4. Ceza Dairesi 2019/778 E. , 2019/4248 K.
"İçtihat Metni"Silahla tehdit suçundan suça sürüklenen çocuk ..."ın mahkûmiyetine, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 23. maddesi gereğince 3 yıl denetime tâbi tutulmasına dair Gaziantep 2. Çocuk Mahkemesinin 24/02/2015 tarihli ve 2012/561 esas, 2015/167 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle yapılan ihbar üzerine suça sürüklenen çocuk hakkındaki hükmün açıklanması ile 5237 sayılı Kanun"un 106/2-a, 43/1, 29, 31/3 ve 62/1. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Gaziantep 2. Çocuk Mahkemesinin 19/06/2018 tarihli ve 2018/233 esas, 2018/342 sayılı kararının, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 11/01/2019 günlü ve 94660652-105-27-16921-2018-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21/01/2019 günlü ve 2019/5046 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 50/3. bendinde yer alan "Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir." şeklindeki düzenleme karşısında, suç tarihinden önce hapis cezasına ilişkin hükümlülüğü bulunmayan suça sürüklenen çocuk hakkında tayin olunan kısa süreli hapis cezasının aynı Kanun"un 50/1. maddesinde öngörülen seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinde zorunluluk olduğunun gözetilmemesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Silahla tehdit suçundan suça sürüklenen çocuk ..."ın mahkûmiyetine, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 23. maddesi gereğince 3 yıl denetime tâbi tutulmasına dair Gaziantep 2. Çocuk Mahkemesinin 24/02/2015 tarihli ve 2012/561 esas, 2015/167 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle yapılan ihbar üzerine suça sürüklenen çocuk hakkındaki hükmün açıklanması ile 5237 sayılı Kanun"un 106/2-a, 43/1, 29, 31/3 ve 62/1. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Gaziantep 2. Çocuk Mahkemesinin 19/06/2018 tarihli ve 2018/233 esas, 2018/342 sayılı kararının, suç tarihinden önce hapis cezasına ilişkin hükümlülüğü bulunmayan suça sürüklenen çocuk hakkında tayin olunan kısa süreli hapis cezasının aynı Kanun"un 50/1. maddesinde öngörülen seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinde zorunluluk olduğunun gözetilmemesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Silahla tehdit suçundan suça sürüklenen çocuk ... hakkında hükmolunan 5 ay hapis cezasının, TCK’nın 50/3. maddesi uyarınca, aynı Kanunun 50/1. maddesinde belirtilen seçenek yaptırımlara çevrilmesinin gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtay’ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay’ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilebilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14/11/1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağanüstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hâkimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir. (Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2/29-56 sayılı kararı da bu doğrultudadır.)
Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
Kesinleşen bu karar veya hükümlerdeki aykırılıklar başka suretle giderilmesi mümkün olmadığı takdirde, ikincil ve olağanüstü nitelikte olan kanun yararına bozma yasa yoluna konu edilebilecektir.
İncelenen dosyada;
Suça sürüklenen çocuk ... hakkında 20/06/2012 tarihinde gerçekleştirdiği iddia olunan silahla tehdit eylemi nedeniyle TCK"nın 106/2-a, 43/1-2 ve 31/3. maddeleri uyarınca yargılanıp cezalandırılması talebiyle kamu davasının açıldığı, şikayetçi ..."ın davaya katılma talebinde bulunduğu ve kamu davasına katılan sıfatıyla kabul edildiği, yargılama neticesinde Gaziantep 2. Çocuk Mahkemesinin 24/02/2015 tarihli ve 2012/561 esas, 2015/167 sayılı kararıyla suça sürüklenen çocuğun TCK"nın 106/2-a, 43/1, 29, 31/3 ve 62/1. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, CMK"nın 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 23. maddesi gereğince 3 yıl denetime tâbi tutulmasına karar verildiği, suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içerisinde 14/01/2017 tarihinde kasıtlı bir suç işlediğinin ihbar edildiği, yeniden yapılan yargılama neticesinde Gaziantep 2. Çocuk Mahkemesinin 19/06/2018 tarihli ve 2018/233 esas, 2018/342 sayılı kararıyla suça sürüklenen çocuğun TCK"nın 106/2-a, 43/1, 29, 31/3 ve 62/1. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına hükmolunduğu, kararın suça sürüklenen çocuğun huzurunda tefhim edildiği, gerekçeli kararın, yokluğunda karar verilen katılan ..."a tebliğ edildiğine dair herhangi bir bilgi veya belgenin dosya içerisinde yer almadığı, hükmün kesinleştirilerek infaza verildiği, suç tarihi itibariyle suça sürüklenen çocuğun hapis cezasına mahkumiyetinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
5271 sayılı CMK"nın "Kanun Yollarına Başvurma Hakkı" başlıklı 260. maddesi;
(1) Hâkim ve mahkeme kararlarına karşı Cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık ve bu Kanuna göre katılan sıfatını almış olanlar ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yolları açıktır.
