Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/3725 Esas 2016/6204 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3725
Karar No: 2016/6204
Karar Tarihi: 24.05.2016

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/3725 Esas 2016/6204 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2016/3725 E.  ,  2016/6204 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 16.04.2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davalı vekili, fiili taksim mevcutken önalım hakkının kullanılamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
    Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.2.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
    Somut olayda; 02.07.2014 tarihinde yapılan keşif sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda davalı ..."e pay satan ..., ..., ... ve ..."ın ayrı ayrı bölümler halindeki üzüm bağı olarak kullanılan ve kısmen de boş olan fiilen taksim edilmiş bölümleri davalıya tapudaki payları oranında sattıkları ve davalının da satın almış olduğu bu paylara isabet eden bölümleri birleştirmek sureti ile erik ve kayısı fidanları dikerek meyve bahçesi haline getirdiği, davacılardan ..."ın erik bahçesi olarak kullandığı yerin C harfiyle, davacı ..."ında üzüm bağı olarak kullandığı yerin D harfiyle gösterildiğini ve fiili taksimin bulunduğunu belirtmiştir. Bu durumda mahkemece fiili taksim nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.05.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.








    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.