici 1.maddesi uyarınca 15.12.2014 tarihinde müvekkili kurumda sürekli işçi olarak göreve başladığını, 6360 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesinin 9/d fıkrasında “bu fıkra kapsamında nakledilen personel bakımından nakil tarihinden önce doğmuş ve nakil tarihinde ödenmesi gereken borçlardan nakledilen kurum sorumlu tutulamaz.Kıdem tazminatına ilişkin hükümler saklıdır.”düzenlemesinin bulunduğu buna göre davacının müvekkili kurumda çalıştığı dönemde haklarının tam ödenmesi nedeniyle talep edilen ücretlerde eksiklik olması halinde dahi müvekkili kurumun sorumlu tutulamayacağını, benzer şekilde bir düzenlemenin 6111 sayılı Kanun’un 166/6. fıkrasında da bulunduğunu, müvekkili Kurumun talep edilen alacaklardan sorumluluğunun bulunmaması nedeniyle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... Belediyesi vekili, davacının Belediyeden herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... Belediyesi vekili, davacının talep etmiş alacaklardan müvekkili Belediyenin sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili kurumun davaya dahil edilmesinin hiçbir yasal dayanağının bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalılar vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, davalıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu :
Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmişlerdir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın kanuni gerektirici sebeplerine göre davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Uyuşmazlık, davacının talep ettiği fark alacaklardan davalı ... Başkanlığının sorumlu olup olmadığı konusunda toplanmaktadır.
12.11.2012 tarihli 6360 sayılı Onüç İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmialtı İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un geçici 1. maddesinin 6. fıkrasında “Bu Kanuna göre tüzel kişilikleri kaldırılan il özel idarelerinin personeli, komisyon kararıyla ilgisine göre yatırım izleme ve koordinasyon başkanlığı, büyükşehir belediyesi, bağlı kuruluşu veya ilçe belediyesine devredilir.” düzenlemesi bulunmakta ise de; 9. fıkrasının ilk cümlesinde, “Bu Kanuna göre belediye ve bağlı kuruluşlara devredilen personelden norm kadro ve ihtiyaç fazlası olanlar, ilgili belediye ve bağlı kuruluş tarafından en geç üç ay içinde valiliğe bildirilir.” denilmektedir. Ayrıca, bu fıkra kapsamındaki personel ile ilgili olarak (d) bendinde açıkça, “Bu fıkra kapsamında nakledilen personel bakımından nakil tarihinden önce doğmuş ve nakil tarihinde ödenmesi gereken borçlardan nakledilen kurum sorumlu tutulamaz. Kıdem tazminatına ilişkin hükümler saklıdır.” şeklinde bir düzenleme yapılarak, devreden ve devralan kurumlar arasında, devir sebebiyle oluşacak uyuşmazlıklar önlenmeye çalışılmıştır.
Somut olayda, ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 11.01.2019 tarihli kararı ile ... Büyükşehir Belediyesi davada taraf olarak kabul edilmiş ise de dosya kapsamına alınan belgelerde davacının, davalı ... Belediyesi nezdinde çalışması bulunmadığı gibi dosyada mevcut ... Valiliği Devir Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonu yazısı incelendiğinde; ... İl Özel İdaresi tüzel kiliğinin sona ermesi üzerine davacının, davalı ... Belediyesinde görevlendirildiği görülmektedir. Davacının il özel idarelerinin tüzel kişiliğinin ortadan kalkması üzerine, Kanun gereği ve Devir Tasfiye Paylaştırma Komisyonu kararı ile yukarıda ifade edilen yasal düzenleme kapsamında davalı ... Belediyesine devredildiği, iş sözleşmesi devam ederken bu defa davalı ... Belediyesi tarafından ihtiyaç fazlası personel olarak belirlenerek, davalı ... Müdürlüğüne nakledildiği açıktır. Davacının iş sözleşmesinin yasal düzenleme ve yetkili komisyon kararı ile devredildiği anlaşıldığından, iş sözleşmesi devredilen işçinin devirden önce doğan hak ve alacaklarından devralan işverenin sorumlu olması karşısında, dava konusu alacaklar yönünden iş sözleşmesini devralan davalı ... Belediyesinin 14.12.2014 tarihine kadar, 14.12.2014 tarihi sonrasında ise davalı ... Müdürlüğünün sorumlu olduğu kabul edilmelidir.Bu itibarla dosya kapsamına göre davalı ... Belediyesinin sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmakla, davalı ... Belediyesi yönünden davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekir iken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde verilen karar hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasında davacıya uygulanması gereken derece ve kademenin belirlenmesi noktasında da uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda, davacının geçici işçilikte geçirdiği sürelerin daimi işçi kadrosuna atanması sırasında dikkate alınması ve böylece bu süreler de dikkate alınmak suretiyle davacıya fiilen uygulanması gereken derece ve kademenin yeniden tespiti gerektiğine dair mahkeme kabulü isabetli ise de, daimi işçiliğe atandığı tarihten davalı ... Müdürlüğüne naklolduğu tarihe kadar süren çalışması bakımından, davacının “iş makinesi operatörü” olarak görev yaptığına dair bir kısım görevlendirme belgeleri dışında delil ibraz edilmediği gibi söz konusu belgelerde de davacının “iş makinesi operatörü” olarak çalıştığını gösterir bir kayıt bulunmadığının anlaşılmasına göre yanılgılı değerlendirme ile davacının daimi işçiliğe atandığı tarihten itibaren “iş makinesi operatörü” olarak çalıştığı kabul edilerek derece ve kademesinin tespiti hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.