8. Hukuk Dairesi 2013/19884 E. , 2014/2073 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanmadan sonra açılan (katkı payı)
... ile... aralarındaki boşanmadan sonra açılan (katkı payı) davasının kısmen reddine ve kısmen kabulüne dair ... 2.Aile Mahkemesi"nden verilen 23.05.2013 gün ve 109/376 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 11.02.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı vekili Av. ... .. ve karşı taraftan davalı vekili Av. ... geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili, tarafların evlilik içinde 90.000 TL"ye davalı adına aldıkları dava konusu evin 40.000 TL. peşinatının 30.000 TL"sinin evlilik içinde biriktirildiğini, 10.000 TL.sini davacının annesinin gönderdiğini, kalan 50.000 TL için kredi çekildiğini, kredi borcu ödemelerinin Kasım 2008 tarihine kadar davacı tarafından, sonrasında davalı hesabına yatan evin kira getirisi olan 360 TL. kredi taksitinden düşülerek kalan miktarın yarı yarıya ödendiğini, boşanma davası açıldıktan sonra davacının düzenli ödemelerinin devam etmesine rağmen, davalının ödemeleri aksattığını, sonrasında da evin satıldığının öğrenildiğini açıklayarak TMK 220/2.maddesi uyarınca davacının ailesinden almış olduğu 10.000 TL"nin davacının kişisel malı olarak değerlendirilerek katkı payı alacağı olarak hesap edilmesini, ayrıca dava konusu taşınmazın değerinin tespiti ile 1/2 katılım alacağının 10.000 TL ile birlikte dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini, fazlaya dair haklarının saklı tutulmasını istemiş, talebini harcını da tamamladığı 14.09.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile 30.000 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı ... vekili, dava konusu taşınmazın alımında 50.000 TL kredi kullanıldığını, bir kısmının ise büyük bölümünü davalının katkılarıyla biriktirdikleri para ve takıların tamamının satılarak ödendiğini, davacıya maaşından biriktirerek ödediği miktarın 40.000 TL"nin çok üzerinde olduğunu, tüm paranın davacı hesabında toplandığını, ödemelerin buradan yapıldığını, davalının gelirinin davacının gelirinden yüksek olduğunu, davacının ailesi tarafından verildiğini iddia ettiği 10.000 TL"nin ortak hesaptan borç alma-verme işi olabileceğini, alım sırasında aile yardımına ihtiyaç duymadıklarını, 2 yıl süre ile davalının babasına ait evde kira vermeden oturulduğunu ve paranın önemli bir miktarının bu şekilde biriktirildiğini, peşinatın biriktirilmesinde davacının bir katkısı olmadığını, evin de davacının evi terk etmesinden 9 ay sonra satış için mutabık olmaları sebebiyle satıldığını, satıştan elde edilen paradan borç çıktıktan sonra kalan parayı eşit paylaşacaklarına dair protokol yaptıklarını, mahkemeye boşanmak için sunduklarını ancak ilave talepleri sebebiyle davanın çekişmeli davaya dönüştüğünü, borç ödendikten sonra davacının payına düşenin ödeneceğini, dava açmaya gerek olmadığını açıklayarak haksız davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının davasının kısmen kabulüne, 14.519 TL. alacağın kararın kesinleşme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 08.08.2004 tarihinde evlenmişler, 26.12.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 14.09.2010 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK"nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında evlilik tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar 4722 sayılı Kanunun 10. maddesi gereğince, eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden TMK"nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir.
Dava konusu ... ili, .... ilçesi, ....’da 17518 ada 1 parselde 2 numaralı mesken 27.06.2008 tarihinde davalı ... Kebabcı adına satın alınarak tapuya tescil edilmiştir. 27.06.2008 tarihinde kullanılan 60 ay vadeli 50.000 TL banka kredisi sebebiyle tapu kaydında ... lehine 1.derece ipotek bulunmaktadır. Gelen yazı cevabına göre bu kredi 25.09.2009 tarihinde erken ödeme yapılarak tümü kapatılmıştır. Davacının isteği, evin edinme tarihi ve dosya kapsamına göre katılma alacağı niteliğindedir.
Evlilik içinde 01.01.2002 tarihi sonrası eşlerden biri adına edinilen mal varlığı üzerinde diğer eşin yasadan kaynaklanan artık değerin yarısı oranında katılma alacağı isteme imkanı bulunmaktadır (TMK’nun 231, 236/1.m.). TMK"nun 222. maddesi gereğince, belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Bir eşin bütün mallarının aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilmesi gerekir. Katılma alacağı bakımından talepte bulunan eşin çalışıp çalışmaması veya herhangi bir katkıda bulunup bulunmamasının bir önemi de yoktur. Katılma alacağı yasadan kaynaklanmaktadır. Bu tür davalarda, eklenecek değerlerden (TMK.m.229) ve denkleştirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK.m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak katılma alacağının hesaplanması gerekir.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, toplanan deliller karşısında dava konusu meskenin toplam 90.000 TL"ye alındığına, bu miktarın 40.000 TL"sinin peşin verilip kalan 50.000 TL"si için banka kredisi kullanıldığına, peşinatın davacının annesi tarafından davacıya 16.06.2008 tarihinde gönderdiği banka dekontundan anlaşılan 10.000 TL davacının kişisel değeri (TMK m.220/2) olduğuna, her ne kadar meskenin 90.000 TL değeri üzerinden hesaplama yapılması istenmekte ve katılma alacağı davalarında karar tarihine en yakın piyasa sürüm değerinin (somut olayda 90.000 TL) hesaplamada dikkate alınması gerekmekte ise de dosya arasında bulunan dava konusu meskenin üçüncü kişilere satışına dair gazete ilanlarındaki değerler, meskenin belirlenen özellikleri itibarıyla kolayca satılamayacak nitelikte olması, taraflar arasındaki anlaşmalı olarak açılan ancak daha sonra çekişmeli hale dönüşen boşanma dosyasındaki protokoldeki açıklamalar ile taraf beyanları karşısında taşınmazın satış değeri olduğu tesbit edilen 72.000 TL"nin katılma alacağı hesabında dikkate alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, aksi durumun davalının malvarlığına geçmeyen 18.000 TL yönünden de davacı lehine hakkaniyete ve adalete aykırı şekilde alacak hesabı yapılması sonucunu doğuracağına göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunmamış, Mahkemece, yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Katılma alacağı davalarında faize, karar tarihinden geçerli olarak hükmedilmesi gerekmekte olup, Mahkemece, kararın kesinleşme tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru değil ise de, davacı tarafın faize yönelik açık temyiz isteği bulunmadığından bu husus eleştirilmekle yetinilmiş faize yönelik bir bozma da sevk edilmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA,Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.100,00 TL Avukatlık Ücreti"nin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalıya verilmesine,
taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve aşağıda dökümü yazılı 248,00 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 744,00 TL"nin temyiz eden davacıdan alınmasına, 11.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.