(2) (Değişik fıkra: 18/06/2014-6545 S.K./73. md) Ağır ceza mahkemelerinde bulunan Cumhuriyet savcıları, ağır ceza mahkemesinin yargı çevresindeki asliye ceza mahkemelerinin; bölge adliye mahkemesinde bulunan Cumhuriyet savcıları, bölge adliye mahkemelerinin kararlarına karşı kanun yollarına başvurabilirler.
(3) Cumhuriyet savcısı, sanık lehine olarak da kanun yollarına başvurabilir." şeklindedir.
5271 sayılı CMK"da kanun yoluna başvurma hakkı, Cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık ve bu Kanuna göre katılan sıfatını almış olanlar ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlara, müdafiliğini veya vekilliğini üstlendiği kişilerin açık arzusuna aykırı olmamak koşuluyla avukatlara, şüpheli veya sanığın yasal temsilcisi ve eşine tanınmıştır. İncelemeye konu dosyada, şikayetçi ... davaya katılma talebinde bulunmuş ve mahkemece şikayetçinin kamu davasına katılan sıfatıyla kabulüne karar verilmiştir. Hüküm katılan ..."ın yokluğunda verilmiş, gerekçeli kararın katılan ..."a tebliğ edildiğine dair herhangi bir bilgi veya belgenin dosya içerisinde yer almadığı görülmüştür. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; gerekçeli kararın, katılan ..."a tebliğ edilip edilmediğinin araştırılması, tebliğ edilmiş olması halinde evrakın dosyaya eklenmesi, tebliğ edilmediğinin belirlenmesi halinde ise gerekçeli kararın yöntemince tebliğ edilmesinin gerekmesi karşısında, ikincil ve olağanüstü nitelikte olan kanun yararına bozma yasa yoluna ancak, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde başvurulabilmesi hususu nazara alındığında, gerekçeli kararın, katılan ..."a tebliğ edilip edilmediğinin araştırılması, tebliğ edilmiş olması halinde evrakın dosyaya eklenmesi, tebliğ edilmediğinin belirlenmesi halinde ise gerekçeli kararın katılana yöntemince tebliği, istinaf kanun yoluna başvurulması halinde gereğine tevessül edilmesi, istinaf kanun yoluna başvurulmaması halinde ise, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 11/01/2019 günlü ve 94660652-105-27-16921-2018-Kyb sayılı istemleri ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21/01/2019 günlü ve 2019/5046 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesine konu hukuka aykırılık açısından yeniden kanun yararına bozma talebinde bulunulması gerekmektedir.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1)Gaziantep 2. Çocuk Mahkemesinin 19/06/2018 tarihli ve 2018/233 esas, 2018/342 sayılı kararına yönelik, CMK"nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN BU AŞAMADA REDDİNE,
2)Dosyanın, gerekçeli kararın, katılan ..."a tebliğ edilip edilmediğinin araştırılması, tebliğ edilmiş olması halinde evrakın dosyaya eklenmesi, tebliğ edilmediğinin belirlenmesi halinde ise gerekçeli kararın katılana yöntemince tebliği, istinaf kanun yoluna başvurulması halinde gereğine tevessül edilmesi, istinaf kanun yoluna başvurulmaması halinde ise, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 11/01/2019 günlü ve 94660652-105-27-16921-2018-Kyb sayılı istemleri ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21/01/2019 günlü ve 2019/5046 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesine konu hukuka aykırılık açısından yeniden kanun yararına bozma talebinde bulunulması için, mahalline gönderilmesine, sonraki işlemlerin, mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 13/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.