11. Hukuk Dairesi 2015/4854 E. , 2016/2080 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 06/11/2014 tarih ve 2007/381-2014/497 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... dışındaki tüm davalılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 23.02.2016 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalılar vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı ...İşletmesi vekili, müvekkilinin ... %28,2 oranında pay sahibi olduğunu, davalıların ise 2006 yılında ... yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptıklarını, şirketin ürünlerinin pazarlanması sırasında şirketi ve dolayısıyla müvekkilini zarara uğrattıklarını, TTK"nın 340 ve 309 uyarında ..."nın uğradığı zararın davalılardan alınarak .."a ödenmesini talep ettiklerini, 05/07/2007 tarihinde yapılan 2006 yılı olağan genel kurul toplantısı öncesinde müvekkiline gönderilen 29/05/2007 tarihli denetim raporunda şirket yönetiminin bir takım usulsüz işlemlerinin belirlendiğini, söz konusu raporda 2005 yılında yapılan 38.511 ton ürün satışından 36.614.217,7 YTL, 2006 yılında yapılan 39.866 ton ürün satışına karşılık ise 34.134.043,58 YTL satış hasılatının elde edildiğinin ve 2005 yılına göre 2006 yılı satış miktarının 1.355 ton fazla olmasına karşın satış hasılatının 2.280,173,79 YTL daha düşük gerçekleştiğinin belirtildiğini, aynı raporda 2005 yılı satışlarının ...,... Grubu ve diğer pazarlama şirketleri aracılığı ile yapılmasına karşın, 2006 Ocak ayı itibariyle ... içi ve ... dışı satışlarının tamamının... Grubuna ait olduğu anlaşılan... tarafından yürütüldüğünü, ... ile.... arasında satışların ne şekilde yapılacağına dair bir anlaşma bulunmadığını, 2005 yılı işlemlerinin denetimine ait raporda bu durumun düzeltilmesinin tavsiye edildiğini ve ..."ye yapılan satışlar üzerinden verilen komisyonlar nedeniyle şirketin gelir kaybına uğrayacağına işaret edildiğini, Şirket Yönetim
Kurulu Başkanlığına gönderilen yazılarda yer alan pazarlama-satış, satın alma ve finansman yönetiminin merkezde şirket personeli tarafından yürütülmesine ilişkin tavsiyenin dikkate alınmadığını, kararın... Gurubunca tek taraflı alınarak uygulandığını, ... içi satış fiyatlarında bir önceki yıla göre önemli bir farklılık olmamasına karşın şirket çalışanlarınca izah edilemeyen ... dışı satış fiyatlarında şirket aleyhine önemli farklılıklar bulunduğunu, ..."ın..."ye yaptığı satışlardan denetim tarihi itibariyle 16.985.334,99 YTL alacaklı olduğunun görüldüğünü, bu tutarın genel satış içerisinde 1/3"lük orana isabet ettiğini, 05/07/2007 tarihli olağan genel kurul toplantısında müvekkili tarafından bilanço onayı ve yöneticilerin ibrası önerilerine olumsuz oy kullanıldığını, ..."ın 2006 yılı ve öncesinde ürünleri doğrudan ya da satışların hemen hemen tümünün denetim raporunda belirtilen şekilde.... aracılığı ile pazarlanması sırasında piyasanın çok altında bir fiyat uygulanması ve doğmuş çok büyük miktardaki alacaklarının..."den tahsil edilmemesi sebebiyle şirketin zarara uğratıldığını, ..."ın doğrudan yaptığı ihraç kayıtlı satışlarla..."nin aracı olduğu ihraç kayıtlı satışlar arasında iki katına yakın fiyat farkı bulunduğunu,..."den tahsil edilmeyen paradan alacaklı kalınan süre içinde elde edilecek faiz gelirlerinden yoksun kalındığını, TTK"nın 336, 337 maddeleri karşısında davalıların verdikleri zarardan dolayı şirkete ve dolayısıyla müvekkiline karşı sorumlu olduklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 500.000 YTL maddi tazminatın zarar tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile H..e verilmesini talep etmiş, 22.09.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 4.410.672,70 TL"ye çıkarmıştır.
