11. Hukuk Dairesi 2015/1952 E. , 2016/2082 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 12/11/2014 tarih ve 2014/401-2014/379 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 12.01.2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av. ...dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ...tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı şirkette 2.000"er payı bulunduğunu, 04.06.2013 tarihinde yapılan genel kurulun hazirun cetvelinin davacılara poliklinikte imzalattırıldığını, herhangi bir toplantının yapılmadığını, ortakların bir araya gelmediğini, gündemin, denetçi raporunu, bilançonun genel kurulda tartışılıp değerlendirilmediğini, finansal tabloların müvekkillerine verilmediğini, bilançonun gerçeği yansıtmadığını, şirketin gelirlerinin düşük gösterildiğini, genel kurulda seçilen denetçilerin, yönetim kurulu üyelerinden birisinin oğlu, diğer yöneticinin ise kardeşi olduğunu, bu durumun TTK"nun 400. maddesine aykırılık teşkil ettiğini ileri sürerek, genel kurulda alınan kararların yok hükmünde olduğunun tespitini, talepleri kabul edilmezse genel kurulun yasaya, ana sözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil etmesi nedeniyle iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkil şirketin hisselerinin hamiline yazılı olduğunu, davacıların dava tarihi itibariyle hisse sahibi olup olmadıklarının bilinmediğini, husumet ehliyeti yönünden hisse senetlerinin ibraz edilmesi gerektiğini, davacıların genel kurula bizzat katıldıklarını, kararların oy birliği ile alındığını, bilanço ve gelir gider tablolarının genel kurul onayına sunulduğunu, kararlara muhalefet edilmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, TTK"nun 422. maddesi uyarınca bakanlık temsilcisinin tutanağı imzalamaması halinde genel kurulun geçersiz olduğu, tutanakta bakanlık temsilcisi talep edilmeksizin toplantının yapıldığının belirtildiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, genel kurulun geçersiz, yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin, aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-İptali istenen genel kurul kararlarının alındığı tarihe göre olayda uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’nun 407.maddesinin 3.fıkrasında aynı kanunun 333 üncü madde gereğince belirlenen şirketlerin genel kurul toplantılarında Sanayi ve Ticaret Bakanlığının temsilcisinin bulunacağı bildirilmiş, diğer şirketle ise hangi durumlarda Bakanlık temsilcisinin genel kurulda bulunacağının Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca çıkarılacak bir yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir. Maddede belirtilen yönetmelik 28.11.2012 günlü resmi gazetede yayınlanmış olan Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları İle Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmeliktir. Bu yönetmeliğin “Bakanlık Temsilcisi Bulundurma Zorunluluğu” başlıklı 32.maddesinde ise hangi genel kurul toplantılarında Bakanlık temsilcisinin bulunması gerektiği ayrıntılı bir şekilde düzenlemiştir.
Dosya içeriği ve sunulu ticaret sicil kayıtlarına göre dâvalı şirket TTK’nın 333.maddesi kapsamındaki şirketlerden olmadığı gibi davaya konu olan ve iptali istenen 04.06.2013 tarihli genel kurul kararları da bahsi geçen yönetmeliğin 32.maddesinin birinci fıkrasında belirten nitelikleri taşımamaktadır. Aynı maddenin 2 ve 3.fıkralarındaki durumların varlığı konusunda da dosya içinde bir bilgi bulunmadığı gibi iddia edilmiş de değildir. Bu duruma göre dâva konusu genel kurul kararlarının alındığı toplantıda Bakanlık temsilcisinin hazır bulunması zorunluluğu yoktur.
Bu durumda yerel mahkemece davacının dâva dilekçesinde bildirdiği diğer butlan ve iptal sebepleri üzerinde durulup sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, TTK’nun 422.maddesindeki toplantı tutanağında Bakanlık temsilcisinin imzasının bulunmaması hâlinde genel kurul tutanağının geçersiz olacağına ilişkin hükmünü, aynı kanunun yukarıda açıklanan 407/3 ve yönetmelik hükümlerini dikkate almadan, bütün anonim şirket genel kurul toplantılarında Bakanlık temsilcisinin bulanmasının zorunlu olduğu şeklinde, mutlak olarak anlayıp genel kurul kararlarının bu nedenle yok hükmünde olduğuna karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 25/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.