17. Hukuk Dairesi 2015/12272 E. , 2018/6028 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hükmün, davacılar vekili tarafından temyizi üzerine, temyiz dilekçesinin reddine ilişkin verilen mahkeme ek kararı, davacılar vekili tarafından süresinden sonra temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın yaptığı tek taraflı kazada, araçta yolcu olarak bulunan davacıların eşi/babası Adil"in öldüğünü, davacıların ölenin desteğinden yoksun kaldığını ve cenaze gideri yapmak zorunda kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 92.000,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatı ve 3.000,00 TL. cenaze giderinin kaza tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 03.12.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle, toplam taleplerini 200.000,00 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, poliçe limitiyle sınırlı biçimde zarardan sorumlu olduklarını, davacı tarafın zararı ispat etmesi gerektiğini, kaza tarihinden faiz isteminin yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile davacı ... için 150.000,00 TL, ... için 30.000,00 TL, ... için 17.000,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatı ve 3.000,00 TL. cenaze gideri olmak üzere toplam 200.000,00 TL"nin dava
tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline; davacılar ..., ... ve ..."nin destekten yoksun kalma tazminatı talep hakları olmadığı anlaşıldığından, bu davacılar yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hükmün, davacılar vekili tarafından temyizi üzerine, mahkemenin 09.01.2015 tarihli ek kararı ile, verilen kesin süre içerisinde temyiz harç ve giderlerinin yatırılmaması nedeniyle temyiz talebinin reddine karar verilmiş olup bu ek kararı da davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle, ölenin yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı ve cenaze gideri istemine ilişkindir.
Mahkemece verilen 12.12.2013 tarihli kararın, davacılar vekili tarafından yasal süre içinde temyiz edildiği; ancak, temyiz yoluna başvuru harcı ile temyiz karar harcının ve temyiz posta giderlerinin yatırılmadığı; mahkemenin, eksik harç ve giderlerin 1 haftalık kesin süre içinde yatırılması konusundaki meşruhatlı muhtırasının, davacılar vekiline 21.10.2014 tarihinde tebliğine rağmen muhtıra gereğinin yerine getirilmediği; bu nedenle, mahkemenin 09.01.2015 tarihli ek kararı ile temyiz harç ve giderlerinin kesin sürede yatırılmaması nedeniyle temyiz isteminin reddine karar verildiği; bu ek kararın davacılar vekiline 12.03.2015 tarihinde tebliği üzerine, davacılar vekili tarafından, yasal 7 günlük süre geçirildikten sonra, 24.03.2015 tarihinde ek kararın temyiz edildiği görülmektedir.
Temyiz tarihi itibariyle uygulanmakta olan HUMK"nun 432. maddesi yollamasıyla 426/F maddesinin 1. fıkrasında "İstinaf dilekçesi, yasal süre geçtikten sonra verilir veya kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme istinaf dilekçesinin reddine karar verir" düzenlemesine; aynı maddenin 2. fıkrasında ise "Bu ret kararına karşı tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir" düzenlemesine yer verilmiştir.
Yine, HUMK"nun 159. maddesinde "Müddetleri kanun veya hakim tayin eder. Kanunda gösterilen müstesna hallerden başka hakim kanunen tayin edilen müddetleri tezyit veya tenkis edemez" şeklinde düzenleme yapılmış; paralel düzenleme, 6100 sayılı HMK"nun 90/1. maddesinde "Süreler, kanunda belirtilir veya hâkim tarafından tespit edilir. Kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, hâkim kanundaki süreleri artıramaz veya eksiltemez" denilmek suretiyle de aynen benimsenmiştir.
İfade olunan bu yasal düzenlemeler karşısında; temyiz isteminin reddine ilişkin mahkeme ek kararının tebliğinden sonraki 12. günde ek karara ilişkin temyiz isteminde bulunulduğu; temyiz isteminin reddine ilişkin ek karar ile bu kararın da 15 gün içinde temyiz edilebileceği yönünde verilen mahkeme kararının, kanunla belirlenen sürelerin hakim tarafından artırılıp azaltılamayacağı düzenlemesi gözönünde tutulduğunda, davacı taraf için kazanılmış hak oluşturmayacağı; davacılar vekilinin, temyiz isteminin reddine ilişkin mahkeme ek kararını yasal 7 günlük süreden sonra temyiz ettiği ve istemin süresinde olmadığı gözetilerek; davacılar vekilinin ek karara ilişkin temyiz isteminin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin, temyiz isteminin reddine ilişkin 09.01.2015 tarihli mahkeme ek kararına yönelik temyiz isteminin süre yönünden REDDİNE;
peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 18/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.