Esas No: 2016/405
Karar No: 2016/611
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2016/405 Esas 2016/611 Karar Sayılı İlamı
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ HUKUK BÖLÜMÜ ESAS NO : 2016/405 KARAR NO : 2016/611 KARAR TR : 26.12.2016
|
ÖZET: Davacı şirketçe sigortalı olan aracın sigortalının evinin önünde park halinde iken yağmur sularının birikmesi nedeniyle zarar görmesi sonucu uğranıldığı ileri sürülen maddi zararın, ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsili istemiyle açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesinin gerektiği hk. |
K A R A R
Davacı : L. Sigorta A.Ş.
Vekilleri : Av. G.D.
Davalı : Antalya Su ve Atıksu İdaresi Genel Müdürlüğü (ASAT)
Vekili : Av. E.E.
İhbar edilenler: 1- Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. B.Ş.
2- Muratpaşa Belediye Başkanlığı
Vekili : Av.G.İ.S.
O L A Y : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili sigorta şirketinin 07 GB 159 plakalı aracın 23.11.2012-2013 kasko sigortacısı olduğunu, aracın 12.01.2013 tarihinde, sigortalı S.B. tarafından, Fener Mah. 1971.Sok. Azmi Aras Apt. No:80 adresinde bulunan evinin önüne park edildiğini; yağmur sularının birikmesi nedeni ile aracın hasarlandığını, Sigortalının, beyan dilekçesi ile müvekkili şirkete hasar ihbarında bulunmasının ardından açılan 843649 nolu hasar dosyası için eksper görevlendirildiğini; sigorta eksperince düzenlenen rapora göre sigortalı araçta ağır hasar meydana geldiğini; bu nedenle pert total işlemine tabi tutulduğunu, sigortalıya 30.01.2013 tarihinde 64.500-TL tazminat ödemesi yapılmış olduğunu; sigortalı aracın ise hasarlı haliyle 26.445,00 TL’ya satıldığını ileri sürerek, yağmur suyu nedeniyle sigortalı araçta meydana gelen zararın 64.500-26.445= 38.055,00 TL’sinin, müvekkili şirketin sigortalısına ödeme yaptığı tarih olan 30.01.2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı idareden tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.
Davalı Antalya Su ve Atıksu İdaresi Genel Müdürlüğü vekili süresi içerisinde sunduğu cevap dilekçesinde özetle, görev itirazında bulunulmuştur.
ANTALYA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 18.6.2015 gün, E:2014/628 sayı ile, davalı vekilinin görev itirazının reddine karar vermiştir.
Davalı Antalya Su ve Atıksu İdaresi Genel Müdürlüğü vekilince, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine, dilekçe ve ekleri Danıştay Başsavcılığına gönderilmiştir.
DANIŞTAY BAŞSAVCISI; Anayasanın 125 inci maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğunu, İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişinde nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusurunun hizmetin kötü işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleştiği ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açtığını, öte yandan 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanununun 2 nci maddesinin 1 inci fıkrasının (b) bendinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmış olup, buna göre, kamu idarelerinin hizmet kusurundan doğduğu iddia edilen zararların tazmini istemiyle açılan davaların idari yargı yerlerinde görülmesi gerektiğini belirterek, davanın 12.01.2013 tarihinde meydana gelen aşırı yağış nedeniyle evinin önünde park halinde iken yağmur sularının birikmesi nedeniyle zarar gördüğü, bu nedenle uğranıldığını ileri sürdüğü maddi zarara ilişkin tazminat sorumluluğunun, özel hukuktan kaynaklanan bir sorumluluk olmayıp davalı idarenin alt yapı hizmetini kusurlu yürütmesinden kaynaklandığı iddiasına dayandığından idare hukuku kurallarına göre değerlendirilmesi gereken bir sorumluluk olduğu; bu durumda, uğranıldığı ileri sürülen zararın, 2560 sayılı Kanun uyarınca kamu tüzel kişisi olarak kurulmuş olan ASAT Genel Müdürlüğü"nün Yasada belirlenmiş olan kamu hizmeti niteliği taşıyan altyapı tesisini kurma ve işletme yetkisi kapsamında sunmuş olduğu hizmetin kötü işlemesi, hiç işlememesi ya da eksik işlemesi, bir başka anlatımla hizmet kusuru iddiasına dayandığından uyuşmazlığın görümü ve çözümü görevinin idari yargı yerine ait bulunduğu gerekçesiyle 2247 sayılı Yasa"nın 10"uncu maddesi uyarınca, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.
Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasanın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir.
YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI: Dosyadaki uyuşmazlığın çözümünün, ASAT Genel Müdürlüğünün görevinde olan kanalizasyon hizmetinin yürütülmesi yönünden kusurunun ya da idarenin sorumluluğunu gerektirecek başka bir nedenin bulunup bulunmadığının belirlenmesine bağlı bulunduğu; bu belirlemenin ise, Anayasa ve kanun hükümleri çerçevesinde idari yargı yerlerince yapılabilecek nitelikte olduğundan; davanın görüm ve çözümünün İdari Yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle, Danıştay Başsavcılığının 2247 sayılı Kanunun 10. maddesi gereğince yapmış olduğu başvurunun kabulü ile Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/06/2015 tarih ve 2014/628 Esas sayılı görevlilik kararının kaldırılması gerektiği yönünde düşünce vermiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 26.12.2016 günlü toplantısında:
l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa"nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı idare vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı"nca 10.maddede öngörülen biçimde, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşıldığından, usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, Davacı şirketçe sigortalı olan 07 GB 159 plakalı aracın sigortalının evinin önünde park halinde iken yağmur sularının birikmesi nedeniyle zarar görmesi sonucu uğranıldığı ileri sürülen 38.055,00-TL maddi zararın, ödeme tarihi olan 30.01.2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsili istemiyle açılmıştır.
İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projenin hukuka aykırı olduğu nedeniyle iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacak davalar ile idarenin aynı plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak davaların görüm ve çözümünün, iptal ve tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu, idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.
Olayda, davacı tarafından, sigortalının evinin önünde park halinde iken yağmur sularının birikmesi nedeniyle zarar görmesi sonucu uğranıldığı ileri sürülen 38.055,00-TL maddi zararın, ödeme tarihi olan 30.01.2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsili istemiyle davalı idareye karşı dava açıldığı anlaşılmaktadır.
Anayasanın 125 inci maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış olup, bununla birlikte idarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişinde nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusurunun hizmetin kötü işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleştiği ve bunun idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açtığında kuşku bulunmamaktadır.
Öte yandan, kamu hizmetinin, yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, kamu yararına uygun şekilde işletilip işletilmediğinin, hizmet kusuru ya da başka bir nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının yargısal denetiminin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde “idari dava türleri” arasında sayılan “idari işlem ve eylemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılacak tam yargı davası” kapsamında, idari yargı yerlerince yapılacağı açıktır.
Belirtilen durum karşısında, davanın görüm ve çözümü idari yargı yerinin görevine girdiğinden, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile davalı Antalya Su ve Atıksu İdaresi Genel Müdürlüğü vekilinin görev itirazının reddine ilişkin, Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 18.6.2015 tarih, E:2014/628 sayılı kararın kaldırılması gerekmiştir.
S O N U Ç : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile davalı Antalya Su ve Atıksu İdaresi Genel Müdürlüğü vekilinin görev itirazının reddine ilişkin, Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 18.6.2015 tarih, E:2014/628 sayılı GÖREVLİLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 26.12.2016 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Nuri NECİPOĞLU
|
Üye Ali ÇOLAK
Üye Süleyman Hilmi AYDIN |
Üye Yusuf Ziyaattin CENİK
Üye Mehmet AKBULUT |
Üye Alaittin Ali ÖĞÜŞ
Üye Yüksel DOĞAN |
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.