4. Hukuk Dairesi 2014/9555 E. , 2014/14439 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... vd aleyhine 03/.../2013 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; kesin hüküm ve yargı yolu nedeniyle istemin reddine dair verilen .../03/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı ... yönünden kesin hüküm, davalı ... yönünden de yargı yolu nedeniyle istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, cezaevi müdürü olarak görev yaptığını, aynı kurumda ikinci müdür olarak görev yapan davalının kendisine hakaret ettiğini, bu olayda davalı Bakanlığın da hizmet kusurunun bulunduğunu belirterek, kişilik haklarının ihlal edilmesi nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
...-Davacının, davalı ..."a yönelik temyiz itirazları yönünden;
Dosya incelendiğinde; davacının, aynı olaydan dolayı daha önce davalı ... aleyhine açtığı davanın husumet yokluğu nedeniyle reddedildiği, kararın temyiz edilmeden kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Anayasa m. 129/...’te, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının, ancak idare aleyhine açılabileceği benimsenmiştir. Ne var ki; bu kural mutlak olmayıp, idari yetkilerin kullanılma alanıyla, eş anlatımla, idari işlem ve eylem niteliğini yitirmemiş davranışlarla sınırlıdır. Özellikle, haksız eylemlerde (fiili yol); kamu görevlisinin, Anayasa’nın bu güvencesinden yararlanma olanağı bulunmamaktadır.
Somut olayda, davalının davacıya açıkça hakaret ettiği ileri sürülmüştür. Kamu görevlilerinin hakaret etmeleri kişisel kusur oluşturur ve hiç bir biçimde görevle ilişkilendirilemez. Bu sava dayanan davaların, Anayasa m.129/... kapsamında değerlendirilmesi de mümkün değildir. Şu halde, kamu görevlisinin kişisel kusuruna dayalı eldeki davada davalıya husumet tevcih edilebileceği benimsenmelidir. Ne var ki, daha önce verilen husumetten ret kararı temyiz edilmeden kesinleştiğinden, kesin hüküm nedeniyle davalı ... hakkındaki istemin reddi yerindedir.
...-Davacının, davalı ..."na yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Kural olarak kamu görevlilerinin görevlerini yerine getirirken verdikleri zararlar hizmet kusuruna ilişkindir. Hizmet kusuruna dayanan tazminat istemlerinin de, idari yargı yerinde ve idareye karşı yöneltilmesi gerekir (Anayasa m.129/..., 657 sayılı Yasa m....). Ancak, kamu hizmeti kavramı ile hiçbir şekilde bağdaştırılamayacak, görev gereklerinden ve sınırlarından ilk bakışta ayrılabilen ve nesnel kurallarla belirlenmiş kamusal çerçevenin dışına çıkan eylem ve işlemler; hizmet sırasında yapılmış olsalar bile, artık kamu hizmeti olarak nitelendirilemezler. Buna bağlı olarak da, yukarıda vurgulanan anayasal ve yasal hükümler kapsamında değerlendirilemezler. Somut olayda, dayanılan maddi olgular göz önünde tutulduğunda; davalı bakanlık çalışanı olan diğer davalı ..."un kişisel kusuru ileri sürülmüş ve dava konusu edilmiştir. Kamu görevlilerinin, görev sırasındaki kişisel kusuruna dayanan, bir başka deyişle idari eylem ve işlemden kaynaklanmayan davalar, adli yargı yerinde ve özel hukuk hükümleri uyarınca çözümlenir. Bu noktada, yargısal uygulama yerleşiktir.
Şu halde, davalı bakanlık yönünden adli yargının görevli olduğu benimsenerek işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (...) nolu bentte gösterilen nedenle davalı ... yönünden BOZULMASINA; ilk bentte açıklanan nedenle davalı ... yönünden temyiz itirazlarının reddiyle hükmün bu davalı yönünden ONANMASINA 03/.../2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum. 03/.../2014