11. Hukuk Dairesi 2015/5027 E. , 2016/2086 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... ... 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 24/12/2014 tarih ve 2014/983-2014/570 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı .... vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 23.02.2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ..., davalı .... vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının davalı bankanın ... Şubesindeki döviz hesabında bulunan 240.000 USD"nin davacının talebi olmaksızın 230.000 USD"sinin 19/01/2009 tarihinde, 10.000 USD"sinin ise 20/01/2009 tarihinde müvekkilinin imzası taklit edilerek çekildiğini, zararın ödeneceğinin 30/05/2009 tarihli taahütname ile davalı ... tarafından taahhüt edildiğini, dava konusu para çekme dekontları üzerindeki imzaların davalı banka müdürü ..."nın elinin ürünü olduğunun tespit edildiğini, davalı bankanın adam çalıştıran sıfatıyla sorumlu olduğunu ileri sürerek; 240.000 USD"nin 06/09/2009 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasının 4/a maddesi uyarınca bir yıllık USD mevudatının kamu bankaları tarafından uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili, dava konusu işlemlerin davacının bilgisi ve talimatı ile yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, işlemlerin davacının muvafakatiyle gerçekleştirildiğini, kendisinden alınan ödeme taahhüdünün tehdit ve baskıyla imzalattırıldığını savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davalı ... aleyhine açılan dava atiye bırakılmış olduğundan esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... aleyhine açılan davanın kabulüne, 240.000 USD"nin temürrüt tarihi olan 03/09/2009 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca 1 yıllık USD mevduatına kamu bankalarınca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte ödeme ya da tediye tarihindeki efektif satış kuru üzerinde TL karşılığının davalı .... den tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı .... vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacının davalı banka nezdindeki hesabından usulsüz olarak çekilen paraların sorumlu banka müdürü ile bankadan tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile davalı banka hakkında açılan davanın kabulüne, diğer davalı hakkında açılan dava atiye bırakılmış olduğundan esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Somut olayda, davacı taraf davalı banka nezdinde bulunan döviz hesabından herhangi bir talimatı olmaksızın rıza dışında 240.000 USD"nin çekildiğini ileri sürmüş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece alınan bilirkişi raporuyla davacının hesabından, kendi bilgisi ve talimatı olmadan -rızası hilafına- çıkan 240.000 USD"lik tutardan, davalıların müteselsilen sorumlu tutulabileceği bildirilmiş, ceza dosyasında ise sanık ..."nın ..."nin hesabından 49.725 TL"yi usulsüz şekilde zimmetine geçirdiği kabulüyle mahkumiyet hükmü kurulmuştur. Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları ile ceza dosyası kapsamı nazara alınarak davacının dava konusu edilen paralara ait işlem sonuçları ve işlemlere rıza gösterip göstermediği hususu tartışılmadığı gibi, dosyada alınan bilirkişi raporu ile ceza dosyası içeriğinde bulunan bilirkişi raporu arasındaki çelişki giderilmemiştir. Ayrıca ceza mahkemesi kararının kesinleşip kesinleşmediği de araştırılmamıştır.
Bu itibarla mahkemece, davacının hesabından çekilen paraların hesaptan çekildikten sonra kimlerin hesabına yattığının, bu işlemlerin bir nedeninin bulunup bulunmadığının, dava konusu edilen miktarlara ilişkin işlem sonuçlarının, para hesaplarına yatan kişilerin davacı ile bir bağlantılarının bulunup bulunmadığının tartışılması, ayrıca ceza yargılamasındaki tespitler ile hükme esas alınan bilirkişi raporunda alacak miktarı yönünden varılan sonuçlar arasındaki çelişkinin giderilmesi, ceza mahkemesi kararının kesinleşip kesinleşmediğinin belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalı banka vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün yukarıda yazılı nedenle davalı banka yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ..."ye verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 25/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.