4. Ceza Dairesi 2014/45380 E. , 2019/4324 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteklerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
A-Sanık ... hakkında birden fazla kişi ile tehdit suçundan kurulan hükmün temyizinde;
Sanığa yükletilen tehdit eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
Hapis cezası ertelenmesine karşın, TCK’nın 51. maddesinin 3. fıkrası uyarınca denetim süresinin gösterilmemesi,
Kanuna aykırı ve sanık ..."in temyiz iddiaları yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca bu aykırılık, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktasının; tebliğnameye aykırı olarak, “TCK"nın 51. maddesinin 3. fıkrasında öngörülen hüküm gereği denetim süresinin ertelenen hapis cezasından az olamayacağı da gözetilerek hükme, hapis cezası ertelenen sanık hakkında “1 yıl 8 ay” denetim süresi belirlenmesine” ibaresinin eklenmesi biçiminde DÜZELTİLMESİNE ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükmün bu bağlamda ONANMASINA,
B-Sanıklar ... ve ... hakkında TCK"nın 106/1-1. maddesinde düzenlenen tehdit suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyizinde;
1-Sanık ..."in aşamalarda suçlamayı kabul etmemesi, tehdit eyleminin telefonda gerçekleştiğinin iddia edilmesi ve olayın tanığının bulunmaması karşısında; yetersiz gerekçe ile mahkumiyet kararı verilmesi,
2-Sanık ..."ın kovuşturma aşamasında telefonda katılana "yengemi bırakmalarını yoksa kötü olacağını söyledim" şeklinde sözler söylediğini ikrarı ve olayın görgü tanığının bulunmaması karşısında; eylemin TCK" nın 106/1-2. cümlesinde düzenlenen sair tehdit suçunu oluşturup oluşturmadığının tartışılmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayini gerektiğinin gözetilmemesi,
3- İlamın 1 ve 2 nolu bozma bendlerine uyulması, ancak eylemlerin TCK" nın 106/1-1. madde kapsamında tehdit suçunu oluşturduğunun kabulü halinde ise;02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanıklara isnat edilen TCK"nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanıklerın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ..."ın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, tebliğnameye aykırı olarak HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 14/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.