17. Hukuk Dairesi 2015/11889 E. , 2018/5955 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin kullandığı aracı plakası tespit edilemeyen BMW marka bir aracın sıkıştırması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını, kazaya neden olan aracın kaçtığını, plakası tespit edilemeyen kaçan araç nedeni ile Güvence Hesabının sorumluluğu bulunduğunu ileri sürerek şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, davanın kısmen kabulü ile 10.895,42 TL tazminatın 10.000,00 TL"sinin dava 895,42 TL"sinin ıslah tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan (limitli sınırlı) tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı ... vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zararların tazminine yönelik maddi tazminat istemine ilişkindir. Dava, kazaya neden olan aracın firari olması nedeni ile trafik sigortacısı ve araç tespit edilemediğinden Güvence Hesabına yöneltilmiştir. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu"nun 14.
maddesi gereğince ihdas edilen ... Yönetmeliği"nin 15. maddesi gereğince rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte ihbar edildiği tarihte Hesabın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Davalı ..."nın sigorta bedelini ödeme yükümlülüğü gerekli belgelerle birlikte ..."na başvuru yapıldığı tarihte, böyle bir başvuru olmadığı takdirde ise dava tarihinde doğmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, davacının davalı ... Hesabına dava öncesi bir başvurusunun olmadığı görülmektedir. Mahkemece davalı ... Hesabının ödemekle yükümlü kılındığı tüm tazminata, tüm alacak yönünden dava tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü ile dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde dava dilekçesi ile talep edilen kısma dava tarihinden itibaren, ıslahla arttırılan kısma ıslah tarihinden itibaren faiz uygulanmasına karar verilmiş olması doğru görülmemiş ise de, bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarının gerektirmediğinden, kararın 6100 sayılı HMK.nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK.nun 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan "10.000,00 TL"sinin dava 895,42 TL"sinin ıslah tarihinden itibaren" ibaresinin hükümden çıkarılmasına, yerine "dava tarihinden itibaren" ibaresinin eklenmesine ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 558,26 TL kalan harcın temyiz eden davalı ..."ndan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 07/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.