Davalılar vekilleri, müvekkillerinin görev sürelerinin dikkate alınarak değerlendirme yapılmasını, davanın esastan reddini istemiş, ıslahla arttırılan kısmın zamanaşımına uğradığını savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, dava ...İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından açılmış ise de özelleştirme kapsamında .. İdaresi Başkanlığı"na devredildiğinden davacı olarak karar başlığında Özelleştirme İdaresi"nin gösterildiği, 2006 yılı öncesinde..nin ürettiği ürünleri satış ve pazarlama işlerini kendisinin yaptığı, 2006 yılında davalı yönetim kurulu üyelerinin.."nin ürettiği ürünlerin pazarlama işini davalı ..."nun da ortağı olan..."ye verdikleri, şirket anasözleşmesinin 9. maddesi gereğince pazarlama işinin..."ye verilemeyeceği, yönetim kurulu üyelerinin yetkilerini aşarak bu kararı aldığı, anasözleşmenin 9/e maddesi itibariyle..."ye pazarlama işinin verilemeyeceği, son alınan 08.07.2014 tarihli bilirkişi raporunun olayın oluşuna uygun ve denetime elverişli bulunduğu, davalıların geçerli sebep yokken şirketin normal şartlarda oluşması gereken kar miktarı ile bilançolarına yansıtılan kar miktarı arasındaki farkın sebebini ispat edememeleri, son raporda belirlenen 2.776.358,62 TL şirketin mahrum kaldığı kardan kaynaklanan zarardan davalıların sorumlu oldukları, davacı tarafın bir diğer zarar talebi ise yine en son bilirkişi raporunda aynen benimsenen 13.12.2012 tarihli raporda belirtilen..."den tahsil edilemeyen 1.634.314.08 TL olup, bu alacak bakımından da davalıların şirketi zararı uğrattıkları, davalılar vekili davacının tahkikat aşaması tamamlandıktan sonra davasını ıslah edemeyeceğini ileri sürmüş ise de işbu davanın TTK"nın 1521. maddesi gereğince basit yargılama usulüne tabi olduğu, mahkemece sehven işbu davanın yazılı yargılama usulüne tabi olduğu kabul edilerek sözlü yargılama aşaması itibariyle gün tayin edildiği, basit yargılama usulü itibariyle tahkikat aşamasının HMK"nın 321. maddesi gereğince tarafların
son sözünün sorulması ile son bulduğu kabul edilerek davacının ıslah dilekçesinin zamanında verildiğinin kabul edildiği, dava 1086 HMUK zamanında açılmış olup hüküm verilinceye kadar işbu davada ıslah dilekçesinin verilebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 4.410.672,70 TL"nin 500.000 TL"lik kısmına dava tarihinden itibaren, bakiye kısmına ıslah tarihi olan 22/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalı ... hariç, diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, ..."a karşı açılan davanın mirasçılarının mirası reddetmesi nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı ... dışındaki davalılar vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, anonim şirket ortağının açtığı şirket yöneticilerinin sorumluluğu nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın “Taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26. maddesinde (mülga HUMK’nın aynı doğrultuda hüküm içeren 74. maddesinde) “Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Hakimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda davacı vekili, müvekkilinin ..(...) %28,2 oranında pay sahibi olduğunu, davalıların ise 2006 yılında ... yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptıklarını, şirketin ürünlerinin pazarlanması sırasında şirketi ve dolayısıyla müvekkilini zarara uğrattıklarını, 6762 sayılı TTK"nın 340 ve 309 maddesi uyarınca söz konusu zararın davalılardan tahsili ile .. ödenmesine karar verilmesini talep etmiş olmasına rağmen mahkemece, davanın bu talebe göre değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler nazara alınmadan istem dışına çıkılarak hüküm altına alınan tazminatın davacıya ödenmesine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı ... dışındaki davalılar vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı ... dışındaki davalılar vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek olmadığına, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak mümeyyiz davalılara verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 25/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.