Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/2272 Esas 2018/2739 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/2272
Karar No: 2018/2739
Karar Tarihi: 24.09.2018

Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/2272 Esas 2018/2739 Karar Sayılı İlamı

Özet:

16. Ceza Dairesi tarafından görülen bir davada suçlu bulunan sanık, silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan mahkum edildi. Hüküm TCK'nın 314/2, 62, 53, 58/9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri uyarınca verildi. Sanığın Bylock sistemini kullandığı tespit edildi ve ileri sürdüğü nedenler yeterli bulunmadığından temyiz davasının esastan reddiyle karar onanmıştır. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: TCK 314/2 (Silahlı terör örgütüne üye olmak), 62 (Genel güvenliği tehlikeye düşürme), 53 (Kişinin hürriyetini yoksun kılma), 58/9 (Mala zarar verme), 63 (Haberleşmenin gizliliğini ihlal) ve 3713 sayılı Kanunun 5/1 (Terörizmin finansmanının önlenmesi hakkında Kanun).

16. Ceza Dairesi 2018/2272 E. , 2018/2739 K.

"İçtihat Metni"

Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : TCK"nın 314/2, 62, 53, 58/9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5/1.
maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına yönelik istinaf
başvurusunun esastan reddi

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığın Bylock sistemini kullandığının dosyada mevcut olan User-ID, şifre ve grup elemanlarını içerir ByLock tespit değerlendirme tutanağı ile belirlendiği, incelenen bylock tespit değerlendirme tutanağında sanığın ayrıca...isimli şahsın bylock listesinde ... ismi ile kayıtlı olduğu gözetildiğinde tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak olunmamıştır.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık ve müdafiinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, 24.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.