Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 1995/2057
Karar No: 1995/3807
Karar Tarihi: 05.10.1995

Danıştay 4. Daire 1995/2057 Esas 1995/3807 Karar Sayılı İlamı

Daire : DÖRDÜNCÜ DAİRE
Karar Yılı : 1995
Karar No : 3807
Esas Yılı : 1995
Esas No : 2057
Karar Tarihi : 05/10/995

1- ŞİRKETİN VERGİ BORCU NEDENİYLE YÖNETİM KURULU ÜYESİNİN TAKİP EDİLEBİLMESİ İÇİN BU KİŞİNİN GÖREVDE BULUNDUĞU SIRADA VERGİ BORCUNU TÜZEL KİŞİ ADINA ÖDEV VE İKTİDARINDA OLMASI GEREKİR.
2- ESASEN YÖNETİM KURULUNA AİT OLAN A.Ş.'İ TEMSİL YETKİSİNİN DEVREDİLMESİ HALİNDE, BU YETKİYE SAHİP OLMAYAN YÖNETİM KURULU ÜYESİNİN TAKİP EDİLEMİYECEĞİ HK.
… Turizm Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin 1990 ve 1991 yıllarına ilişkin vergi borçları nedeniyle şirket ortağı olan … Oto Kiralama ve Turizm A.Ş. nin temsilcisi sıfatıyla 21.11.1990-20.5.1991 tarihleri arasında şirket yönetim kurulu üyeliği yapan davacı adına ödeme emri tebliğ edilmiştir. ...Vergi Mahkemesi … sayılı kararıyla; borçlu şirketin 20.5.1991 tarihine kadar yönetim kurulu üyesi olan davacının, bu tarihe kadar olan vergi borçlarından sorumlu olacağı, dolayısıyla bu süreleri içeren vergilerin davacıdan tahsili yoluna gidilmesinin yasaya uygun olduğu, ancak bu tarihten sonraki vergi borçları için davacı adına ödeme emri düzenlenmesinde isabet bulunmadığı gerekçesiyle ödeme emrine karşı açılan davanın kısmen reddine karar vermiştir. Davacı, yönetim kurulu üyesi olduğu dönemde şirketi temsile yetkili olmadığını, şirket hakkındaki takibat tamamlanmadan kendisinin vergi borçlarından sorumlu tutulamayacağını ileri sürmekte ve kararın bozulmasını istemektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10.maddesinin birinci fıkrasında tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıf ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği belirtilmiş ve anılan maddenin ikinci fıkrasında da yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı öngörülmüştür.
Bu madde uyarınca şirketin vergi borcu nedeniyle yönetim kurulu üyesinin takip edilebilmesi için, sadece yönetim kurulu üyesi olmak yetmemekte, aynı zamanda bu kişinin görevde bulunduğu sırada vergi borcunu tüzel kişi adına ödeme görev ve iktidarında olması gerekmektedir. Bunun yanısıra vergi borcunun ödenmemesi fiili ile ilgilinin tutumu arasında nedensellik bağı bulunmalıdır. Yani şirketin vergi borcunu ödeme imkanı olduğu halde temsilcinin kanuni görevini yerine getirmediği saptanmalıdır. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 317.maddesinde; anonim şirketin idarece meclisi tarafından idare ve temsil olunacağı belirtildikten sonra, 319.maddesinde de; esas mukavele ile temsil selahiyetinin ve idare işlerinin hepsini veya bazılarını yönetim kurulu üyesi olan murahhaslara veya pay sahibi olmaları zorunlu olmayan müdürlere bırakabilmek için genel kurula veya yönetim kuruluna yetki verilebileceği kurala bağlanmıştır. Buna göre anonim şirketin temsil yetkisi, yönetim kuruluna ait olmakla birlikte ana sözleşme ile bu yetki Kanunda belirtilen sınırlar çerçevesinde devredilebilecektir.
Uyuşmazlık konusu olayda, şirket ana sözleşmesine eklenen bir madde ile; şirketin idaresi ve dışarıya karşı temsiline ilişkin görev ve yetkilerinin tamamının yönetim kurulunun başkanlığında, davacı dışında diğer iki yönetim kurulu üyesinden oluşan icra komitesine devredildiği belirtilmiştir. Böylece yönetim kurulu kanuni temsilci olarak icra komitesini belirlemiştir. Dolayısıyla şirketin vergi borçlarının ödenmemesi nedeniyle, bu görevleri devralan icra komitesinin takibi gerekirken, bunun dışındaki yönetim kurulu üyelerinin görevlerini yerine getirmediği leri sürülerek kamu alacağının kendilerinden aranması yasaya uygun değildir. Bu durumda, Türk Ticaret Kanununun 319.maddesinde yer alan düzenleme uyarınca, yönetim kurulu üyesi olmakla birlikte, vergi borcunu tüzel kişi adına ödeme görev ve iktidarında olmayan davacı adına Vergi Usul Kanununun 10.maddesine göre düzenlenen ödeme emrine karşı açılan davayı kısmen reddeden mahkeme kararında isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, ...Vergi Mahkemesinin … sayılı karanın bozulmasına karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi