11. Hukuk Dairesi 2020/4389 E. , 2021/6210 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : KAYSERİ BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
DAVACILAR : 1- ...
2- ...
VEKİLİ : AV. ...
VEKİLİ : AV. ...
Taraflar arasında görülen davada Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 18.10.2019 tarih ve 2018-849/838 sayılı kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine dair Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi"nce verilen 20.12.2019 tarih ve 2019-99/139 sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili; müvekkili ..."in Şah Oto Kiralama adındaki işletmenin işleteni ve sahibi olduğunu, davalı bankadan 24 ay vadeli 110.000.- TL’lik ticari kredi kullandığını, kredi sözleşmesi borcuna teminat olarak kardeşi Hüseyin"e ait olan 38 BA 301 plakalı araç üzerine rehin şerhi konulduğunu, müvekkilinin faiz ve fer’ileri ile birlikte toplam 138,221,60 TL borcun tamamını ödediğini ancak şerhin kaldırılmadığını ileri sürerek davanın kabulüne, davaya konu araç üzerine konulan şerhin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacı taraf ile müvekkili banka arasında akdedilen Taşınır Rehni Sözleşmesinin kredi sözleşmesinden ayrı olarak TMK"nın 954 ve devamı maddelerine göre düzenlendiğini, 23.06.2016 tarihli araç rehin sözleşmesi uyarınca ... lehine asaleten ve/veya kefaleten açılmış ve açılacak krediler ile bu krediler tahtında müştereken ve münferiden taraf olduğu sözleşme ve/veya belgelerden doğmuş ve doğacak kredi borçlarının teminatını teşkil etmek üzere rehin konulduğunu, davacı ...’nin davaya konu kredi dışında rehin sözleşmesinden sonra imzalanan ticari kredi sözleşmeleri nedeniyle borç bakiyesinin bulunduğunu, davacı ..."in kredi risklerinin devam ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; davacı asıl borçlu ... ile davalı arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine istinaden kullandırılan kredinin teminatını teşkil etmek üzere diğer davacı ile davalı arasında 23.06.2016 tarihli sözleşme ile 38 BA 301 plakalı araca rehin konulmuş olduğu, Taşıt Rehin Sözleşmesinin davacı ..."in yalnız 110.000.- TL"lik ticari işletme kredisini temin etmediği, bu kredi ile birlikte doğmuş ve doğacak tüm borçların teminatı olarak verildiği, davacı ..."in davalı bankadaki tüm kredilerinden kaynaklı borçları sona ermeden araç üzerindeki rehnin kaldırılmasının mümkün olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesinde; davacı asıl borçlu Şinasi ile davalı arasında 20.01.2015 tarihinde 250.000.- TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, daha sonra davalı banka ile davacılardan Hüseyin arasında imzalanan 23.06.2016 tarihli sözleşme ile 38 BA 301 plakalı araç üzerine rehin konulduğu, rehin sözleşmesinde, söz konusu taşınır rehninin, davacı ... lehine asaleten veya kefaleten kullandırılan ve kullandırılacak olan tüm kredilerin teminatı olduğunun hüküm altına alındığı, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davalı banka tarafından davacı asıl borçlu Şinasi"ye 2015-2018 tarihleri arasında 5 ayrı tarihte kullandırılan toplam 239.500.- TL tutarındaki ticari kredilerden dolayı dava tarihi itibarı ile davacının davalı bankaya henüz vadesi gelmemiş ve ödenmeyen kredi borcunun olduğu, dolayısıyla davacı ..."in davalı banka nezdinde riskinin devam ettiği anlaşılmakla davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 15/11/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.