14. Hukuk Dairesi 2016/4598 E. , 2016/6146 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 24.02.2015 gün ve 2014/10900 Esas, 2015/1895 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı .... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacı vekili, vesayet altında bulunan ..."ın, torununun ortak olduğu şirket için maliki olduğu 4465 ada 22 parsel sayılı taşınmaz üzerine 26.06.2011 tarihinde davalı ... lehine ipotek tesis ettirdiğini, ..."ın ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2002/776 Esas ve 2002/1363 Karar sayılı ilamı ile kısıtlı bulunduğunu belirterek, ipotek konulan taşınmaz malikinin hukuki işlem ehliyetine sahip olmaması nedeniyle ipoteğin kaldırılmasını; ... İcra Müdürlüğünün 2013/675 Esas sayılı genel haciz yoluyla yapılan takibe itiraz üzerine davalı banka tarafından açılan ve ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/72 Esas sayılı dosyasında devam eden yargılamada, taşınmaz maliki kısıtlının temyiz kudretinin son durumuna dair araştırmanın henüz sonuçlanmadığını belirterek davanın kabulünü istemiştir.
Davalı vekili, ipotek tesis işleminin tapu memuru huzurunda resmi şekilde yapıldığını, herhangi bir ehliyetsizlik durumundan şüphelenilmediği ve ..."ın yaptığı işlemin ve attığı imzanın farkında olduğunu, vasinin kısıtlılık durumunu tapuya bildirmeyip kötüniyetli davrandığını, davanın borçtan kurtulma amaçlı açıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkeme, hakkın açıkça kötüye kullanılmasının hukuk düzenince korunmayacağını, tam ehliyetsiz bir kişinin normal zekalı bir insanla eşdeğer tarzda hareket ettiği durumlarda hukuki muamelenin hükümsüzlüğünü ileri sürmenin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olacağını, ipotek işlemi tapu memurunun önünde yapıldığına göre davacının normal bir insanla eşdeğer hareket ettiğini, ayrıca TMK"nın 452/2 maddesi gereğince vesayet altındaki kişinin fiil ehliyetine haiz olduğu hususunda diğer tarafı yanıltmış olması halinde onun bu yüzden uğradığı zarardan sorumlu olacağını, BK"nın 54. maddesindeki hakkaniyet ilkesi gereğince de kısıtlının sorumlu tutulabileceğini ve yine BK"nın 61 ila 66. maddelerinde düzenlenen sebepsiz iktisap hükümlerine göre hacir altındaki kişinin kendi malvarlığında meydana gelen zenginleşmeden sorumlu olacağını ve bu durumda kısıtlı davacının zararını sebepsiz zenginleşen kimseden isteyebileceğini gerekçe göstererek davanın reddine karar vermiştir.
Davacı vekilinin temyizi üzerine karar Dairemizce "...Dava, ehliyetsizlik iddiasına dayalı ipoteğin terkini isteğine ilişkindir.
Davacının 19.09.2002 tarihinde demans denilen akıl zayıflığı nedeniyle vesayet altına alındığı ve iptali istenen ipoteğin ise 28.06.2011 tarihinde tesis edildiği, ipotek tesis tarihinde hak sahibinin kısıtlı olduğu anlaşılmaktadır. ... Bu nedenle de ehliyetsiz kişi ile işlem yapanın iyiniyetli olması da ehliyetsizliği gideremeyecektir. Bu kuralın tek istisnası Türk Medeni Kanununun 410. maddesindeki kısıtlama kararının ilanından önce iyiniyetli üçüncü kişileri etkilemeyeceğine dair düzenleme olup burada da tam ehliyetsizler için iyiniyetin hiçbir şekilde korunamayacağı da ayrıca hüküm altına alınmıştır.
Tüm bu açıklamalardan da anlaşıldığı gibi taşınmaz maliki 2002 yılında kısıtlanmış olup fiil ehliyetinden yoksundur. Bu durumda kısıtlının dava konusu taşınmaz üzerinde ipotek tesisine ilişkin işlemi ehliyetsizlik nedeniyle geçersiz olup davanın kabulü ile dava konusu ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi..." gerektiği nedeniyle bozulmuştur.
Bu defa davalı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dava, ehliyetsizlik iddiasına dayalı ipoteğin terkini isteğine ilişkindir.
HMK"nın 165. maddesine göre bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına kadar yargılama bekletilebilir.
Somut olayda; dava konusu ipoteğin dayanağı genel kredi sözleşmesine göre davalı bankanın alacaklı olduğu ..
... İcra Müdürlüğünün 2013/675 Esas sayılı genel haciz yoluyla takip dosyasına davalı borçlu ... adına vasisi tarafından yapılan itirazın iptali için ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/72 Esas sayılı dava dosyasında "...... tarafından düzenlenen 19.11.2014 tarihli adli tıp raporunda kısıtlı ..."ın 04.07.2011 tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğu şeklindeki rapor ile ... Sağlık Kurulunun 11.05.2013 tarihli demams olduğu 04.07.2011 tarihinde temyiz kudretine sahip olmadığı şeklindeki raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için davalı kısıtlı hakkında ... Hastanesinden kurul raporu alınmasına karar verildiği..." böylece ... Asliye Ticaret Mahkemesinde 2013/72 Esas sayılı dava dosyasında kısıtlı ... hakkında fiil ehliyetine ilişkin inceleme ve araştırma devam ettiğinden HMK"nın 165. maddesi gereğince bu dava bekletici mesele yapılarak, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle bozulması gerekirken değişik gerekçe ile sehven bozulduğu bu defa yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından Dairemizin 24.02.2015 günlü ve 2014/10900 Esas, 2015/1895 Karar sayılı ilamının kaldırılarak hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı banka vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 24.02.2015 gün ve 2014/10900 Esas, 2015/1895 Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA, hükmün açıklanan değişik gerekçeyle BOZULMASINA, peşin yatılan karar düzeltme harcının istek halinde yatırana iadesine, 23.05.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.