11. Hukuk Dairesi 2015/6831 E. , 2016/1977 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 18/09/2014 tarih ve 2014/976-2014/271 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının müvekkili şirkette 13/04/1998-20/12/2005 tarihleri arasında satış mühendisi olarak çalıştığını ve 26/02/2003 tarihinde Gizlilik Taahhütnamesi imzaladığını, davalının işten ayrıldıktan sonra müvekkili şirketin distribütörü olduğu dava dışı ...firmasının Türkiye"deki irtibat bürosunda satış müdürü olarak çalıştığının tespit edildiğini, davalının irtibat bürosunda çalışmaya başlamasından sonra dava dışı şirketin müvekkili ile olan ticari ilişkisini kısmi olarak, parça parça sona erdirdiğini, müvekkiline ait ticari sırların davalı tarafından aynı işte ve aynı müşteriler için kullanıldığını, müvekkilinin tüm satış, müşteri, alım ve satım fiyatları, kar marjları, toleransları ve bunun gibi bilgilerin davalının elinde olduğu ve davalının da dava dışı şirkette çalışmasının taraflar arasında akdedilen sözleşmeye aykırı olup, rekabet kurallarına aykırılık teşkil ettiğini ve müvekkilini zarara uğrattığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminat ile 50.000 USD cezai şartın fiili ödeme günündeki ...satış kuru karşılığı Türk Lirası olarak davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, iş akdinin davacı tarafından sona erdirildiğini, rekabet yasağı sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacının bir zararının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki rekabet yasağı sözleşmesinde belirlenen 3 yıllık sürenin BK"nın 349. m. gereğince işçinin iktisadi hayatını hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürdüğü, sözleşmede yasağın geçerli olduğu bölgenin belirlenmesinin sözleşmeyi geçersiz kılacağı yine, davalının çalışması sırasında öğrendiği bilgilerin ticari sır olarak nitelendirilemeyeceği, tanıdığı müşterilerin yeni çalışmaya başladığı iş yeri tarafından da zaten bilindiği, kullanılmasının davacıya önemli bir zarar verdiğinin veya vereceğinin kanıtlanamadığı, sözleşmenin geçersiz olduğu ve davalı eyleminin rekabet yasağı kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava, 818 sayılı BK"nın 348. maddesinde düzenlenen, işçinin rekabet yasağına ve taraflar arasında akdedilen sözleşmeye aykırılıktan kaynaklanan maddi tazminat ve cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Ancak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. Gerek mülga 1086 sayılı HUMK’nın 382 ve devamı maddelerinde gerekse yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK"nın 294 ve devamı maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca hükme bağlanmıştır. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ilke olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır ve şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil olarak kurulması ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun bulunması gerekir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş olacaktır. Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olmaması gerektiği gibi, gerekçe ile hüküm fıkrası arasında da çelişki bulunmaması yasal bir zorunluluk olup, HMK"nın 298/2. maddesinde gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir. Kararların bu hususlara aykırı oluşturulması mahkeme kararlarına duyulan güveni sarsacağı gibi, verilen kararların hukuki denetiminin yapılmasını da olanaksız kılmaktadır.
Somut olayda mahkemece, davacının dosyaya sunduğu belge ve delillerle iddialarını ispat ettiği ifadesinin yanı sıra, rekabet yasağı sözleşmesinin geçersiz olduğu ve davalı eyleminin rekabet yasağı kapsamında olmadığı belirtilmek suretiyle, hem gerekçenin kendi içerisinde, hem de gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratır şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın re"sen bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın re"sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 24/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.